Amerikalı Barış Aktivisti Rachel Corrie, 15 yıl önce bugün Gazze’de, İsrail buldozerinin altına alınarak hayatını kaybettiğinde Filistinlilere ait evlerin yıkılmaması için direniyordu.
Nisan 1979 doğumlu Rachel Corrie, ‘Ortalama bir Amerikalı, ekonomide liberal, siyasette muhafazakar, orta sınıf bir aile’ diye tarif ettiği ailesinin küçük kızıydı
Corrie, Capital High School’dan mezun oluşunun akabinde The Evergreen State Collage’a başladı. Ancak hemen sonrasında okula bir sene ara vererek Washington Devlet Muhafaza Kolordusu’nda gönüllü olarak çalıştı. Bu ve devam eden zamanlarda birçok dernek kuruluşuna yardım eden Corrie, barış aktiviteleri düzenleyerek kendini dünya barışına adadı.
Ocak 2003’te İsrail’e gidip Uluslararası Dayanışma Örgütü (ISM (International Solidarity Movement) eylemlerine katılmadan önce Batı Şeria’daki merkezde eğitim gördü
Okuduğu makalelerde özetle şunlar yazıyordu: ‘Fosforlu yelekler giyin. Koşmayın. Orduyu ürkütmeyin. Megafonla iletişim kurmaya çalışın. Varlığınızdan haberdar edin. Corrie Refah’tayken ilk icraatını İsrail Savunma Kuvvetlerince kullanılan zırhlı buldozerlerin ev yıkımlarını engellemek için 8 kişilik canlı kalkandan biri olarak yaptı.
Filistin’deyken tanıştığı dostu eczacı Samir Nasrallah’ın ailesinin evini yıkmaya çalışan İsrail buldozerinin karşısında duruyordu
Bu direnişin sonunda, 16 Mart 2003 tarihinde Gazze’ye geleli henüz iki ay olmuşken iki İsrail buldozerine karşı 8 ISM aktivistinin 3 saatlik direnişi sonrasında öldürüldü. O sırada üzerinde parlak, fosforlu, turuncu bir yelek vardı ve megafon kullanıyordu. Üzerinden iki kez buldozerle geçilen aktivistin kafatası kırılmış, kaburgaları parçalanmış ve akciğerleri delinmişti.
Ölümünden sorumlu olan buldozer operatörü konusunda tartışmalar halen devam ediyor
Görgü tanıkları buldozerin operatörünün bir İsrail askeri olduğunu ve kasıtlı şekilde Corrie’yi ezdiğini söylerken, İsrail hükümeti olayın bir kaza olduğunu ve operatörün Corrie’yi görmediğini söylüyordu.
Corrie’nin ailesi 2005 yılında İsrail devletine karşı dava açtı
İsrail, kapsamlı ve güvenilir bir soruşturma yürütmemekle, Corrie’nin ölümünden sorumlu olmakla ve Corrie’nin kasıtlı bir şekilde öldürüldüğünü ya da askerlerin umursamazca ve ihmalkar davranışları sonucu öldürüldüğüyle suçlanıyordu. 1 dolarlık sembolik tazminat talebinde bulunan Corrie’nin ailesi, sadece Corrie ve onun savunduğu Filistin davası için adalet istediklerini göstermek istiyorlardı.
İsrail mahkemesi Ağustos 2012’de davayı reddetti
Mahkeme, İsrail’in 2003’teki askeri soruşturmasını onaylayarak İsrail Hükümeti’nin Corrie’nin ölümünden sorumlu olmadığı kararına vardı. Bu karar İsrail yargı sisteminin ve soruşturmanın sorgulanmasına yol açtı.
Rachel’ın anısına My Name Is Rachel Corrie (Ben adım Rachel Corrie) isimli tiyatro ve The Skies are Weeping (Gökyüzü Ağlıyor) isimli kantat tertip edildi
2008 yılında Corrie’nin yazıları derlenerek Let Me Stand Alone (Bırakın Tek Başıma Direneyim) adıyla yayımlandı ve başlangıcı şöyleydi: “Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin yollarını arayan genç bir kadının olgunlaşmasının penceresinden.”
Rachel Corrie Foundation for Peace and Justice (Barış ve Adalet için Rachel Corrie Vakfı) kuruldu ve çalışmalarını halen sürdürüyor.
Amerikalı barış aktivisti Rachel Corrie’nin ailesi, 15 yıl önce ölen kızlarının ölüm yıldönümünde İsrail’in ‘içine düştüğü çılgınlıktan’ çıkarılması gerektiğini söyledi
Kızlarından Filistin davasını miras aldıklarını söyleyen Craig Corrie, “İsrail’in son ve en iyi umudu, birinin onu bu içine düştüğü çılgınlıktan çekip çıkarmasıdır. Geçen ay ABD’de olup bitenlere bakılırsa, birini çılgınlıktan kurtarmak (Donald Trump) yönetimi için güç bir iş gibi duruyor.” dedi.
Rachel Corrie, Filistin’den annesine yazdığı bir mektupta oradaki yıkımı ve zulmü şöyle anlatıyordu:
‘Dünyada böyle bir zulmün kıyamet koparmadan gerçekleştirilebileceğine inanamıyorum.
Dünyanın böyle korkunç bir hale gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek, canımı yakıyor, geçmişte de yaktığı gibi.’