Bu yılki teması “Caza Dokunan Eller” olan 26. İstanbul Caz Festivali’nde 50’den fazla sanatçı ve grup sahne alacak. 29 Haziran’da başlayıp 18 Temmuz’a kadar İstanbul’un çeşitli bölgelerindeki etkinliklerle müzikseverleri buluşturmaya hazırlanan festivalde bu yıl, sahne alacağına inanamadığımız isimleri sizler için derledik.
Unutmadan, festivalin biletleri 13 Nisan Cumartesi günü satışa çıkıyor. Yerinizi garantilemeyi unutmayın!
Son yılların en çok konuşulan isimlerinden: Kamasi Washington
John Legend, Run the Jewels, Ibeyi gibi yıldız müzisyen ve topluluklarla ortak çalışmalara imza atan Kamasi Washington, Coachella, Glastonbury, FujiRock, Bonnaroo ve Primavera gibi dünyanın belli başlı festivallerinde sahne aldı. Saksofoncu, besteci ve yapımcı kimlikleriyle emin adımlarla ilerleyen Washington, parçası olduğu Ummah Chroma yönetmen kolektifiyle yaptığı As ToldTo G/D Thyself adlı filmi, bu yılki Sundance festivalinde prömiyerini yaptı. Hip-hop ve R&B tınılarının caza memnuniyetle teslim olduğu bir Kamasi Washington sahnesi için 10 Temmuz’da Volkswagen Arena’ya davetlisiniz!
Caz, Rock ve Funk tınılarını birleştiren: Snarky Puppy
Bas gitarist ve besteci Michael League’in yıllar içinde enerji dolu topluluğu Snarky Puppy, yaklaşık on yıllık yoğun bir turne temposunun ardından peş peşe gelen Grammy ödülleriyle başarısını perçinledi. 30’un üzerinde müzisyen arasından her konserde 8-12 kişilik bir seçkiyle sahne alan topluluk; caz, funk ve rock tınılarını harmanlıyor. Son dört yıldır altın çağını yaşayan bu mutlu ekibi İstanbul Caz Festivali’nde izlemek için sabırsızız. Öncesinde Avusturya’nın heyecan verici topluluklarından Shake Stew yedilisinin sahne alacağı 9 Temmuz’da UNIQ Açık Hava Sahnesi’ndeki bu buluşma için takviminizde yer açmayı ihmal etmeyin.
İki Grammy ödüllü Jacob Collier de festivalde!
Kendi odasından yayımladığı YouTube videolarıyla dünyaya açılan ve bir internet fenomeni haline gelen Y Jenerasyonu dehası Jacob Collier, 26. İstanbul Caz Festivali’nin bu yılki yıldızlarından. 2016’da kendi çabalarıyla yayımladığı, bestelerinden yapımcılığına kadar her şeyi kendi üstlendiği albümü In My Room ile iki Grammy kazandı. Quincy Jones’un da radarına takılan Jacob, HerbieHancock ve HansZimmer ile yaptığı işbirliklerinin yanı sıra, Pharrell Williams gibi yıldızlarla sahne aldı. Geçtiğimiz yıl dört bölümlük Djesseprojesinin ilk albümünü piyasaya çıkardı. Sınırsız hayal gücüyle yarattığı ve pek çok türü harmanlayan şarkılarıyla masalsı bir dünyanın kapılarını aralayan bu genç yıldızın müziğinde cazın yanı sıra a cappella, groove, folk, trip-hop, klasik müzik, Brezilya müziği, Gospel ve soul unsurları muhteşem doğaçlamalarla bir araya geliyor.
Jacob Collier öncesi Makara McCraven!
