Sabah uyandınız, mideniz zil çalıyor ve gözünüze ilk çarpan şeyle günü başlatmak için can atıyorsunuz. Çikolata mı, kahve mi, yoksa dolaptaki son dilim börek mi? Hepimizin başına gelmiştir; aç karnına gözümüz döner ve sağduyuyu bir kenara bırakırız. Fakat işin aslına baktığımız zaman sindirim sistemi düşünüldüğü kadar dayanıklı değildir. Yanlış bir seçim, günün geri kalanını mide yanması, reflü, şişkinlik ya da enerjisizlik şikayetleriyle geçirmemize neden olabilir. Diyetisyenler tam da bu noktada uyarıyor: bazı yiyecekler aç karnına dost değil, düşmandır. Peki hangilerinden uzak durmalı? Gelin birlikte, açlıkla imtihanımızda bizi yarı yolda bırakabilecek o yiyeceklere göz atalım.
1. Yağlı kızarmış yiyecekler
Patates kızartması, kızarmış tavuk ya da yağlı börek gibi yiyecekler aç karnına sindirim sistemine fazlasıyla ağır gelebilir. Çünkü bu tarz yağlı yiyecekler midede daha uzun süre kalır. Bu durumda asit üretimi de artış gösterir. Sonuç: mide ağrısı, yanma ve hazımsızlık. Ayrıca yüksek yağ, yemek borusu kapakçığının kasılma hızını yavaşlatarak reflüyü tetikleyebilir. Eğer böyle yiyecekleri çok seviyorsanız, en azından yanında karbonhidrat içeren ekmek veya patates gibi besinlerle tüketmek, bu etkileri biraz hafifletebilir. Ama en iyisi, sabah saatlerinde bu tarz yiyeceklerden uzak durmaktır.
2. Yoğurt
Yoğurt probiyotikleriyle bağırsak sağlığı için oldukça faydalı bir besin. Ancak aç karnına tüketildiği zaman bazı bireylerde tam tersi bir etki oluşturur. İçerdiği laktik asit, mide asidini artırarak yanma ve şişkinlik gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca, bu ortam bazı faydalı bakterilerin yaşamasını da zorlaştırabilir. Yani, yoğurdun sağladığı yararları tam anlamıyla görmek için onu tok karnına tüketmek daha akıllıca olur. Öğle veya akşam yemeklerinden sonra ya da ara öğünlerde tercih edildiğinde, probiyotiklerden faydalanabilir ve sindirimi destekleyebilirsiniz.
3. Gazlı içecekler
Soda veya maden suyu, ferahlatıcı bir seçenek gibi görünebilir. Ancak aç karnına içildiğinde midede karbondioksit birikmesine neden olur. Bu da şişkinlik, geğirme ve hatta reflü gibi sorunları tetikleyebilir. Özellikle tatlandırılmış gazlı içecekler, hem mideye baskı yapar hem de kan şekerinizi hızla yükseltip ardından ani bir düşüş yaşatabilir. Bu yüzden sabahları ilk tercihiniz gazlı içecek olmamalı. Eğer mutlaka içmek isterseniz, yanında bir şeyler yemeyi tercih edin. Böylece mideye binen baskıyı azaltabilirsiniz.
Kahvesiz güne başlayamayanlardansanız bu kısım sizi üzebilir. Kahve, özellikle siyah ve sert içildiğinde, mide asidi salgısını artıran kafein sayesinde sindirim sisteminizi zorlayabilir. Boş mideye inen bu yoğun içecek, reflü, bulantı ve mide yanması gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Ayrıca kafein, yemek borusu ile mide arasındaki kapakçığı gevşeterek asidin yukarı kaçmasına zemin hazırlar. Bu da sabahınızı kahveyle değil, rahatsız edici bir yanma hissiyle geçirmenize neden olabilir.
