İspanya’nın en yetenekli yönetmenlerinden biri olan Alejandro Amenábar 1972 yılında dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte genç bir çocukken Pinochet askeri diktatörlüğündeki Şili’den kaçmak zorunda kaldı. İspanya’da büyüyen Alejandro Amenábar, sinemacılığa adayacağı hayatı için bitmez tükenmez yolculuğuna, gençliğinde kısa filmler yöneterek başladı. Hadi gelin sanatçının yaşamına ve kariyerine yakından bakalım.
Alejandro Amenábar kimdir?
Amenabar ve ailesi Şili’deki yoksulluk ve diktatörlükten kaçıp İspanya’nın Madrid şehrine taşındı. 1978’de daha kalıcı bir ikamete geçmeden önce bir süre ailecek karavanda yaşadılar. Ailesi Alejandro’nun küçük yaşlardan itibaren televizyon izlemesini değil, okumasını, yazmasını ve müzik aletleri çalmasını tercih etti, muhtemelen yönetmen yaratıcılığının bir kısmını da buna borçludur. Alejandro Amenábar Madrid ve çevresindeki çeşitli okullarda ilk ve ortaöğretim eğitimlerini aldı. Ardından Madrid’de üniversite okumaya başladı ancak okulu bıraktı. Okulu bırakmadan öncesinde, ünlü İspanyol aktör Eduardo Noriega gibi hayatının ilerleyen dönemlerinde ona yardımcı olacak birçok iyi arkadaş edindi.
1991’de La Cabeza adlı ilk kısa filmini yayınladı ve bu film Alejandro Amenábar’ı hemen Amatör Bağımsız Film Yapımcıları Derneği’nden bir ödül kazanarak yönetmenin adını ilk kez gür bir şekilde duyurmasını sağladı. İlk başarısının hemen ardından 1992’de Himenóptero adlı filmi ile, öncekiyle eşit derecede, hatta daha iyi bir prömiyer yaptı ve çeşitli film festivallerinde en iyi kısa film ödüllerini kazandı. Ayrıca bu filmlere müzikler ekleyebilmek için kendi kendine beste yapmayı öğrenmeye başladı.
Alejandro Amenábar’ın ilk uzun metrajlı filmi olan 1996 yapımı Tésis, yönetmen henüz 22 yaşındayken gösterime girdi ve genç yönetmenin İspanya’nın en önemli gelecek vaadeden yönetmenleri arasında ismini yazdırmasını sağladı. Film, Amenábar’ın eski üniversitesi olan ‘Universidad Complutense de Madrid”in Bilgi Bilimleri bölümünde geçiyordu. Film o kadar başarılı bulundu ki sekiz Goya ödülüne aday gösterildi ve En İyi Film de dahil olmak üzere bu ödüllerin biri hariç hepsini kazandı.
1997’de Amenábar, Penelope Cruz ve Eduardo Noriega’nın başrol oynadığı psikolojik ve bilim kurgu temelli ‘Abre los ojos’ (Gözlerini Aç) adlı filmi yayınladı. ‘Abre los ojos’ çok güçlü bir filmdi ve hatta Tom Cruise’u bile etkiledi. Cruise filmin haklarını satın aldı ve yapımın Amerikan versiyonu olan ‘Vanilla Sky”ın yönetmeni ve yıldızı oldu. Tom Cruise ayrıca Penelope Cruz’dan orijinal filmde oynadığı rolü oynamasını istedi.
Bunun ardından Alejandro Amenábar 2001’de Tom Cruise’un eski eşi Nicole Kidman’ın başrol oynadığı ‘The Others’ adlı bir İngilizce film de yaptı. Bu film hem İspanya’da hem de yurt dışında, özellikle ABD’de başarılı oldu. ‘The Others’ En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere sekiz Goya ödülü aldı.
2004 yılında Amenábar’ın gerçek bir hikayeyi konu alan filmi oldukça tartışıldı. ‘Mar Adentro’ (İçimdeki Deniz), boynundan aşağısı felçli olan İspanyol bir adam olan Ramón Sampedro’nun (Javier Bardem tarafından canlandırılan) hikayesini ve hayatına onurlu bir şekilde son verme kararını ele aldı. Bu film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere on dört Goya ödülü kazandığı ve 2004’te En İyi Yabancı Dilde Film Oscar ödülünü kazandığı için Alejandro Amenábar’ın en önemli başarısı olarak İspanya sineması tarihine yazıldı.
