Yeşilçam’da “Anne” kelimesi telaffuz edildiğinde zihinde beliren ilk suret Adile Naşit’tir. Evlatlarına kol kanat geren, Hababam’da evladı olmayanları bile evlat belleyen, TRT’de tüm ülkenin “kuzucukları”na masallar anlatan Adile Naşit, kendi hayatında evlat acısı yaşamış ve bir ömür boyu kaybettiği evladını düşünüp ağlamadığı bir gece bile olmamıştır.
1. Tiyatrocu bir ailenin kızı olarak sahne tozunu daha çocukken yutmaya başlamış olan Adile Naşit, 1950 yılında, kendisi gibi tiyatrocu olan Ziya Keskiner’le hayatını birleştirmiştir
2. 1950 yılında evlendiğinde henüz 20 yaşında olan Adile Naşit, iki yıl sonra, 22 yaşındayken Ahmet ismini verecekleri evladını dünyaya getirdi
3. Ahmet’in rahatsızlığı ilkokul 2. sınıftayken ortaya çıktı ama yapılan tetkiklerde esasen kalbinin doğuştan beri delik olduğu öğrenildi
4. Ahmet bu illet yüzünden uzun yıllar okula gidemedi ve ilkokulu bitirme sınavlarını dışarıdan vermek zorunda kaldı
5. Ortaokul bitirme sınavlarına hazırlandığı vakitlerde rahatsızlığı artan Ahmet’in artık ameliyat olması gerekiyordu ve bu ameliyat o dönemde Türkiye’de yapılmıyordu
Resimde sol taraftaki kişi; kardeşi Selim Naşit ve sağ taraftaki eşi Ziya Keskiner.
6. Amerika’da gerçekleştirilmesi gereken ameliyatın, o dönemin parasıyla 100.000 dolar gibi bir maliyeti vardı ve o dönemde tiyatroculuk dışında pek bir geliri olmayan ailenin bunu karşılayacak durumu yoktu
7. Daha önce de farklı örneklerde bahsettiğimiz; o dönemin sanatçıları arasındaki muhteşem dayanışma girdi devreye ve İstanbul Tiyatroları bir gecelik geliri olan 20.000 lirayı aileye bağışladı
8. Dönemin gazeteleri aracılığıyla yürütülen yardım kampanyaları, geliri tamamen bağışlanan “gece yarısı tiyatroları” ile birlikte ameliyat parası temin edildi
9. 1966 yılının 16 Haziran günü Amerika’da girdiği ameliyat çok iyi geçti diye herkes sevinç içindeyken daha sonra gelişen bir komplikasyonla komaya girdi ve bir daha hiç uyanmadı
Bu tarih Adile Naşit’in doğum gününden bir gün öncesiydi.
10. Oğlunun vefat haberini aldığı sırada İzmir’de, bir oyun öncesi hazırlığında olan Adile Naşit, her şeye rağmen sahneye çıktı ve oyun bitiminde perişan halde İstanbul’a döndü
11. Kendi çocuğunu kaybettikten sonra, baktığı her çocukta o acıyı hissedeceğini düşünerek çocuklardan uzaklaşmadı Adile Ana; bilakis kendini daha çok çocuklara adadı
12. Kendisi gibi oyuncu olan yeğeni Naşit Özcan, “Her gece mutlaka oğlunu düşünüp kısa bir süreliğine ağlar ve tekrar hayata dönerdi bu onun için ritüeldi sanki…” sözleriyle açıklamıştı durumunu
13. Birçok Yeşilçam kahramanı gibi, onun yaşadığı acılar da bilinmedi pek, biraz da kendi tercihiydi bu; dışarıya pek yansıtmadan kendi yalnızlığında yaşadı acısını
14. Yeğeni Naşit Özcan’a göre; kendisini nispeten erken sayılabilecek bir yaşta kanser illetinden ölüme sürükleyen de bu dramdı
15. Bir evlat kaybeden ama bütün bir ülkenin Hafize Ana’sı, Adile Teyze’si olan Adile Naşit’i, biz de Hababam Sınıfı’nda İnek Şaban’ın andığı gibi anıyoruz:
“HAFİZE ANAMIZ KULUNU 7 CİHANDA AZİZ EYLE YARABBİİİ!!”
En Güncel Bilgiler ve En Eğlenceli Paylaşımlar İçin Sayfamızı Takip Edin