Yine dünyayı ayağımıza getiren bir etkinlik silsilesi var İstanbul’da. Fado’dan caz’a, İran esintilerinden İskandinav elektronik güzelliklere, Türkçe saykodelik’e ne ararsanız mevcut. Ama haftaya asıl damgasını vuracak olan, elbette ki İstanbul Film Festivali. Akın akın ajandamızı zapt edecek nice filmler, yine. Sabırsızlıkla bekliyoruz.
1. Müzik – The Field / 3 Nisan
Salon İKSV / saat 22.00
Ta 2007’de, “From Here We Go Sublime”ı dinleyip de The Field‘in büyüsüne kapılanların sayısı az değil, biliyoruz. Elektronik müzik arşivlerine, ses getirici bir giriş yapmıştı o zamanlar The Field, namı diğer Axel Willner. Kate Bush’tan Slowdive’a nice efsanelerden aldığı ilhamla kendi radarında özgün karışımlar yapmış, hem listelerin hem de eleştirilerin altını üstüne getirmişti.
Sonrasında yayınladığı üç albüm ve Thom Yorke, Wild Beasts gibi isimlere yaptığı remikslerle de yüzümüzü güldürmeye devam eden İsveçli müzik yapımcısı, Cuma gecesi İstanbul’da. Gecenin After Party’si de DJ Sam Barker’a emanet.
2. Sergi – Cep Sergisi | The Pocket Exhibition / 3 Nisan
instagram / saat 20.30
Bu sergi başka sergi. En rahat kıyafetlerinizle, en savunmasız gündeliğinizle ve en bağımsız halinizle erişebileceğiniz bir zihin yansıması öncelikle. Nedenine gelirsek, sergi Cuma akşamı instagram üzerinden gösterime açılıyor çünkü.
Erin İlkcan Aslan’ın iki boyutlu kolajlarını sonsuz boyutluluğa taşıyacağı, kendi zihninin yansımaları ile izleyicilerin algılarına çelme takacağı; izleyicilerin de zamansal ve durumsal ambiyanslarla ruhları bile duymadan baştan çıkacağı bir görsel şölen beklemekteyiz. Daha fazla bilgi için şuraya.
3. Konser – Dulce Pontes / 3 Nisan
İş Sanat Kültür Merkezi / saat 20.00
Fado dendiği zaman akla hem kederli hem de ritimli hikayeleri birleştirebilen dokunaklı vokaller ve içli melodiler gelir. Dulce Pontes de işte tüm bu saydıklarımızın bileşimidir. Portekizli müzisyen sadece İberya’dan değil Arap, Afrikan, Brezilya ve Bulgar ezgilerinden de ilham alıyor müziğini icra ederken. Kendisinin Andrea Bocelli ile gerçekleştirdiği “O Mar e Tu” düeti de unutulmazlar arasındadır.
4. Tiyatro – Holy Holy Holy | Copycats / 3 Nisan
D22 / saat 20.30
Copycats, “Countdown” ve onun içinden ürettikleri performans olan “Yowsah Yowsah Yowsah”tan sonra, “Holy Holy Holy” ile yeniden seyirci karşısına çıkıyor. Countdown’daki itirafların sergilendiği yarışma programı, bu sefer “inanıyorum” mantrası etrafında şekillenen bir striptize dönüşüyor. “Holy Holy Holy”, bir üçlemenin ikinci ayağını oluşturuyor.
Filmlerden, mangalardan ve film müziklerinden etkilerle gerçeklik ve kurgu arasında seyrederek duyarlılıklarınıza dokunacak bu ilginç oyun, EMWAP Festivali kapsamında D22’de. Daha detaylı bilgi için şuraya.
5. Müzik – Mauro Picotto / 3 Nisan
KLOSTER / saat 23.00
Mauro Picotto için, teknonun emektarlarından desek yeridir. E, 20 yılı aşkındır aktif kendisi. R.A.F. ve Cappella gibi projelerle rüştünü defalarca ispatlayan İtalyan müzik yapımcısı, Pet Shop Boys ve U2 gibi isimlere yaptığı remikslerle de kariyerini en lezzetlisinden çeşnilendirdi bugüne dek. Cuma gecesi dans etmek isteyenlerin akıllarında olsun.
6. Konser – Azam Ali & Niyaz / 3, 4 Nisan
The Mekan / saat 22.00
Tahran’dan Hindistan’a, oradan Los Angeles’a ve sonrasında da Montreal, Kanada’ya uzanan bir acayip yolculuk Azam Ali’ninki. Bu hareketli geçmiş, Ali’nin müzikal zenginliğine ciddi katkılarda da bulunmuş hiç şüphesiz.
