Psikolojik rahatsızlıklar her yaşta ve her çevrede sıklıkla görülse de, her toplumda ve ortamda insanlar tarafından farklı karşılanabiliyor. Bu tarz sağlık sorunlarını birçok insanın yaşadığı ‘bir gerçek’; ama yine de çoğu insanın psikolojik rahatsızlıklar konusunda ciddi tabuları var. Hissettiklerini veya yaşadıklarını, çevreleriyle de doktorlarla da paylaşamıyorlar bu yüzden. Oysa önemsenmeyecek ve üzeri kapatılacak bir konu değil bu. Tıpkı fiziksel rahatsızlıklar gibi, psikolojik rahatsızlıkların da bir uzman desteğiyle çözüm bulması gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde, bir sosyal haber sitesinde psikolog ve psikiyatrist olan kullanıcılara şöyle bir soru sorulmuş: “Akıl hastalarından duyduğunuz sizi en çok etkileyen ve en bilge söz hangisiydi?” Ve gelen cevaplar gerçekten herkesi hayrete düşürmüş. İşte psikolojik rahatsızlığı olan hastalardan doktorlarına söylenen, duyduğunuzda çok etkileneceğiniz ve belki de kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz 14 anlamlı cümle.
“Kendimi öldürmek istemiyorum. Kendimi öldürmek isteyen kısmımı öldürmek istiyorum.”
“İnsanlar ilaçları daha iyi hissetmek için kullanmıyor. Aksine kendilerini daha az kötü hissetmek için kullanıyorlar.”
“Aldığınız her küçük kararın, sizin için ölüm kalım savaşına dönüştüğünü hayal edin.”
Kaygı bozukluğu rahatsızlığına sahip bir hasta, kendi durumunu anlatabilmek ve nasıl hissettiğini betimleyebilmek için böyle bir cümle kurmuş.
“Kollarım seni özlüyor.”
Belki de dünyanın en kısa ve basit cümlesi ama; sanıyoruz bir cümle, daha fazla anlam barındıramazdı içinde. Ve bu cümleyi, 10 yaşındaki otizmli bir çocuk, kendisine sarılmasını isteyen doktoruna, sarılması için kurmuş.
“Acı hissetmek, hiçbir şey hissetmemekten daha iyidir.”
“Eğer arkadaşınız yoksa bu durum çok problem teşkil etmez. Arkadaş sahibi olmak sizi mutlu eder; ancak sizi daha iyi bir insan yapmaz. Zamanında kim çok popülerdi ve birçokları tarafından seviliyordu? Hitler.”
Otizm rahatsızlığına sahip bir çocuk, arkadaş edinme konusunda -doğal olarak- problemler yaşıyormuş ve bu durumu, doktoruna gerçekten dahiyane cümlelerle aktarmış.
“Kendimi bir hayalet gibi hissediyorum. Tüm mutlu hayatların olduğu bir yerde, perde arkasında görünmez bir şekilde dolaşıyorum.”
Bu hüzünlü cümlelerse 56 yaşında ve alkolizmle savaşan bir adama ait.
“Hayal dünyasında küçük bir seyahate çıktığını ve bir an kendini yakalayıp gerçekliğe dönüp dönemeyeceğin zamanı bilmediğini düşün. İşte ben her gün bunu yaşıyorum.”
Genel kaygı bozukluğu rahatsızlığı yaşayan bir hasta, aslında tam olarak ‘ne yaşadığını’ bu cümlelerle aktarmış.
“Bütün hayatımızı mutlu olmak için bir yer ve başka kazanımlar elde etmemiz gerekir düşüncesiyle harcıyoruz…”
“…Oysa gerçek mutluluk siz o noktanın ya da o kazanımın hayalini kurarken dahi onun asla gerçek olmayacağını düşünmekten geçiyor. Mutluluk aslında ‘an’da ve tamamen şu an sahip olduklarımızda.”
Bu cümleleri bir hasta, kendi fiziksel görünüşünü nasıl algıladığı ve bedeni hakkındaki düşüncelerini doktoruna aktarırken kurmuş. Hastasının bu cümlelerini “dürüstlük” olarak özetleyen doktoru ise, duyduklarına gerçekten çok şaşırmış.
“Sesim, senin hakkında ne söylerse söylesin, seni seviyorum Jace.”
Şizoafektif bozukluk yaşayan bir hastanın doktoruna sarfettiği bu cümle de, gerçekten çok etkileyici. (Şizoafektif bozukluk, kişinin şizofreni semptomlarını -halüsinasyon veya sanrılar gibi- ve manya ve depresyon gibi duygu durum bozukluklarını bir arada gösterdiği bir rahatsızlık türü.)
“İlaçları beni tedavi etmesi için almıyorum, çünkü bende tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık yok. Benim çevremdeki herkes deli olduğu için, ilaç onlara uyum sağlamama yardımcı oluyor.”
Bipolar rahatsızlığı bulunan bir hastanın doktoruna kurduğu cümleler… Belki de gerçekten haklıdır, kimbilir?
“Sanırım ben yerin lav olduğu zamanla, hayali arkadaşları olan insanların şizofren sayıldığı zaman arasındaki geçiş dönemini kaçırdım.”
Bir doktorun hastasıyla sohbeti esnasında ondan duyduğu bu cümleler, inanılmaz etkileyici.
“Gerçeğin ve güzelliğin fedakar aşığıyım.”
Bipolar kişilik bozukluğu yaşayan bir hastayla görüşme yapan doktoru, hastadan kendisini tarif etmesini istediğinde, hastası ona bu cümleyi kurmuş. Ardından başka insanların onu nasıl tanımladıklarını sorusunu ise şöyle cevaplamış: “Muhtemelen adi bir şerefsiz olarak görüyorlardır.”
“(Sesini kaybettikten sonra…) İşte şimdi gerçekten yalnızım.”
Gördüğü ilaç tedavisi yüzünden sesini kaybeden bir hastanın doktoruna kurduğu cümle, gerçekten onun üzüntüsünü eksiksiz bir şekilde karşısındakine de aktarıyor.