Fransız yazar ve filozof Albert Camus, 7 Kasım 1913 yılında Cezayir’de doğdu. Kısa denilebilecek hayatında harika eserlere imza attı. Öyle ki, 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazandı. Bir süre “varoluşçuluk” ile ilgilenen Albert Camus absürdizmin öncülerinden biri olarak tanınsa da, Camus kendisini hiçbir akımın filozofu olarak görmediğinden dolayı kendini bir “varoluşçu” ya da “absürdist” olarak tanımlamamıştır. Albert Camus, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan 3 yıl sonra 46 yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Hayata gözlerini yummadan önce tüm dünya halkı için muazzam kitaplar yazdı. İşte en iyi Albert Camus kitapları.
1. Düşüş
Albert Camus’nün 1956 yılında yayımladığı Düşüş, Albert Camus kitapları listemizin ilk sırasında yer alıyor. Düşüş, modern insanın, kendi bencillik ve çaresizliklerini adım adım görmek zorunda kalışının ve çelişkilerinin romanıdır. Düşüş romanında Albert Camus’nün insanlar üzerinde yattığı gözlemlere yer verilmiştir. Birçok kişiye göre romanın anakahramanı yazarın ta kendisidir.
2. Sisifos Söyleni
Albert Camus kitapları listemizin ikinci sırasında yer alan Sisifos Söyleni, yazarın 1942 yılında Fransa’da basılan deneme kitabıdır. Kitapta yazar, yaşam ve intihar gibi kelimeleri sorgularken, diğer yandan saçmayı (uyumsuz) anlatır.
Sisifos, tanrıları kızdırdığı için bir kayayı dağın tepesine çıkarma cezası almıştı. Ancak kayayı tam çıkaracağı sırada aşağı düşüyor ve Sisifos kayayı tekrar çıkarmaya çalışıyordu. Camus saçma kavramını tam burada tanımlıyor; yaşamın anlamı, hayatın saçmalığı ve sürekli yenilgilerin olacağını bile bile direnmek olabilir. İnsanı insan yapan ise bu başkaldırıdır.
3. Tersi ve Yüzü
1937’de yayımlanan kitabı içinden bir alıntıyla özetleyelim…
“Brice Parain, sık sık, yazdıklarımın en iyisini bu küçük kitabın içerdiğini ileri sürer… Hayır, aldanıyor, çünkü deha bir yana bırakılırsa, insan yirmi iki yaşında yazı yazmasını pek bilemez. Ama Parain’in söylemek istediğini anlıyorum.Bu acemice sayfalarda, sonradan yazdıklarımdakilerden daha çok gerçek aşk bulunduğunu söylemek istiyor, haksız da değil… Bu sayfaların yazıldığı zamandan beri, yaşlandım, çok şeyler görüp geçirdim. Sınırlarımı, sonra hemen hemen bütün zayıflıklarımı tanıyarak kendi hakkımda bilgi edindim… Herkes gibi ben de düşlerim bazı bazı. Ama iki sakin melek onun eşiğinden hiçbir zaman geçirmediler beni; biri dostum yüzünü gösterir, öbürü düşmanın suratını. Evet, bütün bunları biliyorum, aşkın neye patladığını da öğrendim ya da aşağı yukarı. Ama yaşamın kendisi hakkında, “Tersi ve Yüzü”nde acemice söylenenden daha fazlasını bilmiyorum.”
4. Yabancı
Albert Camus kitapları dendiğinde hemen akla gelen Yabancı, 1942 yılında yayımlanmıştır. Öyküdeki her şey çok kısa bir zaman aralığında olup biter. Cezayir’de, bir rastlantı sonucu bir Arap’ı öldüren orta sınıftan bir Fransız, Meursault, kendisini adım adım ölüme götüren süreci kayıtsız biçimde izler. Diğer kişilerin adı anılsa da, roman kahramanının adını bile öğrenemeyiz (burada Kafka etkisinden söz edilebilir). Camus’nün yabancısının yabancılaşmasını kendi ağzından şöyle aktarabiliriz; ‘yani bu işin benim dışımda görülüyor gibi bir hali vardı. Her şey, ben karıştırılmaksızın olup bitiyordu, kaderim bana sorulmadan tayin olunuyordu. İyi düşününce söylenecek bir şeyim olmadığını anlamaktaydım. Kendi kendimi seyrediyormuş gibi bir hisse kapıldım.’ Kitapta, Meursault’un topluma, kendine, ölümü bile kabul edebilecek kadar hayata, kısacası tüm varoluşa yabancılaşması yalın bir dille anlatılır.