Kahveden tamamen vazgeçmek şart değil, sadece öncesinde küçük bir tampon etkisi yaratacak şeyler tüketmek önemli. Haşlanmış bir yumurta, bir avuç fındık ya da kahveye eklenecek bir kaşık tam yağlı hindistan cevizi sütü, midenizin kahveyi tolere etmesini kolaylaştırabilir. Yani, kahvenizi yine içebilirsiniz ama aç karnına değil, yanında minik bir destekle.
5. Kafeinli çaylar
Çay, kültürümüzün en yaygın içeceği ve çoğu zaman kahvaltının başrolü. Ancak özellikle siyah çay gibi kafein oranı yüksek çaylar aç karnına içildiğinde mide asidi üretimini artırarak reflüyü tetikleyebilir. Yeşil çay daha hafif görünse de yine de benzer sorunlara yol açabilir. Bitki çayları ise genellikle bu açıdan daha güvenli bir tercihtir, tabii kafeinsiz oldukları sürece.
Çayı tamamen hayatınızdan çıkarmak gerekmez; sadece aç karnına değil, ufak bir atıştırmadan sonra içmek sindirim sisteminizi koruyacaktır. Özellikle sabahları ilk iş olarak içmek yerine, kahvaltının yanında tercih ederseniz, güne çok daha konforlu bir başlangıç yapabilirsiniz.
6. Baharatlı yiyecekler
Acılı yemekler sofraların vazgeçilmezi olabilir ama boş mideyle buluştuğunda işler karışır. Baharatlı yiyeceklerin çoğunda bulunan kapsaisin adlı bileşik, sindirim sistemindeki reseptörlere bağlanarak vücudu ”zararlı bir şey geldi” sinyaline ikna eder. Bunun sonucu olarak da mukus üretimi artar ve bağırsak hareketleri hızlanır. Bu süreç, çoğu zaman mide ağrısı, acil tuvalet ihtiyacı ve hatta ishal ile sonuçlanabilir.
Düzenli olarak acı yiyenlerin vücudu bir süre sonra bu duruma alışabilir. Fakat normalde acıya mesafeliyseniz ve ilk öğününüzde böyle bir tercihte bulunursanız, sindirim sisteminiz şiddetli bir tepki verebilir. Çözüm basit: Baharatlı yiyecekleri yavaş yavaş hayatınıza dahil edin ve aç karnına tüketmemeye özen gösterin.
Portakal suyu ya da taze greyfurt, kahvaltıların klasik eşlikçisi olsa da aç karnına tüketildiğinde midede tahrişe yol açabilir. Bunun sebebi turunçgillerdeki yüksek sitrik asittir. Bu asit, mideyi zorlar ve reflü şikayetlerini artırabilir. Hassas mideye sahip kişilerde bu durum daha belirgin yaşanır. Ancak turunçgillerden tamamen vazgeçmeye gerek yok. Yanında karbonhidrat içeren bir besinle tüketildiğinde, asidin etkisi dengelenir. Yani portakal suyunuzu içmek istiyorsanız, onu bir dilim ekmekle eşleştirin ve midenizi koruyun.
8. Şekerli yiyecekler
Sabah sabah bir parça çikolata ya da tatlı bir çörek kulağa harika bir başlangıç gibi gelebilir. Ancak aç karnına şeker tüketmek, kan şekerinizin hızla yükselmesine ve kısa süre içinde ani bir düşüş yaşamanıza neden olur. Bu dalgalanma, enerjinizin hızla tükenmesine, sinirlilik ve yorgunluğa yol açabilir. Dahası, yüksek şeker yoğunluğu bağırsaklarınıza sıvı çekerek ishale sebep olabilir. Yani tatlıyı kahvaltının ortasında ya da sonunda yemek, damak zevkinizi tatmin eder ve sindiriminizi korur. Eğer tatlıya dayanamıyorsanız, yanında lifli bir besin tüketmek kan şekerinin daha dengeli yükselmesini sağlar. Böylece sabahınızı hem keyifli hem de daha enerjik geçirebilirsiniz.