Cumhuriyetin ne demek olduğunu anlayacağımız bir hikayeyle karşınızdayız. İşte Türk öğrencilerin Cumhuriyet’in ne demek olduğunu daha iyi anladığı ve herkesin gözüne soka soka anlattığı 40 paralık adamlar hikayesi…! Biz hala onların mücadeleleriyle kazandığı bu hakkı sürdürüyoruz.
Cumhuriyet ilan edilmeden önce İstanbul’un tramvay taşımacılık hakları Belçikalı bir şirketteydi. Cumhuriyet’in ilanından sonra ise yeni hükümet bu şirketle bir görüşme yapar ve Belçikalı şirketin önüne birtakım şartlar öne koyar.
Taşımacılık haklarını elinde bulunduran Belçikalı şirketin önüne sürülen şartlar bu şirket tarafından hemen kabul edilir. Bu şartlardan biri ise Türk öğrencileri doğrudan ilgilendiren bir maddedir.
Bu şarta göre tramvaya binen yolculardan öğrenci kimliğini gösterenler tam bilet ücreti vermek yerine yarım bilet ücreti ödemesidir. Şirket bu şartı da tartışmaya açmadan direkt kabul eder.
Bu şartların kabulünden sonra İstanbul’da öğrenciler artık kimliklerini gösterip yarım bilet ücreti ödemeye başlar. Fakat biletleri kesen şirket görevlisi bir gün; “Ben öğrenci kimliği, emir filan anlamam. Herkes tam para ödeyecek !” diye çıkışarak öğrencilerden tam ücret almaya çalışır.
Bir öğrenci ise bunun üzerine “Burası artık Türkiye Cumhuriyeti, siz kendinizi nerede sanıyorsunuz? Haklarımız var. Şartları kabul ettiniz ve öğrenciler olarak yarım bilet ücreti ödeyeceğiz” diye çıkışır.
Belçikalı şirket ise “Öğrenciler tramvaylarda problem çıkarıyor ve anarşist eylemlerde bulunuyorlar. Bu yüzden her tramvaya birer memur koyun.” isteğinde bulunur. İstek Emniyet Müdürlüğü tarafından kabul görür ve her tramvaya birer sivil polis memuru konulur.
Tarih 15 Kasım 1924. İstanbul’daki bütün öğrenciler ortak bir karar alır. Bu karara göre tüm öğrenciler duraklardan tramvaya binecek ve biletçiye kırk para uzatacaktır. Eylem sadece bundan ibarettir.
Tarih 15 Kasım 1924’ü gösterdiğinde İstanbul’da tüm tramvay duraklarında öğrenciler biletçiye 40’ar para uzatır. Biletçi ise bunu kabul etmez ve bir itiş kakış başlar. Öğrenciler ise kararlıdır.
“Hayır! Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir artık. Bu artık bizim hakkımız. Kabul edeceksiniz” diyerek çıkışırlar.
Bu hırgürden sonra ise tramvay durdurulur. Tesadüf eseri Belçikalı şirketin yöneticileri de tramvayın durduğu yerde tamir işçilerinin başında durmaktadır.
Olay farkedildikten sonra öğrenciler tramvaydan aşağı indirilir ve o işçilerle şirket yöneticileri tarafından dövülmeye başlanırlar. Tam da o sırada kalabalığın içinden iki el silah sesi duyulur. İki öğrenci kanlar içinde yerde yatmaktadır. Karşılarında ise elinde silah olan bir polis memuru vardır.
Sonrasında yaşanan bu protesto neticesinde öğrenci indirimi uygulaması tamamen yürürlüğe konur. Pek kimse bilmese de öğrenciler hala belki de o protesto sayesinde indirimli ulaşım imkanı bulmaktalar.
Kaynak- 1,2,3