Gezegendeki en soğuk ve en acımasız ortam olmasına rağmen, çok sayıda insan Antarktika’da yaşıyor. İklim değişikliğinin artan tehlikeleri, her yıl daha çok sayıda bilim insanının bu kıtaya giderek, önemli araştırma çalışmalarına katılmasına yol açıyor. Bu nedenle Antarktika’da yaşayanların çoğunluğunun bilim insanı olduğu söyleyebiliriz. Ancak bilim insanı olmayan kişiler de bu kıtada hayatını sürdürüyor. Antarktika’da bir devlet yönetimi olmasa da okullar, atletizm yarışmaları ve her yıl düzenlenen bir konser var. Antarktika’da yaşam hakkında daha fazla bilgi yazımızda sizi bekliyor.
1. Antarktika en yoğun zamanda yaklaşık 4.000 kişilik nüfusa sahip
Antarktika’da yaz mevsimi (tabii buna yaz mevsimi denirse) Kasım ve Mart ayları arasında yaşanıyor. Nüfusun en yoğun olduğu yani 4.000 kişiye ulaştığı zaman, yaz mevsimine denk geliyor. Kış geldiğinde birçok insan kıtayı terk ediyor. Antarktika’nın yerli halkı yok. Kıtaya gelenlerin çoğunluğu jeoloji, yaşam bilimi ve fizik konusunda uzman bilim insanları oluşturuyor. En kalabalık yerleşim ABD’nin McMurdo istasyonunda. Yaz mevsiminde burada yaklaşık 1.200 kişi yaşıyor. Buraya kıtanın New York’u diyebiliriz. Para çekmek için ATM’ler, bir şapel, yol işaretleri, bir hastane ve temel ihtiyaçların satıldığı bir market var. Cep telefonu ise tam çekiyor. McMurdo dışında kıtada Finlandiya, Şili, Japonya, Pakistan ve Almanya gibi ülkeler tarafından yönetilen az nüfusa sahip düzinelerce istasyon yer alıyor.
2. Kış aylarında da Antarktika’da yaşayan insanlar var
Antarktika’da soğuğun derinden hissedildiği kış aylarında da kalan cengâver insanlar var. Bu süre boyunca sıcaklık -73 dereceye kadar düşüyor. Soğuk yaşamak için tek zorluk değil. Tüm kış ayları tam karanlık altında geçiyor. Güneş ışığının hiç olmadığı kış aylarında Antarktika’da yaşamak, insanlarda duygu durum bozukluklarına sebep olabiliyor. Bu yüzden kış aylarınca çalışmaya aday olan kişiler önce bazı psikolojik testlerden geçiriliyor. D vitamini eksikliğinin depresyonun önemli sebeplerinden biri olduğu belirtiliyor. İnsanlar, yoga dersleri yaparak, yabancı dil öğrenerek, spor salonunda egzersiz yaparak, kitap okuyarak, hidroponik seraları tercih ederek bu zor zamanla başa çıkmaya çalışıyor.
3. Antarktika’da aileler yaşıyor
Tanıştığınız biri size Antarktika’da büyüdüğü söylerse, doğruyu söylüyor olabilir. Çünkü Antarktika’da Şili’nin Villa Las Estrellas ve Arjantin’in ise Esperanza adını verdiği köyler var. 1984 yılında kurulan Villa Las Estrallas’ın 200’den az nüfusu var. Bu köyde mezarlık, hastane, banka, kantin, kapalı spor salonu bulunuyor. Köyde sakinlere hizmet veren alkollü içkilerin de satıldığı bir restoran ve iki öğretmenin bir düzine öğrenciye ders verdiği bir okul da var. Arjantin’in kıtanın kuzey ucunda bulunan Esperanza köyünde ise, bir mezarlık, bir okul, bir izci birliği yer alıyor. Burayı ilginç kılan ise Antarktika’da dünyaya gelen ilk insan olan 1978 doğumlu Emilio Marcos Palma’nın bu köyde yaşaması. Palma’nın annesi Silvia Morella, tarihin ilk Antarktika doğumlu çocuğunu dünyaya getirmek için Arjantin hükümeti tarafından kıtaya yollanmıştı. Böylece Antarktika doğumlu ilk insan bir Arjantin vatandaşı oldu.
4. Antarktika’da giriş seviyesi için iş olanakları mevcut
Antarktika’da yaşamak için bilim insanı olmak zorunda değilsiniz. Giriş seviyesi bazı pozisyonlar mevcut! Örneğin Keri Nelson, Antarktika’ya 2007’de çalışmaya geldiğinde henüz 20’li yaşlarındaydı. McMurdo istasyonunda yaşayan Nelson, ilk işi binaların temizliğini yapmaktı daha sonra ise markette çalışmaya başladı. Giriş seviyesindeki işler, tuvalet yıkamaktan tutun da herkesin yemeğini yapmaya kadar oldukça çeşitli. Örneğin, mektupları ve paketleri teslim etmek için postacılara ihtiyaç var. Markette ise raflara birinin ürün yerleştirmesi gerekiyor. Ancak bu Antarktika’da çalışmak istiyorsanız şunu aklınızda tutun, oldukça uzun saatler çalışacak ve epey zorlanacaksınız!
