Gündelik yaşamın monotonluğundan kurtulmak, pek çok insanın en büyük arzusu. Ancak bu, her zaman mümkün olmuyor. Yine de gündelik hayatın kendini tekrarlayan yapısını birkaç saatliğine de olsa arkanızda bırakmak için başvurabileceğiniz güvenli bir liman var: Sinema! Hafta sonuna az bir süre kala, bir kez daha sizleri kimi zaman neşeli, kimi zaman hüzünlü, yer yer de tehlikeli dünyalarda bir maceraya çıkaracak film önerileri ile karşınızdayız.
1. The Mouse That Roared – Kükreyen Fare (1959) – IMDB: 6.9
Yalnızca sinema tarihinin değil, mizah tarihinin de en önemli isimlerinden biri olan İngiliz oyuncu Peter Sellers’ın 3 farklı karaktere birden hayat verdiği The Mouse That Roared, İrlandalı yazar Leonard Wibberley’nin aynı isimli kitabının oldukça başarılı bir sinema uyarlaması.
Sellers’ın yanı sıra Jean Seberg, William Hartnell, David Kossoff ve Leo McKern gibi isimlerin yer aldığı filmin yönetmen koltuğunda ise Amerikalı Jack Arnold oturuyor. Sellers’ın, hemen her zamanki göz dolduran performanslarından birini sergilediği film, İngilizlerin hiciv sanatındaki üstün meziyetlerinin son derece iyi bir örneği.
Filmde, Amerika Birleşik Devletleri’nin himayesine girebilmek için ülkeye savaş açan küçük bir Avrupa ülkesinin, Orta Çağ’dan kalma birkaç amatör askeri birliğin, nükleer silahların ve çok ilginç olaylara sebebiyet verecek, sıra dışı bir zaferin hikâyesi anlatılıyor…
2. Carrie – Günah Tohumu (1976) – IMDB: 7.4
Carrie, sinema ve edebiyat dünyasının iki usta ismini yan yana getiren oldukça başarılı bir korku-gerilim klasiği…
Gerilim-korku-gizem türünün dünya çapındaki en önemli yazarlarından Stephen King’in 1974 tarihli aynı isimli kitabından beyaz perdeye uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Amerikalı yönetmen Brian De Palma oturuyor.
Sissy Spacek, Piper Laurie ve Amy Irving gibi isimlerin rol aldığı bu korku klasiğinde, baskıcı annesi yüzünden travmalarla dolu bir çocukluk geçiren, ergenlik dönemi boyunca da çevresi tarafından sürekli zorbalığa maruz kalan öfkeli ve yalnız bir kız olan 16 yaşındaki Carrie White’ın öyküsü anlatılıyor.
3. Sous le sable – Kumun Altında (2000) – IMDB: 7.1
Haftalık film önerileri listemizin üçüncü sırasındaki Sous le sable, Fransız sinemasının önemli yönetmenlerinden François Ozon imzası taşıyor. Charlotte Rampling, Bruno Cremer ve Alexandra Stewart gibi isimlerin yer aldığı 2000 yapımı filmde Ozon, 25 yıllık eşinin gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasının kabullenemeyen Marie’nin (Charlotte Rampling) dram ve gerilim dolu günlerine odaklanıyor.
4. Caro Diario – Sevgili Günlüğüm (1993) – IMDB: 7.2
Caro Diario, İtalya’nın en ilginç yönetmenlerinden Nanni Moretti’nin yazdığı, yönettiği ve başrolünde yer aldığı bir seyahat öyküsü. Moretti, kişisel yaşamında tuttuğu günlükten ilham alarak beyaz perdeye aktardığı filmde, izleyenlere inanılmaz güzellikteki İtalya kasabalarından muhteşem görüntüler, bolca huzur, harika müzikler, kendi yaşamına dair tuhaf ve oldukça eğlenceli kesitler sunuyor.
5. Un long dimanche de fiançailles – Kayıp Nişanlı (2004) – IMDB: 7.6
Dram ve komedi türlerinde özel bir uzmanlığa sahip Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunet, Un long dimanche de fiançailles filmiyle I. Dünya Savaşı’nın karanlık atmosferinde geçen bir aşk ve arayış öyküsüne hayli cesur bir perspektiften yaklaşıyor.
Jeunet, cepheden bir türlü dönmeyen ve öldüğü söylenen nişanlısını bulmak için gizemli ve tuhaf maceralara çıkan genç bir kadının ilham veren hikâyesini incelikli bir şekilde izleyiciye aktarıyor… Filmin oyuncu kadrosunda ise Audrey Tautou, Gaspard Ulliel ve Dominique Pinon gibi isimler yer alıyor.
6. Salaam Bombay! –Selam Bombay (1988) – IMDB: 7.9
Hindistan asıllı Amerikalı yönetmen Mira Nair tarafından yönetilen Fransa, İngiltere ve Hindistan ortak yapımı film, Hindistan’ın en kalabalık şehri Bombay’da (Mumbai) geçen bir suç-dram öyküsü. Film yoksulluk, hayatta kalma mücadelesi ve umut gibi pek çok unsuru etkili bir şekilde kullanıyor.
Gösterime girdiği dönemde büyük beğeni toplayan film, bu bıçak sırtı unsurların her birini oldukça başarılı bir şekilde beyaz perdeye yansıtıyor. Elbette bu başarıda filmde rol alan gerçek hırsızların, gerçek sokak çocuklarının, gerçek suçluların, kısacası gerçek yoksulluğun merkezinde bulunan gerçek insanların büyük payı var!
7. Soylent Green – Açlık (1973) – IMDB: 7.0
Haftalık film önerileri listemizin son sırasında, 1973 yapımı bir ekolojik-distopya gerilim filmi var. Amerikalı yönetmen Richard Fleischer imzası taşıyan filmin oyuncu kadrosunda Charlton Heston, Edward G. Robinson ve Leigh Taylor-Young gibi, Hollywood’un altın çağına damga vuran bazı isimler yer alıyor…
2022 yılında, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi pek çok faktör, dünyadaki tüm gıda kaynaklarının tükenmesine neden olur. 40 milyon insanın yaşadığı New York, yalnızca bir avuç seçkinin gıdaya ve temiz suya erişebildiği onlarca şehirden biridir. Açlığın ve kaosun hüküm sürdüğü bu distopik dünyada Soylent isimli bir şirket, milyonlarca insanı açlıktan kurtaracak yeni bir gıda geliştirir: Soylent Green. Ancak şirket yetkilisi William R. Simonson isimli bir adamın vahşi şekilde öldürülmesi, bir polis dedektifinin olayı araştırmasına, bu süreçte şirkete ve mucize Soylent Green isimli gıdaya dair korkunç gerçeklerle yüzleşmesine neden olur.