Çok yönlü yeteneğiyle tanınan Amenábar, günümüzde de filmlerinin yönetmeni, senaristi ve müzik bestecisi olarak yorulmadan çalışmakta, zaman zaman da kameraman ve editör olarak yetenekli bir şekilde çalışmaktadır. Şimdi de bu usta yönetmenin en iyi 7 filmini inceliyor olacağız. Keyifli okumalar…
Bu yazımızı da incelemek isteyebilirsiniz: Sağ Gösterip Sol Vuran 12 Adet Yakın Dönem Filmi
1. The Others / Diğerleri (2001) – IMDB: 7.6
“The Others” (2001), yönetmen koltuğunda Alejandro Amenábar bulunan korku filmidir. Filmde Nicole Kidman, iki küçük çocuğuyla birlikte izole bir malikanede yaşayan ve çocukları ışığa karşı hassasiyet yaratan nadir bir hastalıktan muzdarip Grace adlı bir kadını canlandırmaktadır. Eve çalışmaya gelen üç yeni hizmetçiyle birlikte garip ve gizemli olaylar yaşanmaya başlar ve Grace, kendi akıl sağlığını ve malikaneyi rahatsız eden hayalet varlığın gerçek doğasını sorgulamaya başlar.
Film, atmosfer, gerilim ve hikaye anlatımına güçlü bir vurgu yaparak ustalıkla hazırlanmış. Performanslar, özellikle Nicole Kidman’ın performansı mükemmel ve film, son birkaç on yılın en iyi sinematografi ve ses tasarımlarından bazılarını içeriyor. “The Others”ın en dikkat çekici yanlarından biri de korku türünün pek çok kuralı altüst etmesi ve klişelerden uzak durup geleceğin klişelerini yaratan bir film olması. Ucuz korkutma sahneleri ve kanlı sahneler yerine; film, sinematografisi, ses tasarımı ve ustaca anlatımıyla seyircileri hem düşündürücü bir bulmacanın ortasına koyuyor hem de etkileyici bir huzursuzluk ve korku atmosferi yaratıyor.
2. The Sea Inside / İçimdeki Deniz (2004) – IMDB: 8.0
“The Sea Inside” (2004), Alejandro Amenábar imzalı güçlü ve duygusal olarak yüklü bir dramadır. Filmde Javier Bardem, hayatının son 30 yılını kendi hayatına son verme hakkı için savaşarak geçiren quadriplejik bir adam olan Ramón Sampedro rolündedir. Film, bir dizi geriye dönüş ve günümüzden sahneler aracılığıyla Ramón’un ailesi ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin yanı sıra yaşam ve ölümün anlamı hakkındaki felsefi ve manevi inançlarını da ele alıyor.
Film, Javier Bardem’in Ramón rolünde muhteşem bir performans sergilemesiyle oyunculuk ve hikaye anlatımının bir zaferi. Kendi bedenine hapsolmuş, ancak zekâ, bilgelik ve yaşam sevgisiyle dolu bir adamı canlandırması hem yürek parçalayıcı hem de ilham verici. Filmde ayrıca Ramón’un hikayesine derinden ve dokunaklı bir şekilde eşlik eden güzel bir sinematografi ve etkileyici müzikler de yer alıyor. “İçimdeki Deniz”, güçlü oyunculukları ve sinematografisinin yanı sıra, yaşam ve ölüm hakkıyla ilgili karmaşık etik ve felsefi soruları ele alan düşündürücü bir film.
3. Agora (2009) – IMDB: 7.1
“Agora”, dördüncü yüzyılda İskenderiye’de geçen, Hristiyanlığın yükselişi ve Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne karşı bilgiyi ve özgürlüğü korumaya çalışan filozof ve astronom Hypatia’nın hikayesini konu alan tarihi bir dramadır. Film, zengin ve yaratıcı bir prodüksiyon tasarımı, karmaşık ve ayrıntılı bir senaryo ve oyunculuk performanslarıyla din, bilim, felsefe, siyaset ve kimlik çatışmalarını ele alıyor.