5. Antarktika’da aşk başkadır
Keri Nelson, Antarktika’da başlayan ilişkilerin oldukça yaygın olduğunu söylüyor. Örneğin kocasıyla orada tanışmış. Kendisi McMurdo’ya yerleştiğinde, müstakbel eşi üç kilometre uzaklıkta olan Yeni Zelanda’ya ait Scott istasyonunda çalışıyormuş. İki sevgili, yıldızlara ve Ay’a bakmak için istasyonlarından çıkıyor ve yarı yolda buluşuyorlarmış. Ancak düğünleri orada olmamış. Michigan’da evlenmişler.
6. Yeniden üniversitede olmak gibi
Dünyanın dibinde yaşamı kolaylaştıran şeylerden biri de üniversite hayatını anımsatan aktivitelerin bu kıtada devam etmesi. Keri Nelson, yatakhanelerde uyuyan, ranzaları paylaşan, kafeteryada yemek yiyen herkesin yaşadığı deneyimi “üniversite kampüsü atmosferi” olarak tanımlıyor. McMurdo’da arkadaşlar barda takılıyor, grup çalışmaları için bir araya geliyor, yürüyüşe çıkıyor ve Game of Thrones seyretmek için toplanıyor. Bazı insanlar ise Antarktika’yı problemlerinden uzaklaşmak için bir fırsat olarak görüyor. Kıtada dokuz ay süren kış günleri için alkol stoğu yapılıyor. Ancak geçmişte Club 90 South’da stoklanan bira ve şarap, ağır içiciler yüzünden vaktinden önce tükenmiş. Bazı insanların, günlerin daha hızlı geçmesi için bol bol içtiği gözlemlenmiş.
7. Dünyanın en soğuk yerinde her yıl düzenlenen rock konseri
Antarktika’da her yılbaşında, açık havada rock konseri düzenleniyor. 1990’dan beri düzenlenen ve IceStock adı verilen konser altı saat sürüyor. Solo akustik performanslar, rock grupları sırayla sahne alıyor. Kıtadaki tek müzik faaliyeti bu değil. McMurdo istasyonundaki barda genellikle canlı müzik yapılıyor ve her iki haftada bir akustik geceleri düzenleniyor. Kadınların çaldığı müzik için de özel bir gece var.
8. İnterneti çok kullanamazsınız
Kıtada internet servisi var ama son derece sınırlı. İnternet erişimi genel olarak bilim faaliyetleri için kullanılıyor. Çünkü oldukça yavaş, ping süreleri yüksek ve Steam gibi hizmetler engelli. Skype kullanımına bile izin yok. Yani oraya giderseniz Netflix aboneliğinize güvenmeyin. The Walking Dead’i izlemek istiyorsanız yükleyip yanınızda götürmenizde yarar var. Keri Nelson, kıtada internet saatlerinin akıllıca planlanması gerektiğini söylüyor. Böylece sosyal ağlara, Gmail gelen kutusuna ve Instagram fotoğraflarına bakacak fırsatı bulmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Ancak, beğenme işlemlerine başlamak oldukça uzun zaman alıyormuş.
9. Atletizm ve spor yarışmaları düzenleniyor
Kıtada atletizm ve spor müsabakaları yapılıyor. Her yıl Ross Island Kupası adı altında ragbi maçları düzenleniyor ve genelde Yeni Zelanda bu kupayı kazanıyor. McMurdo Maratonu’nda ise yarışmacılar buzlu manzara karşısında 42 kilometre koşuyor. Başka koşu müsabakaları da var. 1959’dan beri de “300 Club” isimli bir yarışma düzenleniyor. Katılımcılar, 93 derecelik bir saunada vakit geçirdikten sonra sadece ayakkabılarını giyerek -73 derece olan dışarıya çıkıyor ve koşu yarışı yapıyor. Değişik bir gelenek.
10. Turist sayısı artıyor
Antarktika’ya turizm, son birkaç on yılda arttı. 1980’lerde kıta yılda maksimum 2.000 turist ağırlıyordu. Ancak, bu sayı 2007-2008 sezonunda 46.000 ziyaretçiye kadar çıktı. CNN’e göre, 2015- 2016 sezonunda yaklaşık 38.500 turist kıtaya geldi. Sorun şu ki, iklim değişikliğinden dolayı Antarktika dünyanın en hızlı ısınan bölgesi ve eğer devasa gemilerin çok büyük miktarda fosil yakıtlarla yaklaşması artarsa, bu iyi bir şey olmayacak. Yaban hayatı veya bir bütün olarak gezegen etkilenecek. Antarktika’ya gelen insanlar, buradaki bozulmamış doğayı gözlemlemek istiyor, fakat insanlığın karbon ayak izi hassas ekosistem için tehlikeli. Antarktika’ya yapılacak bir tatilin çoğu seyahatten çok daha tehlikeli olduğu bilinmeli. 1979 yılında kıtaya gelen bir uçak, kötü hava şartlarından dolayı bir dağa çarptı ve 257 yolcunun tamamı öldü.