6 Şubat 2023’te Türkiye, tarihinin en büyük doğal afetlerinden birine tanıklık etti. Kahramanmaraş merkezli, biri 7.7 diğeri 7.6 büyüklüğünde iki büyük deprem, 11 ili doğrudan etkileyerek on binlerce insanın hayatını kaybetmesine, yüz binlercesinin yaralanmasına ve milyonlarca insanın evsiz kalmasına neden oldu. Bu felaket, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada yankı uyandırdı. Uluslararası yardım çağrılarına birçok ülke kayıtsız kalmayarak Türkiye’ye destek sundu. Felaketin hemen ardından AFAD, Kızılay ve sivil toplum kuruluşları hızla harekete geçti. Ancak depremin etkilediği alanın genişliği ve hava koşullarının zorlukları, arama kurtarma çalışmalarının etkinliğini olumsuz etkiledi. Türkiye’nin dört bir yanından gönüllüler, madenciler, sağlık ekipleri ve arama kurtarma uzmanları bölgeye sevk edildi. Ancak özellikle ilk 48 saat içinde yetersiz kalan ekipler ve lojistik sorunlar nedeniyle birçok insan enkaz altından çıkmayı başaramadı. Öte yandan depremin etkileri yalnızca ilk günlerde yaşanan yıkımla sınırlı kalmadı; aradan geçen iki yıl içinde bölge halkı hâlâ depremin yaralarını sarmaya çalışıyor.
Depremler kaç şiddetinde yaşandı, ne kadar sürdü?
6 Şubat’ta sabaha karşı 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Sadece 9 saat sonra, saat 13.24’te Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha yaşandı.
İlk deprem yaklaşık 65 saniye, ikinci deprem ise 45 saniye sürdü. Bu süreler, bir deprem için oldukça uzun kabul ediliyor. Deprem dalgalarının uzun süre devam etmesi, zemin sıvılaşmasını artırarak binaların yıkılmasına ve büyük yıkımların gerçekleşmesine sebep oldu.
Etkilenen bölgeler ve can kayıpları
6 Şubat günü gerçekleşen bu iki büyük sarsıntı, Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan 11 ili doğrudan etkiledi. Bu iller şunlardır:
- Kahramanmaraş
- Hatay
- Gaziantep
- Adıyaman
- Malatya
- Kilis
- Şanlıurfa
- Adana
- Osmaniye
- Diyarbakır
- Elazığ
Depremler, 15 milyon insanı doğrudan etkiledi ve geniş bir coğrafyada hissedildi. Türkiye’nin Karadeniz kıyılarından Mısır’a kadar birçok ülke, bu sarsıntının etkilerini hissetti.
Son resmi verilere göre, 53 bin 537 kişi Türkiye’de hayatını kaybetti. En büyük can kaybı Hatay’da yaşandı. Bunun yanı sıra, Suriye’de de en az 8 bin 476 kişi hayatını kaybetti. Yani toplamda 62 binin üzerinde insan bu büyük felaket nedeniyle yaşamını yitirdi.
İlginizi çekebilir:
Ege Denizi’nde Deprem Fırtınası Yaşanıyor: Türkiye Tehlikede mi, Uzmanlar Ne Diyor?
Depremin yarattığı hasar
Depremlerde ne yazık ki çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu doğal afetler, aynı zamanda milyonlarca insanın evsiz kalmasına ve şehirlerin büyük bir bölümünün yıkılmasına sebep oldu.
- Yıkılan bina sayısı: 38 bin 901
- Ağır hasarlı bina sayısı: 518 bin
- Orta hasarlı bina sayısı: 128 bin 778
Özellikle Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş şehirlerinde ağır hasar gören bina sayısı çok fazlaydı.
Ruhsatsız binalar: Yıkımın ana sebeplerinden biri
Depremin yıkıcı etkisini artıran en önemli unsurlardan biri ruhsatsız ve denetimsiz yapılan binalardı. Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol’un açıklamalarına göre, sadece Hatay’da 1759 binada ölümler yaşandı ve bu binalardan 975’inin ruhsatsız olduğu tespit edildi. Bu, yıkılan her iki binadan birinin ruhsatsız olduğu anlamına geliyor.
İlginizi çekebilir:
Büyük Felaketin Ardından: Depremler Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar Neler?
Arama kurtarma çalışmaları ve evsiz kalan insanlar
Depremin ardından devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası ekiplerin yoğun çabalarıyla arama-kurtarma çalışmaları başlatıldı. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Jandarma, itfaiye ve gönüllü ekiplerin de dahil olduğu toplam 60.217 arama-kurtarma personeli sahada aktif olarak görev aldı. Ayrıca, 3.251 uluslararası arama-kurtarma personeli afet bölgesine sevk edilerek çalışmalara destek verdi.
Depremin yıkıcı etkisi sonucunda, 1.5 milyon kişi evsiz kaldı. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan tahminlere göre, birçok insan uzun süre çadırkentlerde ve konteyner evlerde yaşamak zorunda kaldı.
Enkazdan en son kim çıkarıldı?
Depremin en unutulmaz olaylarından biri, enkazdan sağ çıkarılan son kişiler oldu. Özellikle 67 yaşındaki Hüseyin Berber’in 185 saat sonra sağ olarak kurtarılması, büyük bir umut kaynağı oldu. Günlerce süren kurtarma operasyonları boyunca, ekipler enkaz altındaki insanlara ulaşmak için zamana karşı yarıştı.
İlginizi çekebilir:
Büyük Felaketin Ardından Akıllara Gelen Soru: Depremler Önceden Tespit Edilebilir Mi?
