Tarih boyunca birbirinden oldukça farklı ve etkileyici özelliklere sahip çok sayıda sanat akımı ortaya çıktı. Bu sanat akımlarına bağlı sanatçılar resim, müzik, mimari ve edebiyat gibi alanlarda ölümsüz eserler yarattılar. Elbette heykel de bu sanat dalları arasında oldukça önemli bir yere sahipti. Özellikle de Avrupa’daki Rönesans hareketi ve takip eden yüzyıllar boyunca Avrupalı heykeltıraşlar büyük bir estetik zarafetin izlerini taşıyan onlarca eser ortaya koydu. 18. yüzyıla gelindiğinde ise bu büyük zarafetin en belirgin izleri, Antonio Canova tarafından yapılan eserlerde görülüyordu! Canova, Neoklasik heykel anlayışından hareket ederek Antik Roma ve Yunan döneminden esinleniyor, canlıymış gibi görünen mermer heykellerini etkileyici bir sadelik ve uyum içerisinde ortaya çıkartıyordu. Bununla birlikte Canova’nın eşsiz heykellerini yaratırken ustalıkla kullandığı bazı teknikler, eserlerinin inanılmaz bir görkeme kavuşmasını sağlıyordu. İşte Neoklasik dönemin en önemli sanatçılarından Antonio Canova hakkında bilmeniz gerekenler…
Antonio Canova, 1 Kasım 1757’de Venedik’te dünyaya geldi
Henüz üç yaşındayken anne ve babasını kaybeden Antonio Canova, büyükbabası tarafından büyütüldü. İlerleyen yıllarda tarihin en büyük heykeltıraşlarından birisi haline gelecek Canova’nın heykel sanatına olan ilgisi, bir taş ustası olan büyükbabasının yanında geçirdiği dönemlerde başladı…
Canova, gençlik döneminde Neoklasik heykel sanatının en önemli temsilcisi haline geldi
18. yüzyıl Avrupa’sının önemli sanat akımlarından olan Neoklasizm, Antik Yunan ve Roma dönemlerindeki sanat ideallerine dönüşe ve bu ideallerin yeniden yaratılması ilkesine dayanıyordu. Bu sebeple Neoklasik sanatçılar sıklıkla bu iki dönemdeki sanat anlayışından, mitolojiden ve tarihi mitlerden besleniyorlardı. Antik dönemlerin sade fakat sağlam köklere dayanan güçlü sanat anlayışı, Neoklasik sanatçıların eserlerine eşine az rastlanır bir ihtişam katıyordu. Öte yandan Neoklasik sanat anlayışı, kendinden önceki Barok ve Rokoko sanatının aşırı süslemeci ve detaycı tavrına karşın sade bir estetik anlayışında taraf oluyordu… İşte Antonio Canova, bu sanat anlayışıyla ortaya koyduğu eserlerle kendi döneminde de dikkat çeken bir sanatçı olmayı başarmıştı. Aralarında Napolyon Bonapart’ın da bulunduğu Avrupa’nın en önemli simaları, Canova’dan kendileri için heykel yapmasını istiyorlardı…
Neoklasik sanatın heykelleri antik dönemlerdeki mitlerden ve mitolojilerden besleniyor, ortaya çıkan eserler binlerce yıllık idealize edilmiş bir estetik anlayışını yansıtıyordu
Bu sebeple dönemin heykeltıraşları gerçek veya gerçeğe yakın boyutlarda eserler ortaya koyuyordu. Ancak doğrudan mitolojik hikâyelerden esinlenilerek yapılan bazı heykellerin boyutları metrelerce yüksekliğe erişebiliyordu. İşte Neoklasik dönemin heykellerindeki ihtişam bir bakıma bu sayede ortaya çıkıyordu. Ancak Canova’nın eserlerini muadillerinden ayıran son derece önemli bir özelliği vardı…
Antonio Canova’nın heykelleri, pürüzsüz şekilleri ile ünlüydü. İtalyan heykeltıraş mermere ipeksi bir görünüm ve idealize edilmiş bir estetik kazandırabilmek için günler hatta haftalar boyunca uğraşıyordu
Bu yoğun çabanın karşılığı ise doğal ışıkta bile parlıyormuş gibi görünen ipeksi heykeller aracılığıyla ortaya çıkıyordu!
Neoklasik dönemin en ünlü yapıtı olan “Aşk Tanrısının Öpücüğü ile Canlandırılan Ruh” isimli heykel 1787 yılında Antonio Canova tarafından oyuldu
Canova bu eserinde bağlı olduğu sanat anlayışına uygun bir şekilde, tarihsel bir konuyu işliyordu. Heykelde Antik Roma’nın aşk tanrısı Cupid ve insanken daha sonra tanrıçaya dönüşen sevgilisi Psyche’nin hikâyesi anlatılıyor. Eser, Canova’nın kusursuz tekniği sayesinde abartılı fakat gerçekçi bir romantizmin yansıması haline geldi.
Canova’nın bir diğer önemli eseri olan “Üç Güzeller” Neoklasik sanat ideallerinin somutlaşmış hali olarak kabul ediliyor
İtalyan sanatçının bu kompozisyonunda tek bir mermer levhadan oyulmuş üç zarif kadın figürü görünüyor. Ancak eser, Barok sanatın süslü karmaşasından uzak kalarak sade ve doğal bir estetik anlayışın ürünü olarak şekillendirilmiş. Bu sebeple eser, Neoklasik heykel sanatının en önemli ürünlerinden birisi olarak değerlendiriliyor…
Kaynak: 1