Bazı insanlar inanıyor, bazılarının nazarında ise tuhaf ve hatta gülünç tahminlerden, “uydurmalardan” başka bir şey değil. Ancak “kehanetler” yüzlerce hatta binlerce yıldır insan yaşamının bir parçası. Söz gelimi Nostradamus veya Baba Vanga gibi ünlü kahinlerin kehanetleri modern zamanlarda dahi pek çok insan için hiç değilse ilgi çekici. Fakat az önce değindik, kabaca “çeşitli yöntemlere henüz gerçekleşmemiş olay ve durumları, kısacası geleceği önceden bilmek” olarak tanımlayabileceğimiz kehanet, düşündüğünüzden çok daha köklü bir geçmişe sahip. Bu noktada özellikle antik dönemlerdeki toplulukların yaşamlarında kehanetlerin bugünkünden çok daha önemli bir yeri olduğun hatırlatmamız gerekiyor. Üstelik antik zamanlardaki hemen her topluluğun kendine özgü, bazıları hayli tuhaf kehanet yöntemleri bulunuyor. Örneğin Antik Yunan kâhinleri insanların doğum lekelerine bakarak veya duman yardımıyla geleceği görmeye çalışıyordu. Kadim Doğu toplumlarında hayvan kemikleri ve özel çubuklar gelecekten haber veren nesnelerdi. Bu yazımızın konusu ise Antik Roma medeniyetindeki kâhinlerin kullandığı araçlar ve yöntemler. Gelin, kadim Roma medeniyetinin kâhinleri geleceği görmek için neler kullanıyordu, Antik Roma kehanet yöntemleri nelerdi birlikte bakalım.
1. Tavuklar
Milattan önce 249 yılında Antik Roma’nın önemli komutanlarından biri olan Claudius Pulcher Sicilya kıyılarında Kartacalılar ile savaşmaya hazırlanıyordu. Ancak iki ordunun karşı karşıya gelmesine kısa bir süre kala, savaş planlarını gözden geçirmek için diğer komutanların yanına değil, asla yanından ayırmadığı kutsal tavukların yanına gitti! Peki, ama neden? Elbette Claudius Pulcher her ne kadar kutsal olsalar da tavukların savaş meydanına çıkamayacağını veya kendisine benzersiz bir strateji öğretemeyeceğini biliyordu. Ancak tavuklar henüz başlamamış savaşın sonucunu söyleyebilirdi!
Evet, Antik Roma kehanet yöntemleri söz konusu olduğunda tavuklar büyük bir öneme sahipti. Peki, tavukların başrolde olduğu bu yöntemde geleceğe nasıl bakılıyordu? Kutsal tavukların bulunduğu kafesin dışına bir miktar tahıl serpiliyor ardından kafesin kapısı açılıyordu. Eğer tavuklar tahıllara hücum eder afiyetle mideye indirirlerse bu Roma ordusunu bekleyen mutlak bir zafere işaret ediyordu. Ancak tavuklar kafesten çıkmak veya tahılları yemek konusunda isteksiz davranırsa savaşın kaybedileceğini haber vermiş oluyorlardı.
2. İnsan kurban etmek
Antik Roma’nın bazı kahinleri, bazı hayvanların iç organlarına özellikle de bağırsaklarına bakarak geleceği görmeye çalışıyordu. Bu, Roma’dan önceki ve sonraki pek çok toplulukta da kullanılan popüler bir kehanet yöntemiydi. Ancak geleceği görme arzusu Romalıların çok daha korkunç eylemler gerçekleştirmesine de neden olmuştu: İnsan kurban etmek!
Kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar bile bu korkunç kehanet yönteminin bir parçası haline gelebiliyordu. Yöntemin detayları ise hayli rahatsız edici: Kurban henüz canlıyken göğsü açılıyor, iç organları belirli bir sıraya göre çıkarılıyor; organların rengi ve şekli, kurbanın ne şekilde çığlık attığı, kanının ne şekilde aktığı ve nasıl öldüğü not ediliyor. Daha sonra tüm bu “veriler” kâhin tarafından geleceği görmek için yorumlanıyor!
