Çok mu hızlı geçiyor zaman? Yoksa Şubat ayı sandığımızdan da kısa mı sürüyor? İstanbul’un çetrefilli ve yoğunlukluklu ajandası sağolsun, takvime yetişemiyoruz. Istanbul etkinlik dolu yine. Bu hafta özellikle müzik ve dans dolu geçecek gibi görünüyor. Aynı zamanda Bobby McFerrin‘den bir “Don’t Worry, Be Happy” duyup moral toplamayı, bisiklet tepesinde kalabalığa karışmayı ve Birdman‘i adam akıllı dev ekranda izleyip iç geçirmeyi düşünüyoruz. Güzel yani. İyi haftalar olsun, efendim…
1. Konser – Moddi / 27, 28 Şubat
Salon İKSV / saat 21.30
Akordiyonu ve gitarı ile tekrar tekrar dinlenesi hikayeler anlatan Norveçli genç müzisyen Moddi haftanın ajandasında altını çizmek istediklerimizden. Bağımsız müzik çevrelerince katmerli övgülerle bezenen müziğinin yanı sıra, dobra aktivistliği de Moddi’den bahsederken pas geçemeyeceğimiz güzelliklerden.
Öyle ki; kendisi Norveçli petrol devi Statoil’in 100.000 euro’luk teşvik için adaylık davetini, gözünü kırpmadan reddebiliyor ya da Batı Şeria’da yaşananları sebep göstererek Tel Aviv konserini iptal edebiliyor. Anlayacağınız, Moddi’de daha çok hikayeler var. Kendisi iki gece üst üste İstanbul sahnesinde olacak. Gidip görmek lazım.
2. Konser – Gevende / 27 Şubat, 1 Mart
St. Antuan Kilisesi / saat 19.30, 20.30
Türkiye müzik sahnesinden özgün, yetenekli ve de eğlenceli isimler saymaya girişseydik listenin en üst sıralarından birine konuşlanırdı Gevende. Keza; had safhada özgün, pek yetenekli ve bir hayli de eğlenceli kendileri. Üstüne bir de Eskişehir havası solumuş ve solutmuşlardır ki, Eskişehir candır.
Canlı performansları ve emprovize güzellikleri ile bugüne dek dinleyenlerine hayal kırıklığı yaşatmamış grup, bu hafta Cuma ve Pazar akşamları St. Antuan’ın büyüleyici ortamında İstanbullular’la buluşuyor. Bu konserler kaçmaz.
3. Müzik – Aeroplane / 27 Şubat
Babylon / saat 22.00
Vaktiyle, Vito de Luca ve Stephen Fasano’nun ikili projesi olarak ismini duyuran Aeroplane’de, Vito de Luca yoluna yalnız devam ediyor artık. 2010 yılında yayınladıkları “We Can’t Fly” ile pistleri üzerinde tepinenlerle birlikte uçurdukları rivayet ediliyordu ikilinin.
Vito artık bir başına diye “uçmayacağız” sanmayın tabii. Tek kişilik dev kadro modunda, nu-disco’nun en kozmik hatta yer yer melankolik örneklemeleri ile pisttekilere pike üstüne ani kalkışlar yaptırıyor kendisi.
4. Bisiklet – Critical Mass / 28 Şubat
Göztepe 60. Yıl Parkı / saat 17.00
Efendim, Critical Mass’in ne olduğunu daha evvel duymamış olanlara bir özet geçelim. Etkinlik, dünyanın yüzlerce şehrinde uygulanan bir nevi bisiklet buluşmasıdır. Bu buluşma farklı nedenlerle de gerçekleşebileceği gibi esas amaç çevreci ulaşım olanaklarını özendirmektir. Öyle ki, etkinliğin orta yerinde sürücülerin bisikletlerini ellerine alıp havaya kaldırmasına ve “Arabadan in, bisiklete bin!” diye bağırmasına tanık olabilirsiniz.
Birkaç senedir İstanbul’da da düzenlenen etkinliğin önemi hiçbir hiyerarşi veya organizasyona bağlı olmamasıdır. Her ayın son Cumartesi günü bisikletini kapıyor, Göztepe’de tanıdık tanımadık onlarca bisikletli ile yollara vuruyorsun kendini. Bu global etkinliğin bu ayki İstanbul ayağı Şubat’ın son gününe denk geliyor. Akşamüstü bir “rüzgarlanmak” isteyenlere duyurmuş olalım. Daha ayrıntılı bilgi için şuraya.
5. Konser – Earth / 28 Şubat
Borusan Müzik Evi / saat 21.00
1993 yılında yayınladıkları “Earth 2” albümleri ile drone metal’in öncüsü olarak kabul edilen Amerikalı efsane topluluk Earth, Cumartesi akşamı ilk kez İstanbul’da.
Doom metal’e getirdikleri minimalist yorumla tabiri caizse ortalığı sallayan ve birçok yeni gruba ilham kaynağı olan Earth, kariyerlerinin ilerleyen zamanlarında yaratıcılıklarından ödün vermeyerek daha saykodelik semalarda yol almaya başladılar. Kendilerinin Seattle müzik sahnesinin de ‘en’leri arasında olduklarını hatırlatalım.
6. Müzik – Midland / 28 Şubat
Kloster / saat 23.00
Cumartesi gecesini güne yakışır hareketlilikte dans ederek geçirmek isteyenler, “öyle bir kaptırayım ki kendimi, ayaklarımı hissetmeyeyim” diyenler; doğru adrestesiniz. Leeds elektronik müzik sahnesinin önlenilemez yükselişinin bir sonucu olarak kabinlere ışıklar saçarak düşen Midland, şehrimize geliyor.
Ne belirli bir müzik tarzı takıyor kafasına ne de afili isimlerle bezenmiş hip “tag”ler. Kafasına göre takılıyor, Midland. Washed Out’tan giriyor, Caribou’dan çıkıyor. Herkesten evvel kendi kendini eğlendirdiği ritimleri ile kalabalığı hazlara gark ediyor. Bizden söylemesi. Aklınızda olsun.
7. Müzik – Mark Knight / 28 Şubat
garajistanbul / saat 22.00 (kapı açılış)
Cumartesi gecesi için bir diğer dans alternatifimiz de yine Britanya dolaylarından, Mark Knight. Kendisi artık kıdemlilerinden sayılıyor dans ortamlarının. 10 yılı aşkın bir süredir house müziği yoğuruyor kendi ölçüleriyle. Hiç de durulmaya niyeti yok.
Sadece kabinlerde, pistlerde değil; dijital müzik dünyasında da sağlam bir yer edindi kendine. 2010 yılından kalma bir de “Yılın Albümü” Grammy adaylığı var cepte. Referanslar oldukça sağlam yani. Fırsat bu fırsat.
8. Tiyatro – Kapı Aralığı Nedir, Kapı Aralığı Bir Fotoğraftır / 2, 9, 23, 30 Mart
Salon İKSV / saat 20.30
Amerikan edebiyatının en önemli roman ve oyun yazarlarından, modern edebiyatın başı dik öncülerinden Gertrude Stein esintili bir haberde sıra. Stein’in yazdığı ilk oyun olan “Ne Oldu” ve “Picasso’nun Portresi”nden hareketle disiplinlerarası sanat topluluğu “ba-” tarafından avangard bir yorumla hazırlanan oyun, Mart ayı boyunca Pazartesi akşamları Salon’da olacak.
“Kapı Aralığı Nedir, Kapı Aralığı Bir Fotoğraftır”, alışılagelmiş şekilde bir öyküye odaklanmak yerine seyircinin gözünden imgelerle onların kendi öykülerini oluşturmalarını hedefliyor.
9. Konser – Bobby McFerrin / 3 Mart
Cemal Reşit Rey Konser Salonu / saat 20.00
Bobby McFerrin adını bir anda çıkaramayanlar olacaktır. “Don’t Worry, Be Happy” dediğimiz an taşlar yerine oturur diye düşünüyoruz. İşte o, yıllar ve jenerasyonlar eskiten efsane hit’in sahibi Bobby McFerrin, Salı akşamı unutulmaz bir konser vaadi ile İstanbul’da olacak.
