Asfalt eriten sıcaklar, yaz tenhalığı, uzatılan hafta sonları derken bir Ağustos’u daha yedik. Bir süredir sakin sakin kendi halinde takılan İstanbul etkinlik ajandası, yeni dönem sinyalleri ile kıpırdanmalara başlıyor. Şehir; dumanı üzerinde sergiler, Mulatu Astatke ve Alman kokulu setlerle Eylül’ü karşılıyor.
1. Müzik – DJ Dusty / 28 Ağustos
Kosmos / saat 21.00
Eylül ayında 10. yaşını kutlayacak olan muhterem plak şirketi Jazz & Milk’in kurucusu; caz’dan funk’a, Afro-beat’ten Latin’e muhtelif janrların seçkin sentezcisi; Münih kulüplerinden Roskilde’e dans pistlerinin mağrur lokomotifi DJ Dusty Cuma gecesi ilk İstanbul çıkarmasını Beşiktaş dolaylarından yapıyor. Hem de ücretsiz.
Gecenin ev sahipliğini ise Münih’in yer altı serinliği öncesinde iyi gidecek, Viyana tandanslı seçkisi ile Açık Radyo’dan Ahmet Güneş’imiz yapıyor.
2. Müzik – HVOB / 28 Ağustos
KLOSTER / saat 22.00
Anna Müller’in derinlikli vokallerinin, Paul Wallner’in melodik marifetlerine katık olduğu aşırı lezzetli elektronik pop ikilisi HVOB namı diğer ‘Her Voice Over Boys’, Trialog albümlerinin turnesi kapsamında Cuma gecesi şehrimizde. Viyanalı ikili, elektronik müzik otoritelerinin de kayıtsız kalamayıp sıklıkla taçlandırdıkları efsanevi canlı performanslara imza atıyor. Kendilerinin rehberliğinde en duygulusundan, en melodiğinden deep house’un dibine vurmak temennimiz.
3. Festival – BirGün’lük Festival / 29 Ağustos
Life Park / saat 13.00
Gazete kavramının yerlerde süründüğü şu günlerde yüreğimize su serpenlerden, sevdiceğimiz BirGün Gazetesi; barış ve özgürlük şarkılarını doğayla buluşturdukları BirGün’lük festivali ikinci kez huzurlarımıza sunuyor. Duman, Bülent Ortaçgil, Kardeş Türküler ve Mabel Matiz gibi isimlerin sahneyi dolduracağı festivalde, birçok etkinliğin yanı sıra BirGün yazarları da okurlarla buluşacaklar. ‘Bir gün yetmez, on gün olsun’ bizce.
4. Müzik – M-nus Showcase: Richie Hawtin, Matador, Whyt Noyz / 29 Ağustos
Suma Beach / saat 22.00
Detroit tekno ekolünün sadakatlı takipçilerinden, M-nus Records’un da kurucusu olan yarı İngiliz yarı Kanadalı müzik yapımcısı Richie Hawtin; Chemical Brothers’tan Depeche Mode’a remiks güzellemeleri partileri arşınlayan Dublinli Matador; hip-hop ve funk soslu tarifleri ile İngiliz elektronik müzik ortamlarının heyecanlandırıcı tekno’cusu Whyt Noyz Ağustos’un son hafta sonu Kilyos dolaylarında bir M-nus Records gecesinde partiletiyor.
5. Müzik / Parti – Kilyos Rengarenk / 29 Ağustos
Solar Beach / saat 19.00
Haftanın bir diğer kumsallı, müzikli Kilyos etkinliği de Kilyos Rengarenk. Kabinlerden soluksuz yükselecek elektronik müziğe, amansızca üzerinize yağacak rengarenk boyalar eşlik edecek. Dans ederken rengarenkleşeceksiniz. Daha ne olsun.
6. Festival – %100 Metal Fest Headbangers’ Weekend / 29-31 Ağustos
KüçükÇiftlik Park / saat 13.00
‘Çok bunaldık. Açık havada geniş geniş yayılsak, şöyle birkaç gün kafa sallasak, havamızı bulsak’ diyenler için yılın o beklenen zamanı geldi. Metal Fest Headbangers’ Weekend Cumartesi gününden başlıyor, haftanın sevimsiz günü Pazartesi’ni de içine alıp metal meftunlarını gürültüye gark ediyor. Katatonia, Kreator, Mastodon, At The Gates, Therion ve Arch Enemy bu senenin ismi büyük yazılası konukları arasında.
7. Müzik – Mulatu Astatke / 1 Eylül
KüçükÇiftlik Park / saat 17.30 (kapı açılış)
Ethio-caz ekolünün öz babası, Etiyopyalı efsane müzisyen Mulatu Astatke, bu hafta ajandamızı onurlandıranladan. Latin müzik ve caz’a olan muhabbetini geleneksel Etiyopya müziğine yediren üstat Astatke, Duke Ellington ve Frank Holder gibi birçok kallavi isimle çalışmalar yaptı ve fakat kendisine batı dünyasında asıl ün kazandıran, Jim Jarmusch abimizin Broken Flowers filminde kullanılan müzikleri oldu.
