Teknolojinin gelişimiyle birlikte evlerimiz artık sadece bir yaşam alanı olmaktan çıkıp adeta küçük birer bilgisayara dönüştü. Sabah kahvemizi hazırlayan akıllı kahve makineleri, evi süpüren robotlar, sesli asistanla açılan ışıklar, hatta çocukların odasını gözetleyen bebek kameraları… Tüm bu cihazlar hayatımızı kolaylaştırıyor, kabul. Ama peki ya işin görünmeyen tarafı? Hiç düşündünüz mü, sizi her gün takip eden, komut bekleyen ve evinizin her köşesinde sessizce duran bu cihazlar aslında sizi dinliyor olabilir mi? Evet, kulağa biraz “paranoyakça” geliyor olabilir. Ancak dijital çağda yaşıyoruz ve her cihaz internete bağlandığında bir potansiyel gözetleyiciye dönüşebiliyor. Üstelik bu tehdit sadece filmlerdeki gibi karmaşık yazılımlarla değil, bazen basit bir güncelleme eksikliği ya da zayıf bir Wi-Fi şifresiyle bile gerçek olabiliyor. Evimizde bizi dinleyen bu “akıllı casuslardan” korunmak artık bir lüks değil, dijital çağın en temel ihtiyacı. Peki, evdeki cihazlar bizi dinliyor mu? Akıllı ev aletlerini güvenli bir şekilde kullanmak için bilmeniz gerekenler…
Evimizdeki cihazlar bizi dinliyor mu?
Telefonlar, televizyonlar, robot süpürgeler, prizler, çocuk telsizleri.. Evet evet, yanlış duymadınız! Evinizdeki bu “masum” görünen cihazlar aslında birer siber casus olabilir!
Günümüzde evler akıllandıkça biz de konforun tadını çıkarıyoruz. Ama akıllı demek aynı zamanda “internete bağlı” demek. İşte bu da o cihazların hackerların hedefi hâline gelmesine zemin hazırlıyor. Hızla üretilip piyasaya sürülen bu cihazlar bazen güvenlik önlemleriyle donatılmadan bize ulaşıyor. Ve olan oluyor…
Evdeki kameralardan izleniyor muyuz?
Evinizdeki güvenlik kamerası, çocuk telsizi, robot süpürgeniz ya da sesli asistanınız… Hepsi teorik olarak sizi izleyebilir ya da dinleyebilir. Üstelik siz farkına bile varmadan! Çünkü üzerlerinde kamera ve mikrofon bulunan bu cihazlar, kötü niyetli yazılımlar aracılığıyla uzaktan ele geçirilebilir. Hatta bazıları zaten sürekli açık mikrofon modunda çalışıyor.
O yüzden kameraya bant yapıştırmak küçük ama etkili bir önlem olabilir. Fiziksel müdahale her zaman en güvenli çözümlerden biridir.
Kesinlikle evet! Evinizdeki her bir akıllı cihaz Wi-Fi ağına bağlandığı anda sistemin bir parçası hâline gelir. Ve siber güvenlik dünyasında bilinen bir söz vardır: “Bir ağ, en zayıf halkası kadar güçlüdür.”
Yani modeminizin şifresi ne kadar güçlü olursa olsun, evdeki ucuz bir akıllı priz ya da güncellenmeyen bir robot süpürge tüm sisteminize açılan bir kapı hâline gelebilir.
Nesnelerin interneti (IoT) ne demek?
Bu terimi son zamanlarda sık sık duyuyoruz. Basitçe anlatmak gerekirse; internete bağlanabilen, veri toplayan ve diğer cihazlarla iletişim kurabilen her şey bu sisteme dahil. Yani akıllı saatten buzdolabına, kameradan prizlere kadar her şey birbiriyle “konuşuyor.” Ama bu konuşmaları biri dinliyorsa, işte orada sorun var.
Akıllı televizyonlar da mı bizi gözetliyor?
Kulağa film sahnesi gibi geliyor ama bu bir kurgu değil! Özellikle sesle komut alan, yüz tanıma özelliği olan televizyonlar; yazılım açıkları veya sahte uygulamalarla uzaktan kontrol edilebilir. Aynı şey telefonlar için de geçerli. Telefonunuza indirdiğiniz bir uygulama, siz fark etmeden kamera ve mikrofonunuza erişebilir.
En korkutucu kısmı? Kamera ışığı her zaman yanmaz. Yani biri sizi izliyorsa bile fark edemeyebilirsiniz… Bu yüzden fiziksel kamera kapakları kesinlikle önerilir!
Akıllı cihazlardan siber saldırıya karşı nasıl korunabiliriz?
İlk kural: her cihaz için farklı ve güçlü şifreler kullanın. “Doğum günüm + isim” tarzı şifreler artık mazide kaldı. Harf, rakam, sembol karışımı bir şifre seçin. Hatta bir şifre yöneticisi uygulaması kullanarak hem güvenli hem de pratik bir çözüm elde edebilirsiniz.
Cihazınızın üreticisi size “yeni bir güncelleme var!” dediğinde bunu görmezden gelmeyin. Çünkü bu güncellemeler sadece yeni özellik eklemekle kalmaz, aynı zamanda güvenlik açıklarını da kapatır.
Modem, dijital evinizin ana kapısıdır. Ve kapınızın anahtarını herkesin eline vermek istemezsiniz değil mi? WPA2 ya da WPA3 gibi güçlü şifreleme seçeneklerini aktif edin.
Evinizde onlarca cihaz internete bağlıysa, hepsinin aynı ağa bağlı olması risk oluşturabilir. Ne yapmalı? Misafir ağı oluşturun ve daha az güvenli cihazları (örneğin akıllı priz veya bebek kamerası gibi) bu ağa bağlayın. MAC adresi filtreleme özelliğini kullanarak sadece tanıdığınız cihazlara izin verin.
Telefonunuzda ve bilgisayarınızda güncel bir antivirüs programı olmalı. Ayrıca uygulama yüklerken neye izin verdiğinize dikkat edin!
Tek başına şifre yeterli mi? Maalesef hayır. Cihazlarınıza iki adımlı doğrulama (2FA) kurarak, biri şifrenizi bilse bile size gelen SMS veya uygulama onayı olmadan hesabınıza girmesini engelleyebilirsiniz.
Akıllı saatler ne kadar güvenli?
“Bu kolumdaki saat sadece adıma mesaj geliyor sanıyordum!” diyorsanız dikkat! Akıllı saatler aslında konumunuzdan kalp atış hızınıza kadar pek çok veriyi toplar. Yüklediğiniz uygulamalar bu verileri izleyebilir, paylaşabilir, hatta üçüncü taraflara gönderebilir. Üstelik çoğumuz, uygulama yüklerken izinleri hiç okumadan “kabul et” demiyor muyuz?
Uyku düzeniniz, nabzınız, sağlık bilgileriniz gibi biyometrik veriler pazarlama için kullanılabilir.
Daha kötüsü, kötü niyetli kişilerin eline geçtiğinde bu veriler ciddi riskler oluşturabilir.
Bu yüzden dijital farkındalık şart! Her cihazın ne topladığını, her uygulamanın nelere eriştiğini bilin ve kontrol edin. Akıllı ev aletlerini güvenli bir şekilde kullanmak için bilmeniz gerekenler yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: