Canlı müziğin tadını alıp da vazgeçemeyenlerden ve yenileri keşfetmeye doyamayanlardansanız, bu hafta İstanbul ajandası yüzünüzü güldürecek. Deneysel, eklektik ve niş müzikler var bu hafta ajandada. Bir de Perşembe gününü iple çektiren pek lezzetli bir mini kısa film festivali. Ve daha fazlası, tabii ki. Lafı uzatmayalım ve bu hafta şehirde neler oluyor, kısaca bir göz atalım o halde. İyi haftalar…
1. Müzik – Heroines of Sound / 27 Mart
Borusan Müzik Evi / saat 21.00
Berlin’in yakaladığına ilham aşıladığı sanat ortamı, uzunca bir zamandır maruz kaldığı “hipleşme” durumuna rağmen hem bağımsızlıkta hem de deneysellikte özgün projeleri tetiklemeye devam ediyor. Bize de bu durumdan doğan bolluğun tadını çıkarmak kalıyor.
“Heroines of Sound” etkinliği de, Berlin müzik sahnesinin nevi şahsına münhasır yeteneklerinin deneysel performanslarını sergileyeceği, iştah kabartıcı bir Cuma akşamı vaat ediyor. Julia Mihály, Iris ter Schiphorst , Hanna Hartman, Les Femmes Savates ve Electric Indigo gibi müzisyenlerin; zihin açıcı elektronik ritimler, deneysel kompozisyonlar ve yer yer de ritmik vokaller ile bezeyeceği enteresan bir program bizi bekler.
2. Konser – Phronesis / 27 Mart
Salon İKSV / saat 21.20
Danimarkalı basçı Jasper Høiby’in, Londra’da Royal Academy of Music’te öğrenciyken The Loop Collective’den piyanist Ivo Neame ve davulcu Anton Eger ile tanışması sonucu hayata geçirdiği Phronesis, son zamanların en başarılı caz gruplarından.
2010 yılında yayınladıkları ikinci albümleri “Green Delay” ile caz meraklılarının ilgi odağı olmakla kalmayıp, prestijli birçok da ödüle aday gösterildiler. Şu sıralarda katıldıkları turnelerle caz dinleyicilerini mest eden üçlü, Cuma akşamı şehrimizde olacak.
3. Müzik – Tiga / 27 Mart
indigo / saat 23.30
Elektronik müzik çevrelerince “harika çocuk” olarak tanınan Tiga, artık 40 yaşına gelmiş olsa da “harika”lığından bir şey yitirmiş değil. Montrealli müzik yapımcısı, sadece bir DJ olarak değil, tam takım bir müzisyen olarak da takip ediliyor. Yerinde durmadan, sürekli koşturup ürettiği kariyerine onlarca başarı sığdırdı. “Sexor” albümü ile kazandığı Juno ödülü ve “En iyi DJ” anketlerinde “En İyi Elektro DJ” sıfatını kimselere kaptırmaması bunlardan sadece ikisi.
Scissor Sisters, LCD Soundsystem, Felix Da Housecat, New Young Pony Club, The xx, Friendly Fires, Depeche Mode; alameti farikası ile mixlediği müzisyenlerden sadece birkaçı. Liste övgülerle uzayıp gidiyor yani. Janrın meraklıları için kaçırılmayacak bir etkinlik olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz.
4. Tiyatro – Manukyan / 28 Mart
Bo Sahne / saat 20.30
Matild Manukyan ismini duymayan yoktur aranızda. “Genelev patroniçesi” olarak tanınan Manukyan, aslında aristokrat bir Ermeni ailesinin kızıyken II. Dünya Savaşı yıllarında tüm servetini kaybederek terziliğe yönelmiş. Terzilik yaparken ödeme sıkıntısı çeken bir müşterisinin kendisine “evinin” yarı hissesini teklif etmesi ile, sonu altı kez vergi rekortmenliğine varacak genelev işletmeciliği kariyeri başlamış.
Bahar Hacıbektaşoğlu’nun kaleme aldığı ve Fatih Sönmez’in sahneye koyduğu “Manukyan”, yaşamının son anlarında genç Matild’le yüzleşen Manukyan’ın hikayesini anlatıyor. Tek perde ve tek kişilik oyunda, Manukyan’ı canlandıran da Bahar Hacıbektaşoğlu’ndan başkası değil. Merakla bekliyoruz. Oyunun prömiyeri, Cumartesi akşamı yapılıyor.
5. Konser – Baby Dee / 28 Mart
Salon İKSV / saat 21.30
Ohio’lu Baby Dee, kariyerini aşırı dolu ve verimli yaşayan sanatçılardan. Sokak sanatçılığından kilisede org çalmaya, akordeondan arp’a fazlasıyla renkli ve çeşnili bir geçmişi var kendisinin. Birçoğumuzun Baby Dee ismini duyuşu ise Antony Hegarty ile yaptıkları işbirliği olmuştu.
Antony’nin debut albümünde arp çalan Baby Dee, muhtemelen Antony’yi bağrımıza basışımızdaki en önemli etkenlerdendi. Lafı uzatmayalım; Baby Dee Cumartesi akşamı, hem bir performans sanatçısı hem de bir müzisyen olarak bizleri kendine hayran bırakmak üzere şehrimizde olacak.
