Hafta sonunuza renk katacak; birbirinden etkileyici filmleri sizler için bir araya getirdiğimiz haftanın film önerileri yazımızla tekrar karşınızdayız. Adım adım bahar aylarına doğru ilerlerken ve havalar yavaş yavaş ısınmaya başlarken; pek çoğumuz hâlâ gündelik hayatın yoğunluğundan ve bunun getirisi olan pek çok şeyden ötürü hâlâ boş bir vakte sahip olmanın özlemiyle, rahat bir koltuğa yaslanıp güzel vakit geçirme isteği taşıyoruz.
Peki, güzel zaman geçirebilmenin iyi bir olanağı olarak, hafta sonunuzu sizler için hazırladığımız birbirinden güzel filmlerden birisi ile (veya daha fazlası) taçlandırmaya ne dersiniz? Haftanın film önerileri yazımıza hoş geldiniz!.
İster arthouse filmlerden, ister ana akım sinemadan keyif alıyor olun. İster gerilim duygusunu iliklerinize dek duymak isteyin, isterseniz de yakınlarınızla heyecan dolu zaman geçirmek için ekran başında olun. Bu listede sizin için de bir şeyler olacağına eminiz. Bu 8 filmi ve kısa tanıtımlarını incelemek için tek yapmanız gereken aşağı kaydırmak!
İyi okumalar…
Geçtiğimiz haftanın film önerileri yazısını da incelemek isteyebilirsiniz:
Hafta Sonu Ne İzlesek Diye Düşünenlere 9 Muhteşem Film Önerisi
1. Reminiscence – Zihin Gezgini (2021) – IMDB: 5.9
Reminiscence, Lisa Joy’un ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesinde aynı zamanda yapımcılığını da üstlendiği 2021 yapımı neo-noir bilim kurgu ve gerilim filmidir. Filmde Hugh Jackman, Rebecca Ferguson, Thandiwe Newton, Cliff Curtis, Marina de Tavira ve Daniel Wu rol alıyor. 60 milyon dolara varan bütçesi karşısında oldukça düşük bir gişe performansı sergileyen film, her şeye karşın beğeni de topladı.
Miami’nin küresel ısınmanın ciddi sonuçlarına katlandığı ve fiilen sular altında kaldığı uzak bir gelecekte, tanınan bir zihin araştırmacısı olan Nick Bannister; konu kayıp veya uzak anıları yeniden yakalamak ve bunları yüklenicilerine iade etmek olduğunda en güvenilir isimlerden birisidir. Ancak yeni müşterilerinden biri olan Mae’yle kişisel bir çatışma yaşadığını fark ettiğinde durum karmaşık bir hal alır. Basit bir vaka, Mae ortadan kaybolduktan sonra bir saplantı haline gelir ve onun hakkındaki gerçeği öğrenmek için savaşır.
2. Horse Girl – Koniara (2020) – IMDB: 6.0
Horse Girl, Jeff Baena ve Alison Brie tarafından ortaklaşa yazılan bir senaryodan uyarlanarak Jeff Baena tarafından yönetilen ve yapımcılığı üstlenilen 2020 yapımı bir psikolojik drama filmidir. Film, dünya çapında ilk gösterimini Sundance Film Festivali’nde yapmıştır. Daha sonraları ise Netflix aracılığıyla Şubat 2020’de dijital ortamda vizyona girerek seyircileriyle buluşmuştur. Filmin önemli rollerinde Alison Brie, Debby Ryan, John Reynolds, Molly Shannon, John Ortiz, Paul Reiser ve Matthew Gray Gubler bulunmaktadır.
Sosyal izolasyon altındaki bir sanat ve zanaat mağazası çalışanı olan Sarah, insanlardan çok atların ve doğaüstü suç şovlarının eşliğinde kendini daha mutlu buluyor. Ancak bir dizi tuhaf gerçeküstü rüya, uyanık yaşamının basitliğini alt üst ettiğinde, Sarah vizyonlarını gerçeklikten ayırmakta zorlanır. Ne kadar soyut olursa olsun, bir kadının gerçeği arayışı hakkında kara mizah içeren bir psikolojik gerilim filmi izleyeceğiz.
3. Gummo (1997) – IMDB: 6.6
Gummo, Harmony Korine tarafından yazılan ve yönetilen; Jacob Reynolds, Nick Sutton, Jacob Sewell ve Chloë Sevigny’nin oyunculuk koltuğunda oturduğu 1997 yapımı deneysel drama filmidir. Korine’nin ilk yönetmenlik denemesi olan film, 1.3 milyon dolarlık bir bütçeyle Nashville, Tennessee’de çekilmiştir. Gummo geniş çaplı bir sinema gösterimine girmedi ve dolayısıyla büyük gişe gelirleri elde edemedi. Film; grafik içeriği ve stilize edilmiş, bir olay örgüsü oluşturmadan birbirinden farklı olayları gevşek bir şekilde ele alan anlatısıyla dönem sinemacılığında önemli bir etki yarattı.