5. Mutlu Ölüm
Mutlu Ölüm, Albert Camus’nün 1930’lu yılların sonunda hazırladığı ancak ölümünden sonra yayımlanan romanıdır. Mutlu Ölüm’de yazar, çocukluğunun geçtiği Belcourt’taki yoksul mahallenin, deniz taşımacılığı şirketindeki memurluğunun, 1936’daki Orta Avrupa yolculuklarının izlenim ve anılarından yararlanmıştır. Aynı şekilde, ilk eşi Simon Hié ile evliliğine bir gönderme yapılmıştır.
6. Caligula
Albert Camus’nün 1938’de yazmaya başladığı ve 1944’te yayımlanan kitabı Caligula, yazarın en sevilen oyunlarından biridir. Oyunda, kız kardeşi ve sevgilisi Drusilla’nın ölümüyle yıkılan Roma İmparatoru Caligula anlatılır.
7. Veba
Albert Camus kitapları listemizde kendine yer bulan Veba, 1947 yılında yayınlanan bir romandır. Camus romanda, Cezayir’deki Oran şehrinde yaşanan veba salgınını çeşitli satır arası okumaları ile anlamlandırılacak şekilde anlatmıştır. Bir gün fareler lağımlardan çıkıp sokak ortalarında ölmeye başlar. Bu olay başlarda ciddiye alınmasa da, ilerleyen zamanda korkunç şeyler yaşanır. Artık farelerin yanı sıra insanlarda veba yüzünden ölmeye başlar. İnsanlar uzun bir sürü veba ile karşı karşıya olduklarını reddederler, fakat bunun sonuçları ağır olur.
8. Yanlışlık
Albert Camus kitapları listemizde yer alan Yanlışlık adlı oyun, 1943 yılında yazılmıştır ve Camus’nün “absürd” fikrine odaklanır. Anne ve kızı ailelerinden miras kalan tenha bir otel işletmektedir. Yalnızlık çektikleri mutsuz hayatlarını başka insanların felaketi olmakla geçirirler. Ancak birden yabancı biri gibi çıkagelen oğlu ile birçok gerçek ortaya çıkacaktır.
9. Başkaldıran İnsan
Albert Camus, 1951 yılında yayınlanan Başkaldıran İnsan adlı denemesinde ‘başkaldırı’ dürtüsünün her insanın doğasında bulunan bir boyut olduğunu öne sürer.
Başkaldıran İnsan, başkaldırının kendisidir, ama ılımlı ve insanın boyutlarında. Başkaldıran İnsan, adalete ve özellikle doğruluğa vurgundur, mutlak olan’ın iğvasından, mitoslardan, gurur, horlanma ve kanın romantik baş dönmelerinden uzak durur. Ama insan, ne ise, o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır. Bu yadsıma onu intihara mı, yoksa bir başkasını öldürmeye mi götürür? ‘Hayır’ demeyi bilen insandır Başkaldıran İnsan; ama kime, neye, nerede, nasıl? Başkaldıran insanı kuşatan ‘hayır’ın içeriği nedir? Bunun yanıtı Başkaldıran İnsan’da…
10. Asturya’da İsyan
Albert Camus kitapları listemize Asturya’da İsyan adlı oyun ile devam ediyoruz. Albert Camus’nün 1935 yılında 3 dostu ile birlikte yazdığı Asturya’da İsyan, 1934 yılında Asturya’da yaşanan işçi isyanını konu almaktadır.
“Ben ihtiyar SantIago, bir ömür yaşadım, mutluluk nedir bilmedim. Babam madenciydi, dedem de, dedesinin dedesi de… Kış gelecek, kar yağacak, şu dünyada kimseler adımı anmayacak. 1934 yılı, 5 Ekim’i 6 Ekim’e bağlayan gece… Asturyalı maden işçileri, sömürü düzenine, baskı rejimine, haksızlığa karşı isyan ateşini yakarlar. Bu ateşin, Oviedo’nun küçük bir kasabasında yaşayan insanlara ulaşması uzun sürmez.”
11. Yolculuk Günlükleri
Albert Camus kitapları listemizdeki Yolculuk Günlükleri, Albert Camus’nün İkinci Dünya Savaşı ertesinde, 1946’da Amerika Birleşik Devletleri ve 1949’da Güney Amerika’ya yaptığı gezilerde tuttuğu notları kapsıyor.
