“Bir gün herkes 15 dakikalığına da olsa ünlü olacak” sözünün sahibi kişi. Yaşadığı dönemin, hatta günümüzün bile en nevi şahsına münhasır kişiliklerinden biri. Dünyaya “pop art” kavramını kazandırmakla kalmadı, pop artın ta kendisi oldu. Yetenekli olduğu su götürmez bir gerçek ancak yeteneğini kullandığı alan çoğu zaman tartışma konusu. Tüketim toplumuna tüketilebilir sanat eserleri sunması onun hem alametifarikası hem de yumuşak karnı.
Resim yaptı, film çekti, müzik prodüktörlüğüne bulaştı. Her ne yaparsa yapsın, her birine kendi imzasını atmayı bildi. Yaptıklarını alkışa boğanlar da oldu, yerden yere vuranlar da… Ölümünün üstünden yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen o hâlâ günümüzün en popüler isimlerinden biri. Belki tam da istediği gibi. O halde Andy Warhol’un pop art dünyasına buyurun…
1. Farklı kültürlerin birleşimi
Slovak asıllı bir ailenin ABD’nin Pensilvanya eyaletinde dünyaya gelen oğlu Andy Warhol, I. Dünya Savaşı’nın bitmesinden on yıl sonra doğmuştu. Gerçek adı Andrew Warhola olan sanatçı, çok erken yaşlarda geçirdiği rahatsızlık nedeniyle vaktinin çoğunu evde geçirmeye başladı. Vakit geçirmek için yapmaya başladığı çizimler onun sanatının da temelini oluşturdu.
2. Sanatı ve sanatçıyı seven anne
Andy Warhol’un hayatında annesi oldukça önemli. Zira Andy en büyük desteği annesi Julia Warhola’dan görmüş. Annesinin de çizim yapıyor olması Andy’nin sanatla iç içe büyümesini sağlamış.
3. New York, New York
Carnegie Teknoloji Enstitüsü Sanat ve Tasarım Bölümü’nden 1949 yılında mezun olan Andy Warhol, mezuniyet sonrası ilk iş olarak New York’a taşındı. Sanat yapmak istiyorsa olması gereken yerin New York olduğunu bilen Warhol; Glamour, Harper’s Bazaar gibi ünlü moda dergileri için çizimler yapmaya başladı. Çizim yaptığı yazılardan birinin altına yanlışlıkla adının Andy Warhol olarak yazıldığı ve sanatçının da adını bu şekilde kullanmaya başladığı söylenir.
4. Merdivenleri hızla çıkmaya başladı
Farklı desenleri ve çizimleri beğeni toplayan Andy Warhol, Truman Capote’nin hikâyelerine yaptığı çizimlerden oluşan ilk sergisini 1952 yılında açtı. Aynı zamanda 1953-1955 yılları arasında bir tiyatro topluluğu için sahne tasarımları da yapıyordu.
5. ‘Pop art’ ondan sorulur
Warhol hiç durmadan üretmeye devam etti. 1960’lara gelindiğinde kendini dünya çapında üne kavuşturacak ve sonradan ‘pop art’ın temsilcisi sayılmasına sebep olacak eserlerini üretmeye başladı. Seri üretim nesnelerini ve seri üretimi sanatında kullanan Warhol ilk olarak, ‘Campbell çorbaları’ için bir reklam çalışması yaptı.
Bu çalışmayı, 1962 yılında bir galeride sergiledi ve çalışması bin dolara alıcı buldu. Takip eden yıllarda Warhol; Coca Cola, Marilyn Monroe gibi dönemin popüler figürlerini kullanarak serigrafi tekniğini ilk kez tuvale uyguladı.
6. Bir “Fabrika” gibi çalıştı
Andy Warhol, çalışmaları için daha büyük alanlara ihtiyaç duyuyordu. Bunun için 1963 yılında, stüdyosunu Manhattan’da bir binanın beşinci katına taşıdı. Stüdyoya “Fabrika” adı verildi. Gerçekten de bu stüdyo Warhol’un bir nevi üretim fabrikasıydı. Burası kısa sürede dönemin sosyetesinin ve sanat camiasının uğrak yeri olacaktı.
7. Warhol’un en pahalı eseri
2013 yılında 105 milyon dolara satılarak “en pahalı Warhol eseri” olan ‘Gümüş Araba Kazası’ (Silver Car Crash) adlı eserini sanatçı 1963 yılında yaptı.
8. Kişiye özel resim
Bu yıllarda Warhol, sipariş üzerine portreler yapmaya başladı. Dönemin ünlü ve zengin isimleri Warhol’un “Fabrika”sına gelip resimlerinin yapılması için fotoğraflarını çektiriyordu. Warhol’a sipariş veren isimler arasında İran Şahı Rıza Pehlevi ve eşi Farah Pehlevi, Brigitte Bardot, John Lennon, Diana Ross gibi birçok ünlü vardı.
9. Bir süreliğine ünlü olanlar kervanı
Ünü arttıkça Warhol’un etrafı daha fazla insanla doluyordu. Keşfedilmeyi bekleyen şarkıcılar, sanatçılar ve oyuncular Warhol’la görünmek için sırasını bekliyordu. Warhol, farklı bir yaşama ve şöhrete açılan bir kapıydı çoğu kişi için. Ancak Warhol çok da masum sayılmazdı.
