“Ergen değilim artık! Neden hala sivilcelerim var?!” Sinirli bir şekilde yöneltilen bu soru, aslında birçok yetişkin bireyin zaman zaman dile getirdiği bir yakarıştır adeta. Her ne kadar aknelerin ergenlik dönemine has olduğunu düşünsek de yetişkinlerde de akne oluşumunu tetikleyen bir sürü faktör olabilir. Hem akneye sebep olan bu faktörler hem de akneyi tedavi etmek için uygulanan işlemler aslında ergenlik döneminde oluşan akneyle benzerlik taşımaktadır. Ancak yetişkin akne kendine has bazı özelliklere sahiptir. Bu içeriğimizde yetişkinlerde akne oluşumuna sebep olan faktörleri daha yakından incelerken aynı zamanda akne oluşumunu engellemek için yapılması gerekenlere de değineceğiz.
İlginizi Çekebilir: Akneye Meyillii-Yağlı Ciltler İçin En İyi Nemlendirici Tavsiyeleri
Yetişkin akne oluşumuna sebep olan faktörler nelerdir?
Yetişkin akne ya da ergenlik sonrası akne, genellikle 25 yaşından sonra ortaya çıkan bir akne türüdür. Çoğunlukla ergenlikte akne oluşumuna sebep olan faktörler yetişkin akne oluşumunda da etkin rol oynar. Bu faktörlerden bazıları, cildin aşırı yağlanması, ölü cilt hücreleriyle gözeneklerin tıkanması, bakteri ve iltihap oluşumudur. Peki yetişkinlerde akne oluşumuna sebep olan faktörler nelerdir? Neden akneye sebep olurlar?
Hormonlar
Hormonlar hem ergenlik döneminde hem de yetişkinlerde oluşan akneye sebep olan faktörlerden birisidir. Sürekli değişiklik gösteren hormonlar veya erkek veya kadın hormonlarından birisinin çok baskın olması, vücutta bir sürü değişikliğe sebep olduğundan ciltte akne oluşumunu da tetikleyebilir. Hormon düzensizlikleri cildin pH değerinin bozulmasına, aşırı yağ üretimine, kan dolaşımında farklılıklara ve iltihaplanmaya yol açabilir. Hormon düzensizlikleri yaş almayla beraber oluşsa da özellikle kadınlarda regl dönemlerinde, hamilelikte ve emzirme döneminde, menapoz öncesi ve sonrasında ve herhangi bir hormonal doğum kontrol yöntemine yeni başlandığında veya bırakıldığında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Hormon düzensizlikleri sonucu oluşan akneler genellikle derin ve kist benzeri bir görünüme sahiptir ve çoğunlukla oluştuğu yerde ağrıya sebep olur.
Duygusal ve fiziksel stres
Hepimiz zaman zaman stresle başa çıkmak durumunda kalıyoruz. Fakat çoğu zaman aşırı stres altında kalmak gerek küçük gerekse büyük çaplı olsun sağlığımızı tehdit edebiliyor. Stresle başa çıkılmaya çalışılan bu dönemlerde ciltte akneye rastlamak da sık karşılaşılan bir durumdur. Yaşanılan stres daha çok duygusal sebeplerle bağlantılı olduğunda vücutta oluşan biyolojik değişiklikler akne oluşumunu tetikleyebilir. Herhangi bir korku, endişe ve baskı anında adrenalin bezleri daha fazla kortizol ürettiğinden cilt problemleri yaşanması muhtemeldir. Duygusal stresin yanında fiziksel stres de akneyi tetikleyen bir diğer faktördür. Hava koşulları, yetersiz uyku, hastalık, dehidrasyon, hava kirliliği gibi vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasına, hormonal değişiklikler ve sürekli bir iltihap problemi yaşamasına sebep olan fiziksel koşullar yetişkinlerde akne oluşumuna sebep olur.
