Osmanlı İmparatorluğu sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda son derece büyük ve önemli bir devletti. Bu nedenle pek çok farklı milletten, kültürden ve inançtan insana ev sahipliği yapıyordu. Günümüzden uzun zaman önce Sudan, Etiyopya, Eritre, Cibuti, Somali, Libya, Tunus, Cezayir, Sudan, Nijerya ve Kenya gibi Afrika ülkelerinden pek çok insanın da yolu çeşitli sebeplerden bugün yaşadığımız topraklara düşmüştü. Ancak diğer insanların aksine, onların Afrika’dan Anadolu’ya uzanan seyahatleri, sıradan bir yolculuk olmaktan çıktı, oldukça güzel bir hikâyeye dönüştü.
Afro-Türkler olarak isimlendirilen, Afrika kökenli Türkler uzun yıllardır, Anadolu’da yaşamaya devam ediyor. Üstelik ten renkleri dışında hikâyelerinin Afrika’da başladığını belli eden hiçbir belirtileri yok. Çünkü isimleri, yemekleri, sohbetleri, kültürleri hatta şiveleri, kısacası kendileri, tamamen bu topraklara aitler. İşte, Afrika’dan Anadolu’ya uzanan bu güzel hikâyenin başrolünde yer alan Afro-Türkler hakkında bilmeniz gerekenler…
Afro-Türkler, uzun zaman önce Afrika ülkelerinden Osmanlı topraklarına gelen insanların torunları
Kiminin ataları uzun zaman önce Anadolu’ya köle olarak getirilmiş, kiminin ataları Anadolu’ya asker olarak gelmiş. Afrika’dan gelen bu insanların bazıları, Anadolu’nun farklı bölgelerinde tarım işçisi olarak çalışmış, kimi çiftçilikle uğraşmış.
Hangi işle uğraşırlarsa uğraşsınlar, Kara Kıta’dan ayrılan ve Anadolu’ya gelen bu insanlar, burada kendilerine yeni bir yaşam kurarak Anadolu’yu yurt kabul etmiş… İşte bugün Afro-Türkler olarak isimlendirilen azınlığa mensup vatandaşlar da bu insanların torunları.
Türkiye’deki Afro-Türklerin sayısı tam olarak bilinmiyor
Türkiye’deki Afro-Türklerin sayısının 5 ila 100 bin kişi arasında değiştiği ifade ediliyor. Ancak Anadolu topraklarında ne kadar Afrika kökenli Türk vatandaşının yaşadığına dair kapsamlı bir çalışma yok. Bu nedenle sayıları tam olarak bilinmiyor.
Afro-Türkler, çoğunlukla İzmir ve Aydın gibi Ege Bölgesi’ndeki şehirlerde yaşıyor
Antalya ve Mersin gibi şehirlerde de Afrika kökenli Türk vatandaşlarının yaşadığı biliniyor. Ancak Afro-Türklerin doğma büyüme Egeli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Özellikle İzmir ve Aydın’daki kırsal bölgelerde yaşayan Afro-Türkler de kendilerini Egeli olarak tanımlıyorlar…
Ten renkleri farklı olsa da yaşamları Ege’deki herhangi bir ailenin yaşamından farksız
İsimleri, kültürleri, mutfakları hatta şiveleri bile Ege Bölgesi’ne ait. Örneğin Afro-Türk azınlığının mensubu Hasan Biberci, bir röportajında” Biz Aydınlıyız, hatta bir Aydınlıdan daha fazla Aydınlıyım. Egeliyiz. Burası artık benim toprağım.” ifadelerini kullanıyor.
Hasan Biberci’nin eşi Ulviye Biberci ise bu topraklara duydukları aidiyeti “Milli bayramlarımızı da en coşkulu şekilde kutluyoruz. İstiklal Marşı’nı, Türk bayrağını, Atatürk’ümüzü çok seviyoruz. Biz annemizden dedemizden ne gördüysek öyle yaşıyoruz. Mutfağımız bile Ege mutfağıdır.” sözleriyle ifade ediyor. Öte yandan Biberci, Amerika gibi ülkelerde yaşanan ayrımcılıklara çok üzüldüğünü ama Türkiye’de böyle bir şey olmadığını ifade ediyor:
Afro-Türkler uzun zamandır bu topraklarda yaşasa da özellikle büyük şehirlerde mültecilerle karıştırılıyorlar
Ege’nin kırsal bölgelerindeki yaşam alanlarının dışında pek fazla bilinmeyen Afro-Türkler, zaman zaman bu durumun sıkıntılarını da yaşıyor. Özellikle büyük şehirlerde, pek çok insan onların uzun yıllardır Türk vatandaşı olduğundan habersiz. Bu nedenle büyük şehirlerde Afro-Türkler ile karşılaşan pek çok kişi onları Afrika’dan ülkemize gelen mültecilerle karıştırıyor. Ege kültürüne renk katan bu insanlar, yaşamlarını mutlu ve huzurlu bir şekilde sürdürüyor.