İran esintili “World” müzikten Sufi’ye çok katmanlı çalışmalarda boy gösteren İran asıllı müzisyen, solo çalışmaları ile olduğu kadar Greg Ellis ve VAS ile kotardığı ortak çalışmları ile de dikkat çekti. Kendisi, elektronik ve etnik müziği ustalıkla füzyonlayan grubu Niyaz ile şehrimizde olacak bu haftasonu. İki gece üstüste hem de. Duyurmuş olalım.
7. Festival – 34. İstanbul Film Festivali / 4 – 19 Nisan
Baharın gelişi festival sezonunun da habercisi oluyor malum. Takvimler Nisan’ı gösterdiğinde de o büyük festivalin yaklaşan adımları ile karnımızda kelebekler uçmaya başlıyor. İstanbul Film Festivali’nin 34.sü Cumartesi günü başlıyor. Yine envai çeşit kategorilerden taşacak onlarca filmle tanışacak, bu filmleri konuşarak belki de haftalar geçireceğiz.
200’den fazla filmin gösterileceği festivalde yine sabırsızlıkla beklediğimiz gala gösterimleri, uluslararası yarışmalar, dünya festivallerinden merak ettiklerimiz ve iştah açıcı keşifler olacak. Lafı uzatmanın alemi yok. Eğer hala bakmadıysanız, bir an evvel programa bakıp bilet kovalamaya başlamakta fayda var.
8. Sine-Konser – Nuntius / 4 Nisan
Salon İKSV / saat 21.30
Finlandiyalı müzik yapımcıları Juri Hulkkonen ve Jimi Tenor; Godard, Kubrick ve Tarkovsky’den ilham alarak boyutlar arası bir yolculuğa odaklanan bir yol filmi çektiler: Nuntius. Kendileri bu filmi hem görsel hem de işitsel bir şiir tadında sunmak üzere Pazar akşamı Salon sahnesindeler. Konuklar fonda gösterilecek filmi izlerken, Hulkkonen ve Tenor sahneden elektronik müzikleri ile gösterime eşlik edecekler.
9. Müzik – Kabus Kerim (DJ Set) / 4 Nisan
Babylon / saat 22.00
Bu ismi duyup da iyi hissetmemek ne mümkün. Kimimizin çocukluğuna, kimimizin gençliğine Cartel ve Karakan ile anıtsal izler bırakan, ritimlerin üstadı, güzel insan Kabus Kerim! Uzunca bir süredir setleriyle takip ediyor, her seferinde daha çok daha da çok seviyoruz kendisini. Anadolu pop ve Türkçe saykodelik müziklerden akıllara zarar yorumuyla kotardığı setiyle, Cumartesi akşamı kabinde. Uzun uzun çalsın, kendimizden geçelim istiyoruz.
10. Konser – Stanley Clarke Band / 7 Nisan
Cemal Reşit Rey Konser Salonu / saat 20.00
‘Double bas’, ‘elektrik bas’ farketmez. Eline geçirdiği bası konuşturan, ismi sanatıyla özdeşleşmiş bir efsanevi virtüöz o. Grammy ödülleri; Emmy adaylıkları; Quincy Jones, Stevie Wonder, Bob Marley ve Miles Davis gibi devlerle yaptığı çalışmalar; sayısız sinema ve TV müziği Clarke’ın yaklaşık 50 yıldır tam gaz devam eden sanat kariyerini özetler nitelikte.
Daha fazlası için de, canlı canlı tecrübe etmek gerek ustanın alameti farikasını. Bol füzyonlu, bol cazlı bir akşam geçirmenizi temenni ederiz.
11. Müzikal – The Phantom of the Opera / 7 Nisan – 17 Mayıs
Zorlu PSM
Hayalet ile Christine’nin dillere destan aşkı, dillere destan bir gösteri ile şehrimize teşrif ediyor. Gaston Leroux’un aynı isimli romanından uyarlanan bu efsanevi müzikalin bestecisi, “Cats” ve “Evita”ya da imzasını atan Andrew Lloyd Weber.
Broadway’in en çok konuşulan müzikallerinden biri olan “Operadaki Hayalet”; aşk, kıskançlık ve müzik temaları ile izleyicinin içine içine dokunan cinsten.
12. Konser – Vlasta Popić + Foton Kuşağı / 8 Nisan
arkaoda / saat 19.00
Zagreb’den pek hareketli, pek gürültülü bir grup Vlasta Popić. Post-punk etkileriyle bezenmiş, biraz karanlık, biraz tekinsiz bir müzik icra ediyorlar. Bunu yaparken dans ettirmekten de kaçınmıyorlar.
Vlasta Popić’in performansı öncesinde de punk’ı bilimum güzelliklere katık edip de sunan, halihazırda aşina olduğumuz Foton Kuşağı sahnede olacak.