Yiyecekler
Tüketilen gıdaların akne oluşumuna sebep olduğu konusunda uzmanlar tek ve kesin bir fikre sahip değiller. Fakat birçok doktor ve cilt bakım uzmanı aşırı tüketilen unlu gıdaların, şekerin, süt ürünlerinin ve fast food kategorisinde yer alan gıdaların akne oluşumuna sebep olacağını düşünüyor. Hatta bazı durumlarda yaş almayla beraber bazı yiyecek gruplarına karşı vücutta hassasiyet oluşması ve hassasiyete rağmen bu gıdalar tüketildiğinde vücudun alerjik bir reaksiyon verdiği düşünülmektedir. Yiyeceklerin cildinizdeki akne oluşumunu tetiklediğini düşündüğünüz durumlarda belli yiyecek gruplarını isteğiniz doğrultusunda kesmek yerine öncelikle bir doktora görünmenizde fayda var.
Kozmetik ürünler
Bazı saç ve cilt bakım ürünleri akneye meyilli cildi daha çok yıpratacak maddelerle formüle edilmiş olabilir. Bu gibi ürünlerin kullanımı ve ciltten güzel bir şekilde arındırılmaması akne oluşumuna sebep olan faktörlerden bir diğeridir. Bu nedenle, akneye meyilli cilde sahip olan kişiler genellikle komedojenik olmayan, akne oluşturmaz, yağsız ve gözenek tıkamaz gibi etiketlere sahip ürünleri kullanmayı tercih ederler. Çünkü bu kategoride yer alan ürünlerin formülasyonunda kullanılan maddeler çoğunlukla akne oluşumunu tetiklemeyen içeriklerdir. Diğer tarafta, yağlı ve akneye meyilli bir cilde sahip olan kişiler genellikle yağlanmanın önüne geçmek için ciltlerini sert kimyasallar içeren ürünlerle gün içinde sıklıkla yıkama eğilimindeler. Cildi gereğinden fazla yıkamak ciltte kuruluğa yol açtığından zaten problemli olan cildin daha da kötüye gitmesine ve akne oluşumunun artmasına sebep olur.
Henüz teşhis konulmamış tıbbi rahatsızlıklar
Bazı durumlarda yetişkin akne oluşumu başka bir rahatsızlığın semptomu olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, kadınlarda çok sık görülen hormonlarla ilgili bir rahatsızlık olan polikistik over sendromu (PCOS), regl düzensizliği, kilo artışı, aşırı tüylenme ve akne gibi semptomlara sebep olan bir endokrin hastalığıdır. Kişide anormal hormon düzensizliğine yol açan bu hastalık, bazı durumlarda hormonal aknelere neden olur. Bu yüzden bazı durumlarda yetişkin akne altta yatan ve henüz bilinmeyen tıbbi bir rahatsızlıktan kaynaklanıyor olabilir. Bu rahatsızlığın bir doktor tarafından teşhis ve tedavi edilmesi akne probleminin ortadan kalkmasına da yardımcı olabilir.
Yetişkin akne oluşumunu engellemek için nelere dikkat edilmeli?
Yetişkin akne tedavisi ergenlik dönemindeki akne tedavileriyle oldukça benzer olabilir. Cilde sürülecek akne önleyici ilaç ve kozmetik ürünlerin yanı sıra kişinin sağlık durumu dikkate alınarak ağız yoluyla alınan ilaçlar ile de aknenin tedavi edilmesi mümkündür. Orta ve ciddi derece de bir akne problemine sahipseniz, öncelikle bir doktora görünmeniz daha faydalı olacaktır. Kullanacağınız ilaç ve benzeri ürünleri doktorunuz size uygun olarak önereceğinden daha doğru ve sağlıklı bir adım atmış olursunuz. Fakat kullanacağınız ürün ve ilaçların dışında, yastık kılıflarınızı sık sık değiştirmeye özen göstermenizde fayda var. Günde ortalama 8 saat yüzünüzün yastık kılıfına basılı bir şekilde olduğunu düşünürseniz, yastık kılıfınızda yağ, kir, ter ve bakteri olması oldukça kaçınılmaz bir durumdur. O yüzden her 2 ya da 3 günde yastık kılıfnızı değiştirmeye özen gösterin. Bir diğer öneri ise cep telefonları için. Gün içinde sürekli elimizde olan ve elimizde olmadığı zamanlarda da farklı yüzeylere temas eden telefonumuz ne kadar temiz olabilir ki? Telefonlarımızı temizlemediğimiz takdirde bir sürü bakterinin ellerimize, yüzümüze hatta belki ağzımızdan bütün vücudumuza transfer olmasına sebep oluruz ve sonuç olarak da hastalıklarla ve aknelerle uğraşmamız gerekebilir.