Amerikan Güzeli filmi, orta sınıf bir Amerikan ailesi üzerinden, Amerikan Rüyası kavramını ince psikolojik çözümlemelerle eleştiriyor. Görünen kusursuz tablo içerisindeki çürümüşlük incelenirken; ana karakterin “kendini bulma” çabası üzerinden genel toplum ve aile yapısına eleştirel bir yaklaşım getiriliyor. Bu konular üzerine ilginç çözümlemeleri ve film hakkında ilginç bilgileri listeledik.
1. Modern toplum yapısında eski yerini kaybeden erkek betimlemesi
Erkek artık ailenin reisi ya da temel direği olmamasına rağmen, alıştırılmış toplumsal cinsiyet rolleri hala aynıdır. Ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadın erkek karşısındaki bağımlılığından kurtulmuş, karar alma konusunda edilgen durumdan daha aktif bir konuma gelmiştir. Toplum Lester’dan yine eski erkek modeline uygun olarak karısına ve kızına söz geçirmesini ister ama onun pasif kişiliği buna engeldir. Bu yüzden kendisinden nefret eder. Bu yüzden karısı tarafından itilip kakılır ve kızı tarafından hiç saygı görmez. Filmin ana eksenindeki hikaye, Lester’in bu durumundan kurtulup kendisini bulmasıdır. Bu silkinme esnasında toplumsal cinsiyetin kendisine biçtiği baskın özelliklere bürünmeye başlar. Ama bu dönüşümü yaşarken (toplumsal cinsiyetin dayattığı kaybettiği erkekliğini geri kazanırken) asla zorba bir aile babasına dönüşmez.
2. Spacey’in bazı sahnelerde senaryo dışında yaptığı doğaçlamalar filmin en etkileyici sahnelerindendi
Senaryoya göre; Lester tabağı yere atıyordu ama Spacey müthiş bir coşkuyla yükseldiği sahnede tabağı duvara yapıştırarak sürpriz sekans ortaya çıkardı. Sarhoş olup American Women şarkısını söylediği sahnedeki her şey de yine doğaçlamaydı.
3. Ünlü Lolita romanına çokça gönderme vardır
Filmle romanın ana karakterleri arasında paralellikler bulunmaktadır. Lester’in aklını alan Angela Hayes’in soy ismi kitaptaki kızın adı olan Dolores Haze’e göndermedir. Senarist Alan Ball filmdeki iki karakterini bu edebi muadilinden ilham alarak isimlendirmiştir. Angela Hayes’in soyismi kitaptaki Dolores Haze’e göndermeyken, ana karakter Lester Burnham’ın ismi ise romandaki “Humbert learns” (Humbert öğreniyor) kavramına gönderme olarak, ‘Humbert learns’ cümlesinin anagramıdır.
4. Afişte ve filmin sahnelerinde sık sık kulanılan gül metaforu
“Amerikan Beauty” ismi bir gül çeşidini anlatır. İlk bakışta çok güzel de görünse dibi ve dalları çürümüş bir görüntüde olabilir. Büyük bahçeli bir ev, rahat bir iş ve amerikan rüyası kavramını oluşturan ögelere sahip olan bu aileye biraz daha yakından bakıldığında aslında dibinin çürüme eğiliminde olduğunu görebilirsiniz. Tıpkı bahsi geçen gül gibi.
5. Evin kızını canlandıran Thora Birch için ailesinden izin alınmıştır
Thora Birch film çekimleri yapıldığı sırada henüz reşit değildi. Bu sebeple ailesinden özel izin alınan oyuncunun çekimlerinde ayrıca çocuk işçi temsilcileri de bulunuyordu.
6. Fettan Angela Hayes rolü birçok başka oyuncuya teklif edilmiştir
Rolü kabul etmeyen oyuncular arasında Kristen Dunst, Brittany Murphy ve Sarah Michelle gibi isimler var. Dunst daha sonra yaptığı bir açıklamada açıkça “Kevin Spacey ile öpüşmek istemediğini ayrıca bir şehvet nesnesi olmak istemediğini” söylemiştir.
7. Senarist için senaryonun çıkış noktası ABD’de popüler bir haber olan gerçek bir hikayedir
Filmin senaristi Alan Ball bu olayı şöyle açıklıyor; “Sekiz yıl boyunca senaryonun temel mevzuları üzerinde çalışıyordum. Benim için fikrin başlangıcı ise New York City’deki Amy Fisher/Joey Buttafuoco olayı ile oldu. Orada yaşadığım zamanlarda Adweek’te çalışıyordum ve bir gün dışarı çıktım. Bir adam Amy ve Joey hakkında bir çizgiroman satıyordu. Bir tarafında bakire gibi görünen Amy diğer tarafında ise kötü bakışlı, zampara ve vahşi görünen Joey vardı. Tersine çevirdiğinizde de Joey sessiz sakin Amy ise süslü ve şirret bir görünüme bürünüyordu.”
8. Filmin ünlü uçuşan poşet sahnesi senarist için bir diğer ilham noktasıdır
Senaryosunun çıkış noktasının gerçek bir olay olduğunu ve Lolita romanında etkilendiği söylemiştik. Filmin ilhamı ise filmde de yer alan bir uçuşan poşetten geliyor. Çevresi tarafından manipüle edilirken kendini bulma çabasındaki insanlar olan bir hikaye için güzel bir çıkış noktası.
9. Filmin afişindeki kadın göbeği zannedildiği gibi Mena Suvariye ait değildi
Afişte yer alan resimdeki göbek manken/oyuncu Chloe Hunter aitti.
10. Beyaz zemin üzerine kırmızı ögeler
Filmde küvet içinde güller, beyaz tişört üzerinde kan, beyaz garajın önünde kırmızı araba gibi beyaz fonda kırmızı ögeler çokça mevcut.