Kimimiz kaçırdığı uykularımızdan, kimimiz 108 ekran pencere ve localarımız olan balkon tanıklıklarımızdan kimimiz de zaten taraf oluşumuzdan tanırız bu anane kıvamında ki şenliği. Hep benzer sebeplerdendir ilk kıvılcımı almaları. Bir iki cılız nara ve sataşmayla start alır, içine karışan çocuk ve kadın çığlıklarıyla resmiyet kazanırdı bu 90’lar şenliği. Bunun dışında kalan seramoniler özel müsabakalar klasmanındadırlar ki daha bir çirkin olurlardı genelde. Peki gül gibi geçinip gitmek varken sakin sakin, neden kavga ederdik? Bizde genelde aynı saçma nedenlerden efendim.
Çocuk çekişmesinden çıkanlarını kafadan listebaşı yapabiliriz
Mahallede ki bir iki çocuğun topunun patlaması, lakap takılması, mahalle maçında kaleden çıkması gibi çocuk dünyasına ait husumetlerden başlayan bu kavgalar; ya çocuklardan birisinin ergen abisi ya da diğerinin aşırı titiz annesi yüzünden ciddiyet kazanır – Anne o sırada, çocuğun yırtılan ya da kirlenen üstüne başına kızmıştır -. Büyüklerin bu ilk iştirakı, müttefik edinememiş küçüğün psikoljik yahut fiziksel açıdan orantısız güce maruz kalması sonucu çeşitlenir, kuvvet kazanırdı. Genelde anneler arası ultimatomlarla şahlanıp durulsa da final her çocuğun kendi annesinden yiyeceği marizle neticelenirdi.
Yok babalar dahil olmuşsa, Charmander Charizard’a dönüşmüş, eyvahlar olmuştur.
Kimin olduğu hiçbir zaman tescillenememiş ağacın meyvesi
Bunlar genelde komşu penceresiyle ağaç dalı arasında kot farkı olmadığı için çıkarlar. Siz kayısı dalında yeşil çağlalarının peşine düşmüşken, bir yandan da komşu mahremine misafir olmuşunuzdur ki maraz çıkarır efendim. O ağacın kime ait olduğu sorusundan doğan bir sorunda vardır ama bir büyük ile birkaç küçük arasında ki bu tartışmanın dinamiği komşu marmelatının akıbetini tehlikeye atmanızdandır üç vakte kadar dallanıp budaklanır.
İpte çamaşır varken komşunun balkon yıkaması
Siz beyazlılarınızı Ayşe Teyze edalarıyla inci gibi sıralamışken üst komşunuz balkonunu Erol Taş’ın but kemirmesine benzer bir iştahla yıkamıştır. Rahmet okunmuş beyazlar matem konusu olamazlar, apaçık bir savaş çağrısıdır bu. İzlesin şimdi tüm mahalle iki balkon arası salvoları.
Bina yıkanırken sürekli kaytaran abla
Bu ablanın mütemadiyen gelen misafirleri, kronik hastalanmaları, ev de yokum sessizliği hatta su vermekten bile kaçması cana tak ettirir. Koridor akustiği en çok bu ablalar yüzünden çınlamıştır.
Yolu kapayan, sürekli yanlış park eden abiler
Bu abilerin arabaları o kadar gönülsüz stop etmiştir ki, arabanın kıçı yolu hasretle kucaklar halen. Her defasında ip cambazı gibi kendi aracını park etmekten bıkmış abi verir sonunda odunu.
Yüksek sesle dinlenilen müzik birisi o sesi bastırana kadar kısılmaz
Müzik setini dört nala koşturmaktan bıkmamış adam komşu hayıflanmalarını duyduğunda bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır genelde. Burası müstakil ev değil ayarıyla yükselen gerilim çok geçmeden polisin de olaya girmesiyle kalıcı bir husumete neden olur.
Kötü alışkanlıklar edinmiş çocuk kavgası
Bu genelde bir çocuğun, diğerini ayartmasıyla gelişip serpilir. Küfrü sigarayı öğrenen velet çok geçmeden komşu tebrik kartlarıyla aile meclisinin huzuruna çıkar. Çirkinliklerin kaynağı – ki bu suç ortağı diğer çocuk sayılır – saptandıktan sonra ailesine bir sitem ziyaretinde bulunulur. Yaramazlıkların hangi aklı güzelin fikri olduğu konusunda anlaşamadıklarında da ” biz çocuğumuzu efendi gibi büyüttük hanım” çıkışı her şeyin başlangıç parolası olur.
Komşu bahçesine giren hayvan kavgası
– kız sıdıka, bi daha o şennur kaltağıyla konuştuğunu görmiycem… gebertirim alimallah… alayı manyak onların…
– kimlerin alayı manyak, nooluyoruz be?.. naaptı sana şennur…
– horozları bizim maydonozları yiyodu… gittim annesine dedim ki, komşuluk yerde horozunuza hakim olun, günah, maydonozları yoluk yoluk ediyo dedim… sen misin diyen? car car car… üç maydonozun parası neyse versinlermiş de bilmemneymiş…
– iyi güzel de, horozun ruhsatı şennur’un üzerine mi? sen annesiyle kavga etmişin, ben niye şennur’la konuşmuyorum…
– ben anlamam… o horoz kuduz, şennur da kaltak… gelmeyi gitmeyi kesçez onlarla…
Ortak kullanım alanlarının paylaşılamaması
Bir nevi kiler olarak kullanılan çatı ve sığınaklarda kimin ne kadar pay sahibi olduğu, burada komşu yüzünden zarar görmüş ya da kaybolmuş eşyalarda klasik kavga nedenlerindendi
Veli- veli kavgaları
Bir çocuğun eğitim öğretim hayatının diğer bir çocuk tarafından sekteye uğratılmasıdır nedeni. İlk çocuğun velisi ikinci çocuğu irfan yuvasında rencide ettiği için, ikinci velinin cevabı en geç öğleden sonra bulurdu muhatabını Bu kavgalar Öğretmen-veli kavgaları olarak daha çok zuhur ederlerdi ama okul koridorunun dışına pek çıkmadıkları için ihmal ettik.