Dünya üzerinde birçok farklı din bulunmaktadır. Bu dinlerden bir tanesi Musevilik, yani Yahudiliktir. Musevilik dini genel olarak İsrail’de yaygın olsa da dünyada bu dini benimseyen çok fazla insan var. Yahudilik dininde en önemli yerlerden biri Ağlama Duvarı’dır. Günümüzde İsrail-Filistin savaşı devam ederken, en çok merak edilen şeylerden biri Ağlama Duvarı’ydı. Bu nedenle, sizler için Ağlama Duvarı nedir, Ağlama Duvarı nerede ve Ağlama Duvarı neden önemli gibi merak edilen soruların yanıtlarını bu listede bir araya getirdik.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Birçok Farklı Kültürde Ve Dinde Yeri Olan Davud’un Yıldızı Nedir?”
Ağlama Duvarı nedir ve nerede?
Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Ağlama Duvarı, kireç taşından yapılmış bir duvardır. Duvar, mabedin batı tarafında bulunduğu için Batı Duvarı ismi de kullanılmaktadır. Tarihte ilk kez Büyük Hirodes tarafından yaptırılmış olan duvar, günümüzde Yahudilerin ayin yaptıkları ve ibadet ettikleri bir yer olarak bilinmektedir. Aynı zamanda bu duvar İslamiyet için de önemlidir ve İslam dünyasında bu duvara Burak Duvarı adı verilir. Kudüs’te bulunan bu duvar günümüzde İsrail devletine aittir.
Bu duvar, Tapınak Dağı olarak bilinen dik ve doğal bir tepenin üzerinde düz bir platformda bulunur. Ağlama Duvarı’nın uzunluğu yaklaşık olarak 485 metredir. Duvarın yüksekliği 18 metredir ve 6 metresi mabet bölgesinin seviyesini aşmıştır.
Ağlama Duvarı’nın tarihi
Hz. Süleyman, bu duvarın ait olduğu Süleyman Mabedi’nin inşasına saltanatının dördüncü yılında başlamıştır. Mabedin inşası 7 yıldan uzun bir sürede tamamlanmıştır. Babiller Kudüs’ü işgal ettiklerinde mabedi yağmalayıp yıktılar. MÖ 537-515 yılları arasında mabet yeniden inşa edildi. MÖ 70 yılında Romalılar Kudüs’ü kuşattığı sırada mabedi yakıp yıktılar. Ağlama ya da Batı Duvarı olarak bilinen bu kutsal yer, Hirodes’in yaptırdığı mabedin çevresinde bulunan duvarın bir kısmıdır.
MS 1. yüzyıldan sonra Yahudiler bu duvara karşı saygı duymaya başlamış ve önünde ibadet etmişlerdir. Yahudiler, Kudüs’ün ve duvarın yıllar içinde tekrar tekrar yakılıp yıkılışını, Romalılar tarafından esir alınıp başka ülkelere götürülmelerini anmak, yaşananları hiç unutmayıp hafızalarını taze tutmak, mabede yeniden kavuşma ve Yahudi egemenliği hayaliyle ağlayarak ve dua ederek yaslarını sürdürmüşlerdir. Tevrat’a göre, bu duvar asla yıkılmayacak ve Yaradan Batı Duvarı’nı hiçbir zaman terk etmeyecektir.
Osmanlı İmparatorluğu Kudüs’ü fethettikten sonra, İspanya’dan kovulan Yahudiler için Kudüs’e göç etme şansı doğmuştur. Osmanlı’nın bölgedeki kontrolü ile 1520 yılına doğru, Yahudiler Ağlama Duvarı’nda hiçbir engel ve yasak olmadan sürekli ibadet edebilecek hale gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa ülkelerinden kovulan Yahudilere kucak açmış ve Yahudiler için kutsal olan bu duvarı pek çok kez onarıp yıkılmaktan kurtarmıştır. Osmanlı’nın himayesi altında olan Yahudiler, yüzyıllar boyunca bu duvarın önünde ibadet etmişlerdir.
Bölgede Yahudi nüfusu çoğaldıktan sonra, Yahudiler, Ağlama Duvarı’nın yakınındaki evleri yakmak ve duvarın önüne sıra ve masalar koymak istemişler, fakat Müslümanlar buna engel olmuştur. 1929 yılında bu duvar yüzünden Müslümanlar ve Yahudiler arasında pek çok anlaşmazlık yaşanmıştır. Milletler Cemiyeti’nin kurduğu heyet, duvarın Müslümanların mülkiyetinde olduğuna karar vermiştir ve Yahudilerin sadece bu duvarda dua edebileceklerini belirtmiştir. 1948 yılında Ürdün Kudüs’ün Doğu kısmını işgal edince, Yahudilerin duvarı ziyaret etmesine yasak getirilmiştir. Altı Gün Savaşı’nın üçüncü gününde (7 Haziran 1967), bu kutsal duvarın da içinde bulunduğu Kudüs’ün doğu yakası İsrail’in kontrolüne geçmiştir. Bunun üzerine Yahudiler, 2000 yıllık İsrail rüyasının gerçekleştiğini ilan ederek duvarın önünde kutlama yapmışlardır.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Vadedilmiş Topraklar Ne Anlama Geliyor Ve Hangi Bölgeyi Kapsıyor?”
Ağlama duvarı neden önemli?
Yahudiler bu duvarı Süleyman Mabedi’nden kalma bir kalıntı olarak görürler ve bu yüzden de bu mekanı kutsal sayarlar. Özellikle mabedin yıkılış yıl dönümünde ve çeşitli zamanlarda bu duvarın önünde çeşitli vesilelerle dualar ve ibadetler ederler. Ayrıca, Süleyman Mabedi’nin ve Kudüs’ün yakılıp yıkılmasını, mabetten uzak kalmalarını anımsayarak mabedin tıpkı Hz. Süleyman tarafından inşa ettirildiği gibi yeniden yaptırılmasını arzu ederler ve bunun gerçek olması için dualar ederler.
Bu duvar aynı zamanda İslamiyet için de önemlidir. Hz. Muhammed’in İsra/Miraç mucizesi sırasında devesini bu duvara bağladığına inanılır. Bu nedenle bu duvara Burak Duvarı adı da verilir.