Bu filmi rastgele sahneler aracılığıyla inşa eden yönetmen Harmony Korine, filmde her türlü klasik anlatı olay örgüsünü bir kenara bırakıyor. Solomon ve Tummler, Xenia, Ohio’da yaşayan ve canı sıkılan iki genç delikanlıdır. Birkaç yıl önce bir kasırga, kasabalarının yarısından fazlasını yok etmiştir ve Süleyman’ın babası da dahil olmak üzere pek çok kişiyi öldürmüştür. Bu iki gencin yaşadığı anti-sosyal unsurlar dolu maceralarını anlatan filmde; yapıştırıcı koklamak, kedileri öldürmek, seks yapmak, arazi motosikletlerine binmek, black metal dinlemek, tuhaf ve korkutucu insanlardan oluşan bir süvari alayıyla tanışmak olay örgüsünün oldukça doğal birer parçası…
4. The World According to Garp – Garp’ın Küçük Dünyası (1982) – IMDB: 7.1
Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu ve Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu Oscar’larına aday gösterilen The World According to Garp, George Roy Hill’in yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği ve başrolünde Robin Williams’ın oynadığı 1982 yapımı bir kara komedi ve drama filmidir. Steve Tesich tarafından senaryosu yazılan film, John Irving’in 1978 yapımı aynı adlı romanından uyarlanmıştır. 17 milyon dolarlık bütçesini yaklaşık 30 milyon dolarlık hasılatı ile karşılayan film, mütevazı bir gişe başarısı yakalamıştır.
TS Garp, oldukça alışılmadık bir hayat süren bir insandır. 1944’te doğduğunda babasının adını almıştır, çocuk isteyen ama evlilik istemeyen genç bir hemşire olan Jenny Fields’ın oğludur. Jenny, sadece Teknik Çavuş Garp olarak bilinen, ölüm döşeğinde hastaneye kaldırılan bir askerden hamile kalmıştır. Genç bir yetişkin olarak, özellikle annesinin etkisiyle yetiştirilme tarzıyla şekillenen Garp, gelecek vadeden bir yazar ve serbest stil güreşçidir.
Her iki alanda da büyük yetenek göstermektedir. Yazıları annesine de kendini denemesi için ilham verir. Annesinin kaleme aldığı yazının konusu da hayattaki en büyük merakı olan insan cinselliği, özellikle erkek şehveti ve bunun kadınlar üzerindeki etkisi olacaktır. Çok geçmeden; Garp’ın hayatına Jenny’nin sayısız arkadaşı, tanıdığı ve hayranı girer. Güreş koçunun kızı Helen Holm da bunlardan birisidir. Garp ve Helen için fırtınalı ama tutkulu bir ilişki başlar, bu tutku kısmen ortak edebiyat aşklarına dayanmaktadır. Tüm bu sıra dışı deneyimler boyunca Garp, kendisinden farklı bir frekansa sahip olan dünyadaki yerini bulmak istemektedir.
5. Columbus (2017) – IMDB: 7.2
Columbus, filmin yönetmeni olan genç yönetmen Kogonada’nın ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesinde yazdığı, yönettiği ve kurguladığı bir 2017 yapımı drama filmidir. Filmin ilk gösterimi Sundance Film Festivali’nde yapılmıştır. Düşük bir bütçe ile çekilen ve sınırlı sayıda sinemada gösterime giren filmin başrollerinde John Cho ve Haley Lu Richardson; yardımcı rollerinde ise Michelle Forbes, Rory Culkin ve Parker Posey bulunmaktadır.
Kore doğumlu bir adam olan Columbus’un mimar babası komadadır ve Columbus da kendisini Indiana’da sıkışmış halde bulur. Columbus kendi hayallerinin peşinden koşmayı önüne aldığı bir sırada yaşadığı bütün olayların üzerine; bir de iyileşen bir bağımlı olan annesiyle birlikte yanında kalmak isteyen genç bir kadınla tanışır.
6. Boiling Point – Patlama Noktası (2021) – IMDB: 7.5
Yılın En İyi İngiliz Filmi ve En İyi Erkek Oyuncu da dahil olmak üzere 4 dalda BAFTA ödülüne layık görülen Boiling Point, Philip Barantini tarafından yönetilen ve Stephen Graham, Vinette Robinson, Ray Panthaki ve Hannah Walters’ın oynadığı 2021 yapımı bir diğer drama filmidir.
