Bu listeyi Fil’m Hafızası ekibinden Efe Efeoğlu hazırlamıştır, haberiniz olsun.
Absürtlük takım tutmak gibidir seveni çok sever, sevmeyeni yüzüne bakmaz. Mantığın sınırları kendine dar gelenler için vazgeçilmezdir. Bu listede hem Türk hem dünya sinemasından en önemli absürt komedi filmlerini paylaştım.
1. Adam’s Apples
Anders Thomas Jensen‘in 2005 tarihli harikası. Cezasının kalanını bir kilisede sosyal hizmet göreviyle geçirecek Adam, uslanmak bilmeyen bir neo-nazidir. Ancak gönderildiği kilisenin sakinleri birbirinden gariptir.
Pollyanna rahip Ivan, yanlış hakem kararıyla tenis kariyeri biten alkolik Gunnar, ülkesini işgal eden petrol şirketlerine karşı benzinlikleri soyan Arab Khalid ve engelli bebeğini doğurmayı bekleyen Sarah… İnce ince dokunmuş karakterler ve onları tanıma sürecimiz bizi filmden bir dakika bile koparmaz.
2. Airplane!
ZAZ ekibinin benzer tarzda yaptığı birçok filmlerden biri olan Airplane! (1980), biraz light bir film olsa da saniye başına düşen espri sayısı ve alt metinlerinin zenginliğiyle övgüyü hak ediyor. Uçak felaketleri, din, film klişeleri ile dalga geçen yapım; sizi hiç durmadan espri bombardımanına tutuyor.
Uçuş ekibinin zehirlenmesi sonucu uçak düşmek üzeredir. Eski bir pilot olan ve bir kaza sonucu artık uçmayan Ted Striker da uçaktadır. Hostes olan kız arkadaşıyla beraber uçağın kontrolünü alır. Kontrol kulesinde de absürt filmlerin değişmez oyuncularından Leslie Nielsen vardır. Sonuçları tahmin etmek hiç zor olmasa gerek.
3. Arabesk
Herhalde Türk Sineması’nın en önemli filmlerinden biri olan Arabesk (1989) absürt sinemanın da mükemmel örneklerinden biridir. Şener Şen ve Müjde Ar’ın döktürdüğü filmin yönetmen koltuğunda efsane isim Ertem Eğilmez var.
Müjde ile Şener birbirine âşıktır. Ancak tabii ki kızın babası buna karşıdır ve Müjde’yi başka biriyle evlendirir. Bunun üzerine Şener, İstanbul’a taşınır. Birbirinden vazgeçmeyen âşıklarımızı filmin adından da anlaşılacağı üzere arabesk bir hikâye beklemektedir. Onlar ağlarken biz katıla katıla güleriz. Film sonunun ne olduğunu merak edenler varsa; gösterelim anam!
4. Delicatessen
Büyük bir savaş sonrası dünyanın sonunun gelmek üzere olduğu, yiyeceklerin neredeyse tükendiği, az miktarda kalan buğday ve mısır tanelerinin de para yerine kullanıldığı bir ortamda geçiyor Delicatessen (1991).
Girişinde bir şarküterinin bulunduğu eski bir apartmanda yaşayan garip kişilikler ele alınıyor filmde. Eski palyaço Louison’un da yolu bu apartmana düşüyor ve iş için başvurduğu şarküterinin sahibinin kızına âşık oluyor. Biz de olabilecek en garip ortamda bir aşk hikâyesi izliyoruz.
5. Dogma
Bugüne kadar kendine has kitlesini oluşturmuş Kevin Smith’in belki de en iyi filmlerinden biridir Dogma (1999). İyi ve de kötü melekler ile İsa’yı da görebileceğimiz film, tam bir din eleştirisidir.
Cennetten kovulan iki melek, günahlarını affettirerek tekrar cennete girmeye çalışırlar ve bu sayede, Tanrı’nın mükemmel olmadığını ispatlayıp ortalığı iyice karıştırmayı planlarlar. Ancak Jay ve Silent Bob buna izin vermez. Silent Bob’u canlandıran Kevin Smith, önceki filmlerine yan karakter olarak dâhil ettiği ikiliyi Dogma’nın merkezine yerleştirir.
6. Dr. Strangelove
Stanley Kubrick’in yönettiği, Peter Sellers’ın nefis oynadığı Dr. Strangelove (1964), soğuk savaşa farklı bir açıdan bakar.
