Öğretmenlerimiz, hepimizin biriciği ve geleceğimizi şekillendiren en önemli etmenlerden. Okul hayatımıza başladığımız o ilk andan itibaren, bir hamuru şekillendirir gibi bizleri şekillendirebiliyorlar. Üzerinden uzun yıllar da geçse, bize farklı bir şeyler katan o çok sevdiğimiz ilk öğretmenimizi asla unutmayışımızdan da anlayabiliriz aslında onların hayatımızdaki yerini.
Bir diğer önemli konuysa, eğitim sistemi. Geleceğimizden bahsederken öğretmenlerimiz dışında bunu da konuşmamız gerekiyor. Sürekli eleştiriyoruz ve sistemle ilgili tüm eksikliklerin farkındayız. Ve çoğu zaman da bu yüzden umutsuzluğa kapılıyoruz. Ya da öyle haberler okuyoruz ki, o çok ihtiyacımız olan- hatta muhtaç olduğumuz- öğretmenlere onan inancımız büyük ölçüde sarsılıyor.
Ama umut hep var. İyi insanlar, iyi öğretmenler oluyorlar ve umudumuzu kaybetmemize; kendimizi bırakmamıza izin vermiyorlar. İşte Ahmet öğretmen tam da böyle biri. Ahmet öğretmene ve onun gibi iyi insanlara, çocuklarımızı ve geleceğimizi gözümüz kapalı teslim edebiliriz. İddia ediyoruz onu tanıyınca sizin de içiniz umutla dolacak. 🙂
Ahmet Naç, İstanbul Esenler’de işini severek yapan bir öğretmen
Onun adını normal bir sınıfı baştan tasarlayarak topladığı büyük beğeni sayesinde duyduk
Ahmet öğretmen sınıfını düzenlemek için, bilimsel araştırmaları inceleyerek işe koyulduğunu ve özellikle Manchester Salford Üniversitesi’nin 3 yıl süren bir araştırmasını dikkate aldığını söylüyor
Sınıfın henüz tamamlanmadığını belirten Ahmet öğretmen, hiçbir şeyin süs diye yapılmadığını ve bu tasarımın öğrencilerin çalışmalarıyla tamamlanacağını sözlerine ekliyor
“Benim oluşturduğum tasarımı, öğrenciler çalışmalarıyla tamamlayacak. Dediğim gibi gördükleriniz içerisinde süs olsun diye yapılan bir şey yok. Çok emek var ama buna değiyor. Şu anki halinden çok daha iyi bir sınıf halini alacak. Çünkü sınıf benim değil onların. Sözü onlara bırakır ve onlara güvenirseniz neler yapabileceklerine inanamazsınız.”
Yeni sınıfının ilk hallerinin fotoğraflarını da sosyal medyada yayınlayarak bizimle paylaşıyor
Bunlar arasında, öğrencilerine okuma yazmayı sevdirmek için ağaç şeklinde yaptığı bu güzel pano var
Ahmet öğretmen bu pano için: “O şimdilik kuru bir ağaç. Öğrencilerim yeşertecek. Artık onların ağacı.” diyor
“Panoya bugün ses ve kelimelerini asarlar yarın şiirlerini güzel sözlerini. Ya da temayı kendileri belirleyebilirler. O şimdilik kuru bir ağaç. Öğrencilerim yeşertecek. Artık onların ağacı.”
Öğretmenler ve ailelerin çocuklara iyilik yapayım derken kötülük yapıyor olabileceğine dikkat çeken bu örnek öğretmen, adeta elleriyle harikalar yarattı
“Okumayı öğretmeyelim okumayı sevdirelim. Matematiği öğretmeyelim matematiği sevdirelim. Şarkı öğretmeyelim, sevdiği şarkıları söylemeleri için ortam sağlayalım. Resim yaptırmak onların eğlencesi için olmasın, resmin değerini gösterelim. 3 boyutlu hamurdan, tahtadan yaptıklarını çantalarına atmasınlar. Değerini anlasınlar yaratıclıklarını zorlasınlar. Vazgeçmesinler. Ağlayınca teselli edip o anı kurtarmayın. Ona mutsuzluktan çıkacak yolu gösterin, konuşturun. Onlar adına karar vermeyelim artık. Hayatlarıyla ilgili kararları onlar versin. Yanlış da olsa sınıf onların, kıyafet onların, yaptıkları sıra onların. Çantasını onun yerine taşımayın. Kitabını kendi alsın. Yanlışlarını fark etsin. Siz düzeltmeyin onlara düzeltmesi için fırsat verin.”