6. Konser – Birth of Joy / 28 Mart
Beyoğlu Hayal Kahvesi / saat 22.00
İsimlerini Nietzsche’nin “Tragedya’nın Doğuşu” (The Birth of Tragedy) kuramından alan Hollandalı bir rock grubu Birth of Joy. 60’lar ve 70’lerden etkilendikleri, blues soslu saykedelik müzik yapıyor kendileri.
Günümüzde yapımcıların ve müzik basınının pek yüz vermediği bu tarzda ısrarcı olmaları, grubun en saygı duyulan özelliklerinden. Dinleyin ya da dinlemeyin, yiğidin hakkını teslim etmek lazım. E malum, inat etmek ticari risk almak anlamına geliyor artık “hip”in “alışıldık”ı dövdüğü müzik dünyasında.
7. Müzik – Oliver Schories / 28 Mart
Cue İstiklal / 22.30
Elektronik müziğin statik havasına ruh katmak üzere kariyerine baş koyan Alman müzik yapımcısı Oliver Schories, çıktığı yolda başarılı olanlardan. Minimal tekno’nun fazlasıyla gelecek vaat eden duygusal neferlerinden kendisi. Takipçilerinin merakla 3. albümü “Fields without Fences”i beklediği şu günlerde, kendisini şehrimizde yakalamak güzel olacak. Duyurmuş olalım.
8. Söyleşi – Beş Dakika | İzlek 2015: Yüzleşme / 29 Mart
karga / saat 17.00
Kargart, “yüzleşme” temalı İzlek etkinlikleri ile dikkatimizi tarumar etmeye devam ediyor. Çok da iyi yapıyor. Bu sefer, Sanatatak.com’un Kadınlar Günü eylem-etkinlik önerisi ile bir fikirbirliği şeklinde yapılacak olan etkinlik, Özgecan trajedisi sonrası esen çok yünlü rüzgarlar, cinsiyetçi politikalar, cinsiyetçilik ve şiddet gibi bıçak-sırtı konuları tartışmaya; hem kendimizin hem de ötekinin sesini duyurmaya davet ediyor bizleri.
Etkinliğin, aslında bir belgesel projesinin başlangıcı olduğunu da not düşelim. Tilbe Saran, Mert Fırat, Alin Taşçıyan gibi birçok ismin katılacağı etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi için şuraya.
9. Konser – Alex Neilson & Korhan Futacı / 29 Mart
arkaoda
Bonnie Prince Billy, Six Organs of Admittance, Richard Youngs, Isobel Campbell ve Jandek ile yaptığı çalışmalarla el atmadığı janr neredeyse kalmayan İngiliz davulcu Alex Neilson, yer aldığı projelerde isminin varlığı ile bizi heyecanlandıranlar arasında.
Kendisi bizi müziğiyle heyecanlandıran bir başka isimle, Korhan Futacı ile sahne alıyor Pazar akşamı. Korhan Futacı’yı anlatmaya gerek var mı zaten? Dandadadan’dan Kara Orkestra’ya gözümüzü alan projelerle yüzümüzü ziyadesiyle güldürüyor. Doğaçlamanın ve iyi müziğin tadına varılacak, unutulmaz bir performans olması beklentiler arasında.
10. Konser – Polar Bear / 1 Nisan
Babylon / saat 20.30
Deneysel performansların yön vereceği bir haftaya giriyoruz demiştik. Polar Bear da caz, akustik ve özgün deneysel sesleri ile kısa zamanda arşivlerde kalıcı yer tutanlardan oldu. Deneysel demişken; klasik caza kafa tutmak değil de, dimağları çeşnilendirerek şekillendiriyor Polar Bear sound’unu.
Drum and bass, funk ve electronica’yı müthiş bir uyumla yediriyorlar müziklerine. Mercury Ödülü’nün eşiğinden dönen “Held on the Tips of Fingers” albümleri de bu konuda ne denli başarılı olduklarının altını çiziyor. Ağırlıklı olarak enstrümental seyreden bir albümle bu denli yaygınlık kazanmak, her müzisyenin harcı değildir. Tebrik ediyoruz.
11. Sinema – Festival 03 / 2 Nisan
İstanbul Modern
İstanbul Modern Sinema, kısa film dünyasının en önemli festivallerinden üç tanesini leziz bir seçki ile bir araya getiriyor. Bir gün sürecek festivalde merakla beklediğimiz çarpıcı kısalarla tanışacağız. 1950’lerden beri aktif olarak devam eden, dünyanın en önemli kısa film festivallerinden olan Oberhausen Uluslararası Kısa Film Festivali’nden bir seçkinin yanı sıra, Ottawa Animasyon Festivali’nden de 2014’ün en iyilerini görme şansımız olacak.
Festival 03’ün son ayağı ise, “Oscar’dan Kısalar” programı. Erişimin zaman zaman zor olabildiği Oscar’a aday olan kısa filmleri görmek için bulunmaz bir fırsat yani. Sally Hawkins’li, Jim Broadbent’li bir Mat Kirkby filmi olan “The Phone Call” da programda yer alan filmlerden. Ayrıntılı bilgi için şuraya.