Rusların, içme sularına zehir kattığını düşünen Amerikalılar, atom bombası atmaya karar verir. Ancak Rusların elinde “Kıyamet Cihazı” olduğunu öğrenince, eski Nazi bilimadamı Dr. Strangelove’a danışırlar. Sonuç olarak ortaya siyaset ve savaş üzerine bir kara mizah başyapıtı çıkar.
7. Everything You Wanted to Know About Sex
Woody Allen sineması çok fazla absürt öğe içermese de Everything You Wanted to Know About Sex (1972), baştan aşağı absürttür. Film, her birinde seks sapkınlıklarına değinilen 7 bölümden oluşur. Dev memeden spermlerin gündelik yaşamına, süper seksi koyundan kraliçeye kafayı takmış saray soytarısına kadar birçok gariplik bu filmde toplanmıştır.
8. Monty Python and the Holy Grail (1974)
İngiliz gerçeküstücülerinden Monty Python’un en iyi filmlerinden biri ve absürt film denince ilk akla gelendir. Tanrı tarafından görevlendirilen Kral Arthur ve şövalyeleri kutsal kaseyi arar.
Film, Kral Arthur ve yaverinin ekranda belirmesiyle başlar. Yaveri, Hindistan cevizlerini birbirine vurarak Arthur’a düşük bütçeli at yapmaktadır. Film, bunun gibi birçok absürt öğeyle en ince ayrıntısına kadar süslenmiştir.
9. New Kids Turbo (2010)
Ekonomik kriz nedeniyle işten atılan beş geri zekâlı genç, yaşamlarını sürdürebilmek için bundan sonra hiçbir şeye para vermemeye karar verir. Durum, ülke çapında krize kadar varınca, gençleri durdurmak için özel tim gönderilir. Kuzey Avrupa’nın espri anlayışının buram buram işlenmiş olması, filme ayrı bir tat katıyor.
10. Geçim Otobüsü
Muhtemelen 1984 yazında Remzi Jöntürk ve Süreyya Duru’nun, başlarına güneş geçtiği sırada yaptıkları bir filmdir. Diyalogları kafiyeli ve ağdalıdır. Absürtlüğün sınırlarında dolaşır. Senaryoyu kime okuttularsa, kabul ettiğinden; muhteşem bir kadroya sahiptir film.
Münir Özkul, Suna Pekuysal, Aliye Rona, Öztürk Serengil, Bulut Aras, Ergun Köknar ve daha niceleri Geçim Otobüsü’nde (1984) yer almıştır.
Film birbirine rakip iki ailenin iki ayrı otobüs ile seyahatlerini anlatır. Bu otobüslerle beraber bir de geçim otobüsü vardır. Film aslında dönemin siyaseti üzerine müthiş bir hicivdir.
11. Shaun of the Dead
Dawn of the Dead (1978) filminin parodisidir ancak benzerleri gibi bu çerçeveye sıkışıp kalmamış ve kült filmler arasına adını yazdırmıştır. Hatta gelmiş geçmiş en iyi komedi filmleri arasında gösterilir. Edgar Wright, Simon Pegg ve Nick Frost üçlüsünün de en iyi filmi olup buram buram İngiliz mizahı kokar.
Süper kanka Shaun ve Ed, zombi istilasının ortasında kendilerini bulurlar. Shaun kendisine tekmeyi basan sevgilisi Liz ve annesini kurtarıp, hep beraber Winchester’da saklanmaya karar verir. Bol kanlı ve bol kahkahalı bu filmi hâlâ izlemeyen kaldıysa kesinlikle ilk yapılacak işler arasına almalı.
12. Underground
Emir Kusturica’yı ikinci kez Altın Palmiye’ye kavuşturan film, Yugoslavya’nın parçalanması üzerinden, bir savaş ve siyaset eleştirisidir.
Komünist Marko, savaşın başlamasıyla yoldaşlarını silah üretmeleri için yeraltındaki bir mahzene yerleştirir. Savaş bitince buradan sağ çıkacaklarını söyler. Bir süre sonra savaş biter ancak yeraltında keyfi yerinde olan Marko yoldaşlarına savaşın devam ettiğini söyler. Ortaya da göbek atmadan izleyemeyeceğimiz, sinema salonlarına dar gelen, Balkan müzikleriyle bezeli bir absürt komedi çıkar.