Uzun lafın kısası; kaçırılmayası, tadı çıkarıla çıkarıla izlenesi bir etkinlik mevzu bahis. Red Bull Music Academy ve Analog Kültür işbirliği ile düzenlenecek akşamda Büyük Ev Ablukada’nın elektonik projesi Fırtınayt, İnsanlar ve Kaan Düzarat da yer alacak. Haberiniz olsun.
8. Sergi – Louise Bourgeois: Dünyadan Büyük / 1 Eylül – 28 Kasım
Akbank Sanat
Heykelleri, enstalasyonları ve eserlerinde yaşayan bir kimlik gibi canlı canlı işlediği kadın yorumları ile çağdaş sanatın en etkili isimlerinden Louise Bourgeois’in 54 yapıtı ‘Dünyadan Büyük’ sergisinde şehrimizle buluşuyor. Hayattayken, uzun yıllar maruz kaldığı psikanaliz seansların etkisini de yansıttığı ve bilhassa kadın benliğini irdelediği eserlerini çığır açıcı olarak yaftalayan az değil.
Örümcek biçimindeki Maman adlı yapıtı sonrasında Spiderwoman olarak da anılmaya başlayan Bourgeois, ayağımıza kadar gelmişken görmezsek ayıp edeceğimiz isimlerden.
9. Sergi – ZERO: Geleceğe Geri Sayım / 2 Eylül – 10 Ocak
Sakıp Sabancı Müzesi
II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan maddi, manevi ve kültürel yıkımın ardından, ‘sanat sıfırdan başlamalıdır’ prensibi ile bir araya gelen sanatçıların oluşturduğu ZERO akımı, geniş kapsamlı bir sergide şehrimizle buluşuyor. İsmini bir roketin kalkışından önceki geri sayımdan alan ZERO, Düsseldorf’ta kurulduktan sonra özellikle 50’li – 60’lı yıllar boyunca farklı coğrafyalardan farklı sanatçıların katılımı ile genişledi.
Heinz Mack, Otto Piene, Günther Uecker, Yves Klein, Piero Manzoni ve Lucio Fontana gibi akıma öncülük eden ve katkıda bulunan isimlerin önemli eserlerinin sergileneceği ZERO, Çarşamba itibarı ile ziyaret edilebilir.
10. Müzik – &Me / 2 Eylül
Kasette / saat 23.00
Hafta geçmiyor ki şehrin kabinleri Alman yapımı setlerle donatılmasın, pistlerde house ve techno’dan Berlin usulü sesler yankılanmasın. Keinemusik’in mütevazi isimli, eklektik ritimli müzik prodüktorü &Me de bu hafta şehrimize Berlin havası getiren isimlerden. Konu &Me’den açılmışken, kendisinin Fetisch, Terranova ve Hercules & Love Affair’den Nomi ile yaptığı işbirliklerine de selam etmeden geçmeyelim.
11. Sergi – Nerden Geldik Buraya / 3 Eylül – 29 Kasım
Salt Beyoğlu, Salt Galata
12 Eylül darbesi sonrası siyasal muhalefetin etkisiz hale getirilmesi, neoliberal politikaların şekillenmesi, tüketim üzerinden tanımlanan refah ve özgürlük ortamı, iki döneme yayılan ANAP’ın tek başına iktidarı, alternatif sivil muhalefet oluşumları, 80’ler kimliği ile bütünleşen popüler kültür öğeleri… Dönemin politik ve kültürel dinamiklerini günümüzdeki siyasal ortama paralellikler kurarak irdeleyen Nerden Geldik Buraya Perşembe günü ziyarete açılıyor. Gidilesi, görülesi…
12. Sinema – Love & Mercy / 28 Ağustos
‘Olmasaydılar üzülürdük’ diye andığımız efsane gruplardan Beach Boys’un kurucularından Brian Wilson’un hayatına odaklanan film, adını da yine bir Wilson şarkısından alıyor. Wilson’un müzikal kariyeri, ikinci eşi Melinda Ledbetter ile yaşadığı aşk ve psikolojik sorunlarını 60’lar ve 80’ler arasında paralel bir anlatımla hikayeleyen filmde müzisyenin gençliğini Paul Dano, olgun dönemlerini de John Cusack canlandırıyor. Canımız ciğerimiz Paul Giamatti de kadronun yüz güldüren bir diğer ismi.
Brokeback Mountain, 12 Years A Slave, The Tree of Life ve Into the Wild gibi filmlerden yapımcı olarak tanıdığımız Bill Pohlad ise filmin yönetmeni. Eleştirmenlerce de pek beğenilen Love & Mercy sadece Beach Boys meftunlarının değil sinefillerin de yüzünü güldürüyormuş. Bilginiz olsun, efendim.