Birdenbire partnerinizin telefonunu yüzüstü koyması, gizemli mesajlar, alışık olmadığınız davranış değişiklikleri… Kafanızda dönen tilkiler artık bağırıyorsa ve iç sesiniz “Bir gariplik var” diyorsa, bu yazı tam size göre. Çünkü sevgilinizin sadakati meselesi kafa kurcalamaya başladıysa, bu sadece partnerinizle değil, aynı zamanda kendinizle de yüzleşmeniz gereken bir süreçtir. Peki aldatıldığını düşünen biri ne yapmalı? Hadi gelin birlikte adım adım ilerleyelim.
1. Tepki verme konusunda aceleci olmayın
İç sesiniz bağırıyor olabilir: “Kesin bir şey dönüyor!” Ama hemen kavga sahneleri yazmaya başlamadan önce derin bir nefes alın. Çünkü ilk his her zaman doğru olmayabilir. İnsan duyguları bazen bir küçük ilgisizlikte bile çılgına dönebilir. O yüzden durun, düşünün. Şüpheleriniz alevlendiğinde yapabileceğiniz en kötü şey, öfkeyle hareket etmek. Telefonu kapıp “Seni gidi hain!” diye bağırmak ya da sosyal medyadan intikam postları paylaşmak… Kulağa ne kadar dramatik gelse de, bu tür tepkiler genellikle pişmanlıkla sonuçlanır.
Aldatıldığını düşünen biri ne yapmalı diyorsanız, ilk adımın ani kararlar vermeden sakin kalmak olduğunu unutmamalısınız. Verdiğiniz ilk tepki, bazen ilişkiyi kurtarmak yerine kördüğüm haline getirebilir. Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Bunu bir hisse mi yoksa bir kanıta mı dayandırıyorum?” İçgüdüler kıymetli bir detaydır ancak doğrulama yapılmadan hareket etmek, genellikle sizi yıpratabilir. Unutmayın, belki de eşiniz sadece stresli, belki sizin fark etmediğiniz bir sorunla uğraşıyor. Önce sakinleşmeye çalışın. Birkaç gün bekledikten sonra durumu gözlemlemek, daha net düşünmeyi sağlar.
Aldatıldığımı hissediyorum, ne yapmalı? diyorsanız, önce bu hislerin geçici mi yoksa sürekli mi olduğunu anlamaya çalışmak iyi bir başlangıç olabilir. İçinizdeki şüphe balonlarını patlatmanın en sağlıklı yolu doğrudan konuşmaktır. “Ben böyle hissediyorum” cümlesi, karşınızdakini suçlamadan duygularınızı paylaşmanın en etkili yoludur. Sorguya çeker gibi değil; gerçekten anlamaya çalışarak, sakin bir dil kullanarak yaklaşın.
Aldatıldığınızı hissediyorsanız ne yapmalısınız sorusunun cevabı, hislerinizi bastırmak yerine onları sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenmekle başlar. ‘’Sen beni aldatıyorsun!” diye çıkışmadan, açık ancak yumuşak bir dille hislerinizi paylaşabilirsiniz. Buradaki temel amaç ise gerçeğe ulaşmaktır, yani bir mahkeme kurulmamalı. İletişimin temelinde karşılıklı güven varsa, bu tür zor konuşmalar bile ilişkiyi güçlendirebilir. Belki de işler sizin düşündüğünüz gibi değildir. Örneğin: “Son zamanlarda seni biraz farklı hissediyorum. Aramızda bir soğukluk hissediyorum… Bunun nedenlerini konuşabilir miyiz?”
3. Sinir sisteminizi düzenleyin
Şimdi dürüst olalım; aldatılma ihtimali kulağa hiç hoş gelmiyor. Şüphe duygusu, vücudunuzda adeta bir savaş modu yaratır. Vücut anında alarma geçiyor: nabız yükseliyor, mideye taş oturmuş gibi oluyor, geceleri uyku haram… Kalp çarpıntısı, uykusuzluk, sürekli tetikte olma hali… Bunlar, sinir sisteminizin aşırı yüklendiğinin işaretleri. Ama burada yapabileceğiniz en iyi şey, öncelikle kendi sinir sisteminizi yatıştırmak. Meditasyon, derin nefes egzersizleri, yürüyüş, hatta bir komedi dizisi açıp gülmek bile size iyi gelebilir.
