Özellikle Black Friday ya da yılbaşı döneminde artan alışveriş çılgınlığı, insanların ölçüyü kaçırarak ihtiyaç duymadıkları ve kullanmayacakları ürünler almalarına sebep olabiliyor. Yüzbinlerce insanın açlıkla mücadele ettiği, temel hak ve özgürlüklerinden ödün vermek zorunda olduğu günümüz şartlarında alışveriş çılgınlığına dur demek için önerilerimizi sizlerle paylaşmak istedik..
1. Alışverişe çıkmadan önce ihtiyaçlarımızın sıralandığı bir liste hazırlayabiliriz
Yılbaşı döneminde veya sıradan zamanlarda alışverişe çıkmadan önce ihtiyaçlarımızın sıralandığı bir listeye sadık kalırsak alışveriş çılgınlığının önüne geçmek için önemli bir adım atmış oluruz. Böylece hem kullanmayacağımız ürünler için para ödemek zorunda kalmayız hem de zamanımızı ve enerjimizi ayırmak zorunda kalmayız. Unutmayın ki satın aldığımız her ürünün arkasında ciddi bir emek, bazen de sömürü var. İhtiyacımız olmayan ürünler satın almayarak doğal varlıkların gereksiz kullanılmasının da önüne geçebilir, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlayabiliriz.
2. Ufak bir şey alırken bile anlam arayışımız olmalı
Aldığımız en ufak üründe dahi bir anlam arayışımız olursa belli dönemlerdeki alışveriş çılgınlığının önüne geçebilir, hem vicdani hem de ekonomik olarak daha özgür hissedebiliriz. Satın aldığımız eşya ya da gıdanın dünyada sömürüye, haksızlığa ve adaletsizliğe neden olup olmadığını, dünyadaki varlıkları olumsuz etkileyip etkilemediğini daima düşünebiliriz. Örneğin yılbaşı alışverişini Good4Trust Çarşı’dan yaparak adil ve ekolojik üreticileri destekleyebilir, güven ortamı yaratmak için katkı sağlayabiliriz.
3. Minimalizmi benimseyebiliriz
Sadeliği bir hayat tarzı haline getirerek ihtiyacımız olmayan ürünleri hayatımızdan uzaklaştırıp özgürleşmek anlamına gelen minimalizmi benimseyebiliriz. Böylece bir yandan da hayatınızda önemli olan yer açabilir, özgürleşebilir, huzur ve mutluluğunuzu artırabilirsiniz.
4. Alışverişlerinizde yerli üretimi destekleyen ekolojik ürünleri tercih edebiliriz
Yerli üretimi destekleyen, ekolojik ve biyoçeşitliliğe zarar vermeyen ürünleri alışveriş yaparken tercih edebiliriz. Böylece alışveriş yaparken satın aldığınız her ürünün anlamlı olmasına özen göstererek alışveriş çılgınlığının önüne geçebiliriz.
5. AVM’lerden uzak durup daha özgün ürünler tercih edebiliriz
Alışveriş çılgınlığını özendiren, hem birbirinin aynısı hem de endüstriyel ürünlerden fazlasını sunmayan AVM’lerden uzak durabiliriz! Gezmek için de AVM’ler yerine açık alanları, parkları ve caddeleri tercih edebiliriz. Böylece yılbaşı gibi alışveriş çılgınlığının arttığı dönemlerde AVM’ler gibi hem ihtiyacımız olmayan hem de genellikle adil ve ekolojik bir yaşam için gerekli olan ürünleri barındırmayan yerlerden uzak durmuş oluruz.
6. Eskimeyen eşyalarımızı yenileriyle değiştirmemeliyiz
Henüz eskimeyen ve ihtiyaçlarımızı karşılamaya devam eden eşyalarımızı yenileriyle değiştirmek yerine bir süre daha kullanmaya devam edebiliriz. Örneğin daha yeni bir modeli çıktığı için cep telefonlarımızı her yıl değiştirmek zorunda değiliz.
7. Daha çok alışveriş yapmanın bizi hiçbir zaman mutlu etmeyeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız
Çoğu zaman daha fazla mutlu olmak ve tatmin duygusunu artırmak için alışveriş yapsak da para harcamanın ve yeni şeyler almanın sadece çok kısa bir süreliğine keyif verdiğini herkes bilir… Bu nedenle daha çok alışveriş yapmanın bizi hiçbir zaman mutlu etmeyeceğinin farkına varmalı, bizi bu şekilde mücadele etmeye yönlendiren asıl sorunlarımızla yüzleşmek için çaba sarf etmeliyiz.
8. İleriye yönelik hedefler koyarak hem birikim yapabilir hem de alışveriş çılgınlığını önleyebiliriz
İleriye yönelik amaçlar belirleyerek alışveriş yapma isteğimizi dizginlerken bir taraftan da birikim yapabiliriz. Örneğin 6 ay sonra görmek istediğimiz ülkelerden birini seyahat etmek için kendimizi motive edebilir, böylece gereksiz alışverişin önüne geçebiliriz.
9. “Türetim Ekonomisi” modelini benimsemeli, tüketen değil türetici ya da üretici olmalıyız
İyilik ve güven ekseninde, ekolojik ve adil bir yaşam öneren, yeni bir ekonomik sistem olarak son zamanlarda adından söz ettiren “türetim ekonomisi” sistemini benimsemeliyiz. Adil, çevre ve insana dost üreticileri destekleyen, doğayı kollayan bir toplum, hakkaniyetli bir ekonomik sistem oluşturulmasını amaçlayan bu sistem ile tüketen değil türeten ya da üreten bireyler haline gelebileceğimizin mümkün olduğunu görebiliriz. Türetim ekonomisi modelini benimseyen, Sosyal ve ekolojik açıdan sorumlu ve adil “üretici”lerle bu tür ürün ve hizmetlerden yararlanmayı tercih eden “türetici”leri buluşturan Good4Trust Çarşı’dan alışveriş yaparak siz de türetim ekonomisinin gelişip yaygınlaşmasına destek olabilirsiniz. Böylece ihtiyaçlarınızı karşılarken bir yandan da toplumsal fayda yaratabilirsiniz.