Çoğu kişi için Warhol etrafındaki insanları kullanan ve işi bittiğinde bir köşeye atan biriydi. Warhol’un etrafındaki isimlerden o dönem, Edie Sedgwick ön plana çıktı en çok. Varlıklı bir ailenin kızı olan ve oyunculuk yapan Edie’nin hayatı, Warhol ile tanışınca farklı bir yol aldı. Edie, sanatçının pek çok kısa filminde oynadı.
10. İki Elvis daha var Elvis’ten içeri
1960’lı yıllarda Warhol, en ünlü eserlerinden birine imza attı; “Üçlü Elvis”. Bu resim sonraki yıllarda 82 milyon dolara satılarak en pahalı Warhol eserlerinden biri olacaktı.
11. Dergi çizerliğinden dergi yayıncılığına
Interview dergisi ile Andy Warhol, yaptığı işlere yayıncılığı da ekledi. Elden ele dağıtılan dergi, yayımlandığı dönem önemli mecralardan biri oldu. 1960’lı yılların sonunda hayata geçen dergi, Warhol’un 1987 yılındaki ölümüne kadar yayımlandı. Ölümüyle kapanan dergi, 2008’de yeniden yayımlanmaya başlandı.
12. Film çekmek için bir kamera yeter
Hep aynı şeyleri yapmaktan sıkıldı, Andy Warhol. Bir gün bir parti çıkışında arkadaşlarına “Film yapacağım. Resim yapmak bir iş ama film yapmak tamamen eğlence” dedi. Sözlerinde ne kadar ciddi olduğunu hemen gidip aldığı 16 mm’lik kamerası ile kanıtladı.
Birbiri ardına filmler çekmeye başladı. Bazıları kısa bazıları da oldukça uzundu. Örneğin, ‘Empire’ adlı filmi tam sekiz saatti ve Empire State Binası’nın karşısına konulmuş kameranın sekiz saat boyunca çektiği görüntülerden oluşuyordu.
13. Rüyalarda buluşuruz
Altı saat boyunca uyuyan birini çektiği bir diğer filmi “Sleep” ile Warhol yine dikkatleri üzerine çekti. Filmleri çoğu kişi için birini gözetlemekten ibaret olan Warhol konuyla ilgili şunu söylemişti: “Birisinin yazdığı kitabı okumaktansa, kendine iç çamaşır alışını seyretmeyi tercih ederim.”
14. Kadife Günlere “merhaba”
Sanatın her dalıyla ilgileniyordu Warhol. Müzisyen olarak değil, bir menajer olarak. O dönem kendi çapında bir hayran kitlesi olan, iyi müzik yapan bir grup dikkatini çekti Warhol’un. Velvet Underground adlı bu müzik grubunun menajerliğine soyundu ve olaylar gelişti.
Velvet Underground, Warhol’un elinde bir ikona dönüştü. Sahne gösterileri dilden dile yayılıyor, grubun hayran kitlesi her geçen gün artıyordu. Warhol, gruba solist olarak o dönem manken ve film yıldızı olan Nico‘yu kattı. Lou Reed‘e bazı vokal parçalarını ona söyletmesini önerdi. Grubun ilk albümünde Nico’nun da izi vardı.
15. Dünyanın en ünlü oteli: Chelsea Otel
1966 yılında Andy Warhol ve Paul Morrissey tarafından çekilen “Chelsea Girls” dünyanın en ünlü deneysel filmlerinden biri oldu zaman içinde. Filmi üne kavuşturan en büyük etken elbette Warhol’un varlığı. Film aynı zamanda o dönem vizyona giren ilk deneysel film olma özelliğini de taşıyor.
16. Ölüme bir kala
Warhol’un ölüme yaklaştığı yıl 1968 oldu. Valerie Solanas adlı bir kadın tarafından öldürülmeye çalışılan Warhol, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ve doktorların yoğun çabası sayesinde yaşama tutundu. Bu saldırıdan iki ay sonra ayağa kalkabildi.
17. Warhol’un BMW’si Le Mans’ta yarıştı
Warhol’un ünü sadece ünlü isimleri değil markaları da cezbediyordu. Ünlü markalar onunla iş yapmak için bedeli neyse ödüyordu. Bunlardan biri de otomotiv devi BMW oldu. 1979 yılında ‘BMW Sanat Projesi’ için Warhol, BMW M1 adlı modeli boyadı. Le Mans yarışına bu araba da katıldı.
18. Pop art doğulmaz pop art olunur
Hayatı boyunca binlerce eser üreten Warhol, 1987 yılında safra kesesi ameliyatı sonrası geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hayata veda ettiğinde henüz 59 yaşındaydı. Onu, sanat anlayışını özetler nitelikteki bir cümlesi ile uğurlayalım. 1981 yılında BBC’den Edward Smith’le söyleşen Warhol, “Kendi resminizi bir sürü duvarda görmek ister misiniz?” sorusuna “Oh, hayır, onları tuvaletlerde görmeyi seviyorum” yanıtını verdi.