Başlangıçta filmin sekiz çekiminin kaydedilmesi planlanmıştı, ancak COVID nedeniyle bu hedef sayının yalnızca yarısına ulaşabildi. Filmin ilk gösterimi, 55. Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali’nde yapıldı. Filmin, Graham, Robinson ve Walters’ın rollerini yeniden üstleneceği bir devam dizisinin BBC’de çıkacağı kısa bir süre öncesinde onaylandı. Philip Barantini ilk iki bölümü yönetecek ve James Cummings de yazar olarak dizi kadrosuna geri dönecek.
Filmin merkezinde, kısmen sahibi olduğu restoran “Jones & Sons”a geç gelen baş aşçı Andy Jones bulunmaktadır. Andy kimi kişisel sorunlara sahiptir ve bir gıda güvenliği müfettişi aniden inceleme için ortaya çıkınca sorunları katlanarak artmaya devam edecektir. Bazı konularda çok titiz görünen müfettiş, bazı küçük ihmaller ve Andy’nin düzensiz kayıt tutması nedeniyle restoranın güvenlik derecesini beşten üçe düşürmeye karar verir. Derecelendirmeden hayal kırıklığına uğramasına rağmen, restoran çalışanlarının konuyu tartışmak için neredeyse hiç zamanı yoktur, çünkü önlerinde çok yoğun bir gece onları beklemektedir.
7. The Crow – Ölümsüz Aşk (1994) – IMDB: 7.5
Ölümsüz aşk; David J. Show ve John Shirley tarafından yazılan, Alex Proyas tarafından yönetilen 1994 yapımı bir süper kahraman filmidir. Film, James O’Barr’ın aynı adlı çizgi romanından uyarlanmıştır. The Crow; renk tonu, görselliği, sinematografisi, yapım tasarımı ve oyunculuk performansları sayesinde eleştirmenlerden oldukça olumlu eleştiriler aldı.
Ayrıca 23 milyon dolarlık bir bütçeyle dünya çapında 94 milyon dolar hasılat elde etti ve ardından güçlü bir kült film haline geldi. Ayrıca En İyi Korku Filmi dahil 4 dalda Satürn ödülü adaylığına layık görülen film, geniş bir seyirci beğenisine ulaştı.
Şair bir gitarist olan Eric Draven, nişanlısıyla birlikte öldürüldükten bir yıl sonra bir karga tarafından hayata döndürülür. Karga, ona yaşayanların diyarında rehberlik eder ve ona katillerinden intikam alma fırsatını tanır: Bıçaklı bir nişancı olan Tin-tin, uyuşturucu bağımlısı Funboy, araba tutkunu T-Bird ve saf Skank. Eric teker teker bu haydutlara kendi ilaçlarından tattırır. Yakında karga efsanesini ve oldukça gizli bir sırrı da öğrenecektir.
8. Zorba the Greek – Zorba (1964) – IMDB: 7.6
Zorba the Greek; Kıbrıslı Rum film yapımcısı Michael Cacoyannis tarafından yazılan, yapımcılığı, kurgusu ve yönetmenliği üstlenilen 1964 yapımı komedi ve drama filmidir. Başrolde Anthony Quinn’in oynamasının yanı sıra, filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Lila Kedrova , Irene Papas ve Sotiris Moustakas da yer alıyor. Müzikleri dünyaca ünlü sosyalist sanatçı Mikis Theodorakis tarafından bestelenen film, 1946 tarihli The Life And Times Of Alexis Zorba romanından uyarlanmıştır.
En İyi Sinematografi, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Sanat Yönetmenliği dallarında Oscar ödülüne layık görülen film, En İyi Film dahil 4 dalda da Oscar adaylığına layık görülmüştür. 1 milyon doların altındaki bütçesine karşın 23 milyon doları aşkın hasılat toplayan film, kimi eleştirmenlerce tüm zamanların en iyi filmleri arasında görülmektedir.
Babasının Girit’te sahip olduğu terk edilmiş bir madeni incelemek için seyahat eden İngiliz yazar Basil, burada taşkın bir köylü olan Zorba ile tanışır ve yaşlı adam madencilik tecrübesi olduğunu söyleyince onu da yanına davet eder. Basil’in babasının eski köyünde genç bir dul kadından hoşlandığını fark eden Basil, bu aşkın peşine düşmeye başlar.
İşler ters gitmeye başladığında dahi; doyumsuz bir yaşam sevgisi besleyen Zorba, çekingen Basil’i kanatları altına alarak ona kültürel mirasını nasıl kucaklayacağını, hayatın iniş çıkışlarıyla nasıl başa çıkacağını ve ünlü Sirtaki dansının yavaş ve hızlı ritimlerinin özgürleştirici hissini nasıl keşfedeceğini öğretmeye başlar.