İlk andaki tahliye süreci
Depremin hemen ardından bölgeye hızla müdahale edilmesi gerekti. Tahliye ve kurtarma çalışmaları için 20 bin araç ve iş makinesi, 141 helikopter, 182 uçak ve 23 gemi görevlendirildi. Enkaz altında kalanları kurtarmak için dünyanın dört bir yanından gelen arama-kurtarma ekipleri, gönüllüler ve AFAD ekipleri yoğun bir şekilde çalıştı.
Depremzedelerin geçici barınma ihtiyacını karşılamak için 1 milyon çadır bölgeye sevk edildi. Kurulan 350 çadır kentte yaklaşık 645 bin çadır kuruldu ve 2,5 milyon kişi geçici olarak buralarda konakladı.
Bölgeden tahliye edilenlerin sayısı 3,5 milyonu aştı. Türk Hava Yolları (THY), depremzedelerin güvenli bölgelere ulaşmasını sağlamak amacıyla 13 bin 701 uçuş gerçekleştirdi ve 2 milyondan fazla yolcu taşıdı. Ayrıca, 712 kargo seferiyle 32 bin 770 ton yardım malzemesi bölgeye ulaştırıldı.
Daha kalıcı çözümler üretmek adına, 414 konteyner kent kuruldu. Bu alanlara 215 bin 224 konteyner yerleştirildi ve burada yaklaşık 691 bin depremzede barındırıldı. Deprem nedeniyle evlerini kaybeden vatandaşlara ise ekonomik destek sağlandı; 349 bin haneye toplam 14 milyar 453 milyon TL kira desteği ödendi.
Uluslararası destek nasıl oldu?
Türkiye’de yaşanan bu büyük felaket, dünya genelinde büyük bir yankı uyandırdı. Türkiye, 7 günlük ulusal yas ilan etti. Aynı şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kosova, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Bangladeş de depremde hayatını kaybedenler için yas ilan etti.
Birçok ülke arama-kurtarma ekipleri gönderirken, insani yardımlar da hızla ulaştırıldı. Avrupa Birliği, ABD, Azerbaycan, Japonya, Katar, Çin, Rusya ve birçok ülke, yardımlarını seferber etti.
İlginizi çekebilir:
Türkiye Deprem Risk Haritası Ve Türkiye’deki Fay Hatları
6 Şubat depremlerinin ekonomik tahribatı
Depremin yarattığı hasarın boyutu, resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalarla netlik kazandı. Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 6 Şubat depremlerinin 100 milyar doların üzerinde bir mali kayba yol açtığını duyurdu.
Bu büyük yıkım, kentsel dönüşümün ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle yüzleşerek, dayanıklı yapılar inşa edilmesi ve deprem yönetmeliklerine tam uyum sağlanması gerektiği vurgulandı.
Bölgedeki sanayi, tarım ve ticaret altyapısı da ciddi zarar gördü. Binlerce iş yeri yıkılırken, tarım alanlarında büyük kayıplar yaşandı. Bunun sonucunda bölge ekonomisinin tekrar ayağa kaldırılması için uzun vadeli destek programları devreye sokuldu.
Depremin yaraları sarıldı mı?
Deprem bölgelerinin yeniden ayağa kaldırılması için hükümet tarafından 2,6 trilyon lirayı aşan (yaklaşık 75 milyar dolar) bir yatırım yapıldı. 2025 yılı bütçesinde depremin izlerini tamamen silmek amacıyla ek olarak 584 milyar lira kaynak ayrıldığı açıklandı. Bu bütçe, altyapı projelerinden sanayiye, konut inşaatlarından sosyal destek programlarına kadar geniş bir alanı kapsıyor.
Özellikle yerinde dönüşüm programı, depremden etkilenen vatandaşların kendi mahallelerinde, depreme dayanıklı yeni evlere kavuşmasını hedefliyor. Bu kapsamda 23 milyar liralık bir kaynak ayrıldı ve projeler hızla ilerliyor.
Depremin ardından en büyük ihtiyaçlardan biri güvenli konutlardı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın liderliğinde, TOKİ, Emlak Konut GYO, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve İller Bankası iş birliğiyle konut ve iş yerlerinin yeniden inşası devam ediyor.
Bugüne kadar inşası tamamlanan ve teslim edilen konut sayısı 201 bin olarak açıklanırken, 2025 yılının sonuna kadar toplamda 452 bin 983 bağımsız bölümün hak sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor.
İller bazında teslim edilen ve planlanan konut sayıları şu şekilde:
- Hatay: 13.980
- Malatya: 6.554
- Gaziantep: 1.535
- Kahramanmaraş: 7.202
- Adıyaman: 6.781
- Osmaniye: 1.921
- Adana: 2.945
- Diyarbakır: 822
- Elazığ: 3.353
- Kilis: 223
- Şanlıurfa: 991
Bu yılın sonuna kadar 358 bin 859 konut, 31 bin 307 iş yeri ve 62 bin 817 köy evi olmak üzere toplam 452 bin 983 bağımsız bölümün teslim edilmesi planlanıyor.
Peki yaşadığımız bu doğal afetten ders çıkardık mı?
Hayır. Türkiye 6 Şubat günü gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlere hazırlıksız yakalandı. O günden sonra çoğu kez “deprem değil, bina öldürür” çağrıları yapılsa da henüz somut adımlar atılmış değil. Örneğin yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, her fırsatta Türkiye’nin büyük bir depreme hazır olmadığını vurguluyor: “Bu depremlerle uğraştık, üzüldük, sıkıntısını çektik, ülkenin deprem dirençli olmasını istedik ama gereğini tam anlamıyla yerine getiremedik. Bunun sonucunda da bugün rahatlıkla şunu söyleyebiliriz. Ülkemiz, insanımız henüz daha depremlerle baş edebilecek durumda değil ve ülkemiz depreme hazır değil.