Çünkü panik halinde alınan kararlar çoğu zaman kalıcı pişmanlıklarla gelir. İçsel denge sağlanmadan yapılan konuşmalar da genellikle kırıcı olur. Bu yüzden önce bedeninizi ve zihninizi bir sakinleştirin. Bu süreçte sevdiklerinizle daha çok vakit geçirmeye, doğa yürüyüşleri yapmaya özen gösterin. Özellikle kendinizi daha fazla işe veya hobilerinize vermek etkili olabilir.
Bir ilişki meselesi yaşıyor olmanız, bunu tek başınıza çözmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Yakın çevreniz, arkadaşlarınız, hatta bazen annenizin o sonsuz anlayışı bu süreçte size ilaç gibi gelebilir. Elbette her detayı anlatmak zorunda değilsiniz ama güvendiğiniz bir dostunuzla konuşmak, içinizi dökmek zihninizi rahatlatabilir. Dışarıdan gelen bakış açıları, sizi daha net görmeye sevk edebilir. Unutmayın, bu sizin yolculuğunuz ama iyi bir arkadaş eşliğinde yollar daha kolay aşılır.
5. Kendinizi suçlamayın
En sık yapılan hatalardan biri: “Acaba ben mi yeterince iyi değildim?”, “Ben mi onu bu hale getirdim?” Hayır. Bir ilişkide sadakat bir seçimdir ve bu seçimin sorumluluğu, o kararı veren kişiye aittir. Kendinizi yargılamak, değerinizi sorgulamak sadece canınızı daha fazla yakar. Hiçbir davranışınız, aldatmayı meşru kılmaz. İlişkilerde sorunlar elbet olur, ancak çözüm yolu iletişimdir, başka birine yönelmek değil. Birinin sizi aldatması sizin yetersiz olduğunuzu değil, o kişinin kendi problemleri ile alakalıdır. Bu yüzden kendinize şefkatle yaklaşın. İlişkiniz nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, sizin sevgiye, saygıya ve dürüstlüğe layık olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın.
6. Bu konuyu çözmek isteyip istemediğinize karar verin
Şüpheleriniz doğru çıktığı zaman öncelikle önünüzde iki yol var: Affedip ilişkiyi onaracak mısınız? Ya da yolunuza tek başınıza mı devam edeceksiniz? Aldatıldıktan sonra ne yapmalı sorusu, herkes için farklı bir yanıt barındırsa da, özünde kendinize dönmek ve duygusal iyileşmeyi önceliklendirmek önemlidir. Her şüphe sonrası mutlaka ilişkinizi bitirmek zorunda değilsiniz. Ancak bazı durumlarda devam etmeyi seçmek, daha fazla zarar oluşturabilir. Bu noktada kendinize şu soruyu sorun: “Ben bu ilişkiyi onarmak istiyor muyum?” Eğer hala içinizde umut, sevgi ve en önemlisi karşılıklı bir çaba varsa, çift terapisi gibi destekleyici adımlar atılabilir. Ama kalbiniz artık olmamalı diye düşünüyorsa, bu da bir tercihtir. Önemli olan, kararınızın size iyi gelmesi. Başkalarının ne düşündüğünden çok, sizin ne hissettiğiniz burada belirleyici olmalı.
Aldatıldığını düşünen biri ne yapmalı artık öğrendik. Ancak aldatılma düşüncesiyle yaşamak gerçekten zorlayıcıdır. Bu süreçte önemli olan kendinize karşı dürüst olmanız ve duygularınızı bastırmadan, sağlıklı bir şekilde işlemenizdir. Hayatınızın bu zorlu döneminde, en önemli şey kendi duygularınız. Ne hissettiğinizi görmezden gelmeyin, ancak kanıt olmadan hüküm vermeyin. Belki zor bir dönemden geçiyorsunuz ama bu fırtına da geçer. Yeter ki kendinize güvenin, yavaşlayın ve acele etmeden yolunuzu çizin.