3. İdrar
Evet, kulağa ilginç gelse de Antik Romalılar da diğer pek çok antik topumda olduğu gibi geleceği görmek için idrardan yardım alıyordu. Bu tuhaf fakat insan kurban etmeye nazaran çok daha insancıl olan kehanet yönteminde geleceği belirleyen unsurlar ise idrarın rengi, kokusu ve tadıydı!
4. Gök gürültüsü
Gökyüzü Antik Roma kahinleri için büyük bir öneme sahipti. Sık sık yüksek tepelere çıkıyor, bakışlarını gökyüzüne çeviriyor ve tanrıların oraya gizlediği mesajları açığa çıkarmaya çalışıyorlardı. Elbette bu hususta dikkat ettikleri bazı noktalar da vardı. Çoğu zaman kuş sürülerinin hareketlerini takip ediyor, bulutların şekillerini inceliyorlardı. Bir de gök gürültüsüne kulak veriyorlardı.
Gök gürültüsü göğün sol tarafından duyulduğunda iyi şansın, sağ tarafından duyulduğunda ise bir felaketin habercisiydi. Ayrıca hangi gün duyulduğu da oldukça önemliydi. Örneğin pazar günleri duyulan gök gürültüsü bir rahibin veya eğitmenin yakında öleceğinin habercisiydi. Pazartesi günleri bir kadının, çarşamba ve perşembe günleri ise yakın zamanda bazı dilencilerin öleceğini bildiriyordu. Ancak en korkulan gök gürültüsü cuma günleri duyulandı. Bir devlet adamının veya generalin bu dünyadan ayrılacağını fısıldıyordu. Cumartesi günleri duyulan gök gürültüsü ise veba veya kıtlık gibi çok daha korkunç bir alametten başka bir şey değildi.
5. Yumurtalar
Antik Roma kehanet yöntemleri söz konusu olduğunda öne çıkan bir diğer unsur ise yumurtalardı. Bununla birlikte yumurtalar yalnızca kahinler tarafından değil, vatandaşlar tarafından da kullanılıyordu. Söz gelimi hamile kadınlar, bebeklerinin cinsiyetini öğrenmek için bir yumurta alıyor ve civciv çıkana kadar yanlarından ayırmıyorlardı. Civcivin cinsiyeti ne ise bebeğin cinsiyetinin de o olacağına inanıyorlardı.
Ancak daha kompleks gelecek tahminleri için farklı bir yöntem benimsenmişti. Yumurtanın beyazı kaynar bir suya atılıyor ve oluşan şekiller yorumlanıyordu. Yuvarlak şekiller sevindirici bir olaya özellikle de bir düğüne işaret ediyordu. Fakat düzensiz veya uzun şekiller yaklaşan bir tehlikenin en son ve en net habercisiydi.
6. Aynalar
Suya, kristal kürelere veya aynalara bakarak geleceği görme çabası tarihin hemen her döneminde yaygındı. Yani Antik Romalılar da bu nesnelere özellikle de aynalara bakarak geleceği görmeye çalışıyordu. Öyle ki bazı Antik Roma imparatorları bile geleceği görmek için aynalardan medet umuyordu. Örneğin milattan sonra 193 yılında Roma tahtında oturan Didius Julianus bir savaşın sonucunu öğrenmek için aynalardan yardım almıştı. Bu olayda kehanette bulunma görevi ise küçük bir çocuğa verilmişti. Çocuk, aynada Julianus’un düşüşünü ve rakiplerinden Severus’un yükselişini gördü! Tıpkı tarih kitaplarında da anlatıldığı gibi!
İlginizi çekebilir:
Egzotik Baharatlardan Vahşi Hayvanlara: Antik Roma’da Son Derece Değerli Kabul Edilen 5 Şey
Kaynak: 1