12. Sürgün ve Krallık
Albert Camus’nün genç yaşta ölümünden sonra Jean-Paul Sartre şunları yazmıştı: “Uzun süre düşünmeden seçimini yapmayan, bir kez seçince de buna bağlı kalan ender insanlardandı. Camus’nün insancılığında, ansızın bastıran ölüme karşı insanca bir davranış varsa; mutluluk yolunda giriştiği o gururlu, katıksız araştırma, insana bu denli aykırı gelen ölüme dayanıyor, ölümle besleniyorsa; Camus’nün yapıtını da, bu yapıttan ayrı düşünülemeyecek yaşamını da, varlığın her anını ölümün elinden kapan bir insanın katıksız, başarılı denemesi olarak görebiliriz.”
6 öykülük kitapta Camus, güçsüzlük, iyilik, acıma ve kötülük gibi insanın temel hallerini, davranışlarını yönlendiren kurban ve cellat ikilemini ele alıyor.
13. Adiller
Fransız yazar Albert Camus’nün 1949 yılında kaleme aldığı Adiller adlı oyun, 1905’te Büyük Dük Sergei Alexandrovich’e suikast düzenleyen bir grup Rus Sosyalist-Devrimcisinin gerçek hikayesine dayanıyor. Benzer amaçlar, idealler ve acılarla bir araya gelmiş, sıfatı ne olursa olsun bir “insan”ın yaşamına son vermenin eşiğinde bulunan örgüt üyeleri, “insan”la yüzleşmek zorunda kalacakları o son anda en büyük sınavlarını vereceklerdir.
14. İlk Adam
Albert Camus kitapları listemizde bulunan İlk Adam’ın özel ve duygusal bir hikayesi var. Camus, 1960 yılında trafik kazası geçirdikten sonra yazarın çantasında bitmemiş bir kitap bulundu, o kitap İlk Adam’dı. Yazarın ölümünden 34 yıl sonra 1994 yılında yayımlanan kitap eşi benzeri olmayan bir ilgi gördü.
15. Yaz
Denize, dağa, doğaya ve güneş derin bir sevgi beslemiş, kendisine bir sığınak, düşüncelerine bir cevap aramış ve Akdeniz ışığında bütün yaşam felsefesinin imgesini bulmuş olan Albert Camus bu kitabında, Cezayir’in sıcak ve aydınlık doğasından Antik Yunan’ın ölçülü ve ışıklı düşüncesine uzanır.
16. Sıkıyönetim
Veba, Camus’nün sahnesinde, Cádiz şehrine egemen olmak isteyen bir zorba, insanların korkularından istifade etmeye çalışan bir fırsatçı olarak karşımıza çıkar. Eski mutlu günlerini geride bırakan Cádiz halkı, İkinci Dünya Savaşı’nın zulmünü, çaresizliğini ve çürümüşlüğünü tecrübe edecektir. Korkularıyla yüzleşmeyi, ahlaki değerlerini ve inançlarını sorgulamayı tercih eden Cádiz’li Diego, kimi zaman insani zaaflarına, öfkesine ve umutsuzluğuna teslim olsa da, insana duyduğu aşk uğruna mutlak başkaldırıdan vazgeçmeyecek, vebaya ve ölüme karşı bir halk isyanı başlatacaktır.
“Diego: Susmak haksızlık karşısında kaybetmek demektir zeytin ekmeği ve yaşama hakkını! Ekmeğinize sahip çıkmak için dahi yenmeye mecbursunuz bugün korkunuzu! Uyan ey İspanya, uyan artık!”
17. Düğün ve Bir Alman Dosta Mektuplar
Gelelim Albert Camus kitapları listemizdeki son kitap olan Düğün ve Bir Alman Dosta Mektuplar’a… Burada yazarın iki eseri bir arada bulunuyor.
Bunlardan ilki Düğün, bir gençlik dönemi eserlerinden ama sanatçının “benliğini ve dilini yaşamı boyunca besleyen bir kaynak” aynı zamanda. Gerçekten de Düğün’deki denemeler, yazarın Cezayir’i yansıtmasının yanı sıra yalın, duru ve somut anlatımla keskin bakışı, anlama tutkusunu, yaşam ve yeryüzü aşkını ortaya koyuyor.
Bir Alman Dosta Mektuplar ise 2. Dünya Savaşı döneminin ürünü. Bir yandan dünyayı egemenliği altına almaya kalkan bir ulus ile bağımsızlığını onurla savunan bir başka ulusun tutumunu karşı karşıya getirirken, bir yandan da gerçek yurttaşlığın, gerçek toplumsal ahlakın niteliklerini sergiliyor.
Kaynak: 1