Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Akalkuli: Toplama ve Çıkarma Gibi Basit Matematik İşlemlerini Yapma Yeteneğindeki Bozukluk
Akalkuli: Toplama ve Çıkarma Gibi Basit Matematik İşlemlerini Yapma Yeteneğindeki Bozukluk
Günlük hayatımız sayılarla örülü bir ağ gibi. Sabah uyandıran alarmın sesinden, içtiğimiz kahvenin kaçıncı yudumu olduğuna kadar her anımızda rakamlarla iç içeyiz. Peki ya bir gün bu sayılar anlamsız birer şekile dönüşürse?
Sayılardan kaçış yok, değil mi? Sabah alarmınızın saatini ayarlarken, kahvenizi kaç dakika demleyeceğinizi hesaplarken ya da markette kasada beklerken… Rakamlar her yerde. Ama ya bir sabah kalktığınızda bu basit hesaplamalar size artık anlam ifade etmezse? İşte akalkuli, tam olarak böyle bir tabloyu tarif ediyor. Beynimizin sayı algısında oluşan bir karışıklık, günlük hayatın en küçük ayrıntılarını bile altüst edebiliyor. Peki tam olarak bu akalkuli nedir?
Akalkuli nedir?
Her gün farkında olmadan binlerce küçük matematiksel karar alıyoruz. Sabah işe giderken “otobüs 7 dakikaya gelir” diye düşünmek, maaş gününü hesaplamak ya da kahvaltıda kaç kalori aldığımızı tahmin etmek… Bunların hepsi beynimizin müthiş bir koordinasyon içinde çalışmasıyla mümkün. Ancak beyin hasarı ya da inme, bu karmaşık ağı bozabiliyor. Akalkuli, beynin sayı işlemeyle ilgili bölgelerinde meydana gelen hasardan kaynaklanıyor. Genellikle felç geçiren kişilerde görülüyor ve araştırmalar, inme hastalarının yaklaşık %30-60’ında bu durumun ortaya çıktığını gösteriyor. Bu da demek oluyor ki, felçten kurtulan her üç kişiden biri, bir şekilde sayılarla yeniden tanışmak zorunda kalabiliyor.
Beyin, hareketlerimizden duygularımıza, hafızamızdan karar verme yeteneğimize kadar her şeyi organize eden inanılmaz bir sistem
Ancak bu sistemin herhangi bir bölümü zarar gördüğünde, sonuçlar oldukça karmaşık olabiliyor. Eğer hasar beynin sol tarafında gerçekleşirse, kişi dil işleme veya hafıza sorunlarıyla karşılaşabiliyor. Sağ taraf etkilendiğinde ise görsel ve uzamsal algıda bozulmalar ortaya çıkıyor. Akalkuli ise beynin tek bir bölgesiyle sınırlı değil. Sayıları anlamak ve işlemden geçirmek, beynin birçok alanının işbirliğiyle gerçekleşiyor.
Sol yarımküre dili çözümlememizi sağlarken, sağ yarımküre görsel düzeni anlamamıza yardımcı oluyor. Arka kısım büyüklükleri kavrıyor, ön kısım ise hesaplamaları yönetiyor. Bu alanlardan biri bile zarar gördüğünde, sayılar birdenbire yabancı bir dil gibi gelebiliyor. Bir kişi bir sayıyı bildiğini hissedebilir ama söyleyemez; ya da “üç” demek isterken “sekiz” diyebilir. Daha ağır durumlarda, kişi sayıların anlamını tamamen yitirebilir, “5” rakamını görür ama ne ifade ettiğini bilemez.
Akalkuli yalnızca bir “matematik problemi” değil, kişinin tüm yaşamını etkileyen bir durum
Felç sonrası bu rahatsızlığı yaşayan birçok kişi, paralarını yönetmekte zorlandıklarını söylüyor. Basit bir banka işlemi, “PIN kodunun üçüncü hanesini girin” gibi küçük bir adım, onlar için dev bir engel haline gelebiliyor. Aynı şekilde, ilaç saatlerini ya da doz miktarlarını takip etmek de karmaşık bir görev halini alabiliyor. Bazıları eczacılarına ya da bakıcılarına tamamen bağımlı hale geliyor. Mikrodalgayı çalıştırmak, çamaşır makinesini ayarlamak, hatta saati okumak bile zorlaşıyor. Çünkü her şey rakamlarla dolu. Bu durum yalnızca pratik sorunlar değil, duygusal yük de yaratıyor. Akalkuli hastaları sık sık utanma, yetersizlik ve öfke hissi yaşadıklarını ifade ediyor. Bir katılımcının sözleri durumu özetler nitelikte: “Kendimi aptal gibi hissediyorum, ama aslında sadece beynim artık sayıları anlamıyor.”
Ne yazık ki, akalkuli hala tıp dünyasında yeterince tanınmıyor. Felç rehabilitasyon rehberlerinde bile bu duruma dair özel bir bölüm bulmak zor. Oysa 25 yaş üstü her dört kişiden biri yaşamı boyunca felç geçirme riskiyle karşı karşıya. Buna rağmen, akalkuli genellikle teşhis edilmeden kalıyor. Bu durumun bir nedeni, sağlık çalışanlarının eğitiminde bu rahatsızlığa pek yer verilmemesi. Hatta bazı hastalar, terapistlerinden yardım istediklerinde “Buna yardımcı olamam” yanıtını aldıklarını söylüyor. Çünkü terapistlerin çoğu, akalkuliyle başa çıkma yöntemleri konusunda eğitim almamış durumda.
Sonuç olarak, bu rahatsızlığı yaşayan birçok kişi ne yaşadığını bile anlamadan kendi başına mücadele etmeye çalışıyor. Kimileri durumlarının adını bile bilmiyor; “sayıları unuttum” diyerek geçiştiriyor. Akalkuli, görünüşte küçük bir bilişsel aksaklık gibi dursa da, aslında insanın bağımsızlığını elinden alabiliyor. Bu yüzden belki de artık felç sonrası yalnızca hareketleri değil, sayıların anlamını da yeniden kazanmaya odaklanmanın zamanı gelmiştir.