Zamanında “Yılın Şarkısı” ödülünü almakla kalmayıp takip eden yıllarda çeşitli işleriyle tam 10 tane Grammy de kazanan McFerrin, artık ismiyle birlikte anılan o mutluluk verici şarkının çok çok ötesinde verimlilikte bir müzisyen aslında. Jazz, reggae, gospel… El atmadığı janr yok ustanın. Üstüne bir de dillere destan Chick Corea, Yo-Yo Ma ve Herbie Hancock gibi isimlerle imza attığı ortak projeleri var.
Lafı uzatmayalım, 2013 yılında yayınlanan son albümü “Spirityouall” turnesi kapsamında, nihayet Türkiyeli hayranlarını da ziyaret ediyor Bobby McFerrin. Gülümseyecek, gülümseyecek, daha da gülümseyeceksiniz…
10. Müzik – araabMUZIK / 5 Mart
Babylon / saat 20.30
Abraham Orellana’nın kişisel projesi olarak internet üzerinden başlattığı araabMUZIK, kısa zamanda fenomenleşti dersek çok abartmış olmayız. MPC davul üzerinde aşırı hızlı vuruşlarla, seri ritimlerle kotardığı müziği; elektro’dan girip, gürültü dolu bir dubstep’ten çıkan bir hal alıyor.
Cam’ron, Busta Rhymes, 50 Cent ve Eminem gibi isimlerle; şanına şan katan başarılı çalışmalara da imza atmış bu genç müzik yapımcısının sadece 25 yaşında olduğunu hatırlatmakta fayda var. Kendisi yaklaşık 10 senedir üretiyor, efendim.
11. Konser – Kultur Shock / 5 Mart
Nublu / saat 21.00
İstanbullularca pek sevilen, İstanbul’u da pek seven bir topluluk var sırada: Kultur Shock. Bakınız Istanbul isimli bir şarkıları bile var kendilerinin. Coğrafyamızın organik bağlılığından mıdır bilinmez, Balkan ritimlerine karşı koyamayan bir halkız. Hele de içine biraz punk katıldı mı, dinlemelere de oynamalara da doymayız. (Bkz. Gogol Bordello)
Bosna, Bulgaristan ve ABD’den sesleri barındıran bu çok renkli, bol hareketli Seattle menşeili topluluk da konserci camianın karşı koyamadıklarından. Yeni albümleri “IX” vesilesi ile yeniden ülkemizdeler. Hoşgelsinler.
12. Sergi – “Magnum – Kontakt Baskılar” / 26 Şubat – 2 Ağustos
İstanbul Modern
Fotoğraf sanatına ilgi duyanlar yabancı değildir Magnum Photos’a. 1940’lardan beri hizmet veren, dünyanın parmakla gösterilen fotoğraf ajanslarından biridir kendisi. “Kontakt Baskılar” sergisi de, Magnum Photos’un geçtiğimiz yüzyıla iz vuran olayların fotoğraflanma süreçlerine odaklanması üzerine ortaya çıkmış.
Dijital teknolojilerin yaygınlaşması ile gitgide seyrekleşen analog fotoğraf üretiminin yaratım süreçleri belgesel bir retrospektif tadında seyirciye sunuluyor sergide. Normandiya Çıkarması, 1968 Paris öğrenci ayaklanmaları, Tiananmen Meydanı, 9/11 saldırısı ve Vietnam Savaşı gibi toplumsal olaylardan Che Guevara, Malcolm X, The Beatles ve Miles Davis gibi efsane figürlere; geride kalan yüzyılın görsel tarihine ilişkin yapıtlar meraklıları ile buluşuyor.
İçerik bazında serginin bizi epeyce heyecanlandırdığını söylemeden geçmeyelim. Ağustos’a kadar bir vakit ayırıp, didik didik incelenesi bir etkinlik. Daha da ayrıntılı bilgi için şuraya.
13. Sinema – Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance) / 27 Şubat
Geçtiğimiz Pazar gecesi uykusuz kalıp Alejandro González Iñárritu’nun Oscar zaferine tanık olanlardansanız bu filmi muhtemelen çoktan görmüşsünüzdür. Lafımız henüz görmeyip, efendi efendi filmi dev beyaz perdede görmek için bekleyenlere.
Cuma itibari ile film vizyonda. İçimizdeki Iñárritu aşkı zaten bir başkaydı tabii de, bu aşk gittikçe evrimleşip kültleşiyor sanki. Öyle böyle değil. Tekrar tekrar izlenesi cinsinden.