Genel olarak bakıldığında “Agora”, tarihsel doğruluğu, ahlaki belirsizliği, bilimsel ve kültürel göndermeleriyle izleyicisini zorlayan, iyi kurgulanmış ve düşündürücü bir film. İnsanlığın bugünü ve geleceği hakkında önemli sorular ortaya koyan, geçmişe dair etkileyici bir vizyon sunuyor.
4. Open Your Eyes (Abre Los Ojos) / Gözlerini Aç (1997) – IMDB: 7.7
“Gözlerini Aç”, César adında başarılı ve genç bir adamın, geçirdiği bir kazadan sonra rüyalar ile gerçekliğin tuhaf ve tahmin edilemez şekillerde kesiştiği bir gerçeklikte yolunu bulmaya çalışmasını konu alan İspanyol bir bilim kurgu filmidir. Film, kimlik, gerçek, arzu ve kendini keşfetme temalarını karmaşık ve yaratıcı bir anlatımla, etkileyici ve atmosferik bir müzikle ve Penelope Cruz ile Eduardo Noriega’nın etkileyici oyunculuk performansıyla ele alıyor.
“Gözlerini Aç” psikolojik ve felsefi derinliği, görsel ve duygusal etkisi, akıllıca iniş çıkışlarıyla izleyicilerine meydan okuyan, özgün ve sürükleyici bir film. Gerçekliğin doğası ve insan zihninin gücü üzerine hem eğlenceli hem de içgörü dolu, her izleyiciye birbirinden özgün ve düşündürücü yorumlar sunuyor.
5. Regression / Korku Terapisi (2015) – IMDB: 5.6
“Regression”, 1990’larda geçen, cinsel taciz ve şeytani tarikatları araştıran bir dedektif ve bir psikoloğun, toplumun yapısını tehdit eden daha büyük bir komployu ortaya çıkarma hikayesini konu alan psikolojik bir gerilim filmi.
Film, gerilim dolu ve atmosferik bir olay örgüsü, ürkütücü ve ürpertici bir müzik ve Ethan Hawke, Emma Watson, David Thewlis ve diğerlerinin güçlü oyunculuk performanslarıyla hafıza, travma, manipülasyon ve ahlak temalarını ele alıyor. Genel olarak, “Regression”, seyircileri tacizin, manipülasyonun ve gücün karanlık ve rahatsız edici dünyasında gerilimli bir yolculuğa çıkaran bir film. İnsan ruhunun sınırlarına ve güç ve bilginin sonuçlarına dair düşündürücü ve ürkütücü bir bakış atıyor.
6. Thesis / Tez (1996) – IMDB: 7.4
“Tez”, şiddet ve rahatsız edici görüntüler içeren gizemli bir video kasetini araştıran Ángela adlı genç bir sinema öğrencisinin, kendini şiddet ve ölümün tehlikeli dünyasına çekilmiş bulmasının hikayesini konu alan bir İspanyol gerilim filmi.
Film, gerilimli ve merak uyandıran bir olay örgüsü, ürkütücü ve ürpertici bir müzik ve Ana Torrent’in güçlü performansıyla röntgencilik, medya, güç ve korku temalarını irdeliyor. Genel olarak bakıldığında “Tez”, medyanın, şiddetin ve gücün karanlık ve rahatsız edici dünyasına gerilim dolu ve ürkütücü bir yolculuk sunan etkili bir gerilim filmi. Araştırmacılığın tehlikeleri ve bilgi ve teşhirin sonuçlarına dair düşündürücü ve ürkütücü bir perspektif sunuyor.
7. While at War / Savaşın Gölgesinde (2019) – IMDB: 6.9
“While at War”, Alejandro Amenábar’ın yönettiği, 2019 yılında vizyona giren İspanyol yapımı tarihi drama filmidir. Film, 1930’ların başında İspanya İç Savaşı sırasında geçiyor. İspanyol şair ve oyun yazarı Miguel de Unamuno’nun inançları ve siyasi bağlılıkları arasında yaşadığı mücadeleyi konu ediniyor. Film, özellikle Miguel de Unamuno rolündeki Antonio Banderas’ın güçlü oyunculuk performansı ve dönemin karmaşık siyasi ve ideolojik çatışmalarını ayrıntılı bir şekilde tasvir etmesi nedeniyle eleştirmenler ve seyirciler tarafından övgüler topladı.