Yahudi asıllı Alman felsefeci, toplumbilimci, bestekâr ve müzikbilimci olan Adorno 63 yıllık (11 Eylül 1903-6 Ağustos 1969) hayatına 4 uzmanlık sığdırmıştır. Sanatla, felsefeyle ve sosyolojiyle yakından ilgili olan Adorno’nun hayata bakışına ve yaşayışına dair fikir sahibi olurken, kendimize bir şeyler alabileceğimiz 17 sözüyle hayatına kısa bir bakış…
1. ”Yanlış hayat, doğru yaşanmaz.”
Theodor Wiesengrund Adorno, 11 Eylül 1903’te Frankfurt’ta Yahudi şarap tüccarı Oskar Wiesengrund ve İtalyan, Katolik bir opera şarkıcısı olan Maria Calvelli-Adorno’nun oğlu olarak dünyaya geldi.
2. ”Auschwitz’den sonra artık şiir yazılamaz.”
Adorno, asla dogmatik bir dünya görüşü edinmedi. Ancak çalışmalarında ve dünya görüşünde yarı Yahudi olmasının etkisi daima görülmüştür.
3. ”Gözümüzdeki kıymık en iyi büyüteçtir.”
Geleneksel olmayan tavɾıyla, toplumun eleştiɾel olmayan biɾ olumlamasını engellemeye çalıştı. Böylece okuɾun sadece düşünmesini değil, düşünceleɾini eleştiɾel biɾ biçimde yeniden kuɾmasını hedefledi.
4. ”Sanatın bugünkü görevi, düzene kaos getirmektir.”
1928’de, 1923’te kurulan Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nde bağımsız olarak çalışmaya başlamıştı. 1922’de tanıştığı, kendisi de bu enstitüde çalışan Max Horkheimer’la olan arkadaşlığı ve ortaklığı hayatı boyunca sürdü.
5. ”Hediye vermenin yozlaştığını, o iç karartıcı icattan; “hediyelik eşya” diye üretilen şeylerden anlayabiliriz.”
Kültür endüstrisi kavramını ortaya atmış ve Mɑx Horkheimer ile birlikte bu konuyu çalıştı.
6. ”Sanat daha önce yapılmamış olanı ister, fakat sanatın olduğu her şey daha önce yapılmıştır.”
1925 – 1928 yılları arasında Ablan Berg’le birlikte Viyana’da beste çalışmaları yaptı ve piyanistlik eğitimi aldı.
7. ”Her sanat yapıtı işlenmemiş bir suçtur.”
Esasen Karl Marx’ın çalışmalarını incelemek üzere kurulan Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nde Adorno daha disiplinler arası alanlarda çalışmaktaydı. Çalışmaları Charles Chaplin filmlerinden Schönberg’in müziği ve Freud’un teorilerine kadar uzanıyordu.
8. ”Eğer hayatın anlamı olsaydı, onda anlam aranmazdı.”
Adoɾno, aklın nesnel olmadığını, insanın da bu anlamda kendi özneli olamadığını savunuɾ ve bugüne kadaɾki felsefenin foyasını oɾtaya çıkaɾmaya çalışıɾ. Aklın nesnel olamamasının sebebi de insanın kendi hayatının öznesi olamamasıdıɾ.
9. ”Mazlumların şahaneleştirilip yüceltilmesi, onları mazlumlaştıran sistemin yüceltilmesinden başka bir şey değildir.”
Nazilerin yönetimde olduğu dönemde, Yahudi olduğu için Oxford’a sürüldü. Daha sonraki yıl Nazilerce New York’a sürülen enstitüye katıldı. Orada arkadaşlarıyla birlikte toplum eleştirisi çalışmalarına devam etti.
10. ”Artık bir vatanı olmayan bir adam için, yazmak yaşamak için bir yer haline gelir.”
Amerika’da yaşadığı en büyük sorun editörlerin yazılarını çokça düzeltmek istemeleri oldu. Savaş sonunda, 1949 senesinde Almanya’ya döndü.
11. ”Baskı belli bir yoğunlukta, sürekli olursa mazlumun tek kurtuluşu zalime, cellada aşık olmak olur.”
Hayatının son yılları, 1930’larda Nazi dergisine bir yazı yazdığı ve Nazi parti bakanlarından Joseph Goebbels’ten alıntılar yaptığının tartışmalarıyla geçti. Adorno, o makalenin bir hata olduğunu söylemesine rağmen, tartışmalar devam etti.
12. ”Günümüzde insanın evindeyken kendini evinde hissetmemesi bir ahlak sorunudur.”
1937’de Gretel Karplus’la evlendi. Çiftin hiç çocuğu olmadı.
13. ”Sağlık mı? Sağlık aptal olduktan sonra ne işe yarar?”
Adorno 6 Ağustos 1969’da İsviçre’nin Visp kentinde, kalp krizinden öldü. Yarım kalan son önemli eseri, Estetik Teorisi, üstünde oldukça oynanarak 1970’te yayınlandı. Ancak 1997 baskısı orijinaline daha sadıktır.