Caz ve elektronik müzik arasındaki sınırları bulanıklaştıran yapımcı, besteci ve davulcu Makaya McCraven ise, kendine has buluşlarıyla bu akşamın ilk konuğu. Kendisine “ses kolajcısı” lakabı yakıştırılan on parmağında on marifet bu deha, Şikago müzik sahnesinin günümüzdeki en ele avuca sığmaz isimlerinden. Sevenleri için 2015’te piyasaya çıkardığı Inthe Moment, caz müziği açısından bir devrim niteliği taşıyor ve şimdiden yeni nesil caz müziğine ilham veren kilometre taşları arasında sayılıyor.Bu iki müzisyenin rengârenk dünyalarını yakından keşfetmek için 18 Temmuz Perşembe akşamı UNIQ Açık Hava Sahnesi’ne davetlisiniz!
Bill Withers’a saygıyla: José James Presents: “Lean On Me”
Karakteristik müziğini caz, R&B ve hip-hop unsurları etrafında ören besteci ve vokal José James, son on yıldır caz sahnesinin favorilerinden. Bugüne kadar yedi albüm yayımlayan José James, Central Park Summerstage (New York), The Kennedy Center (Washington), Royal Festival Hall (Londra) ve Billboard Live (Tokyo) gibi pek çok uluslararası sahnede performanslar sergiledi. Çağdaş Amerikan cazının önde gelen temsilcilerinden biri olarak kabul gören James, Bill Withers’a atfettiği son albüm projesi “Lean on Me” ile müzik serüvenine yeni sayfalar eklemeye devam ediyor. 26. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak grubuyla Sultan Park’ta Bill Withers repertuvarıyla sahne alacak José James’in eklektik ve davetkâr müziğine kapılmak isteyenler ajandalarına not etmeli.
Küba ve Havana’nın sımsıcak atmosferi sahnede canlanıyor: Alfredo Rodríguez & Pedrito Martinez
Bir tarafta çocukluk yıllarında klasik piyano eğitimi almaya başlayan ve yıllar sonra efsanevi yapımcı Quincy Jones tarafından Montreux Caz Festivali’nde keşfedilen caz piyanisti ve besteci Alfredo Rodríguez. Diğer tarafta ise Afro-Kübalı perküsyon ve vokal stilini Havana sokaklarının eşsiz ruhuyla harmanlayarak ustalık mertebesine erişen Pedrito Martínez. Havana’da filizlenen ve müzik tutkusuyla gelişen bu iki hayat öyküsü ilk kez, Rodríguez’in The Invasion Parade albümünde kesişti. Artık resmen bir ikili olduklarını, bu albümde birlikte çalıştıktan yıllar sonra, 2017’de New York’un meşhur caz kulübü JazzStandard’da birlikte sahne aldıklarında ilan ettiler. O günden beri yolları hiç ayrılmayan ve coşkulu müziklerini 2019 Şubat’ında piyasaya sürdükleri ilk albümleri Duologue’da bir araya getiren ikili, bu yıl ilk kez festivalin konuğu oluyor. Martinez ve Rodríguez’in ortak vokalleriyle Küba klasiklerinden orijinal bestelere uzanacak 8 Temmuz’daki bu performans Esma Sultan Yalısı’nın etkileyici boğaz atmosferine Havana heyecanı getirecek.
Caz piyanoyu hiç böyle dinlemediniz: Aydın Esen Group
Virtüöz piyanist ve besteci Aydın Esen, füzyon caz ve post-bop semalarında gezinirken elektronik unsurlar da barındıran emprovizasyonlarıyla 26. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu oluyor. Kategorilere sığmayan, çığır açıcı eserleriyle çağdaş müziğin dünyaca tanınan, üstün yeteneklerinden biri olan Esen, henüz beş yaşındayken tanıştığı piyanoyla bağını hiç koparmadı. İlk gençlik yıllarında Berklee College of Music, New England Conservatory of Music ve The Juilliard School eğitimleriyle bu bağı taçlandırdı. Gary Burton, Eddie Gomez, Pat Metheny ve Emily Remler gibi isimlerle birlikte çaldı. Bugüne kadar on üç başarılı albüme imza atmasının yanı sıra müzisyen, aranjör ve yapımcı kimlikleriyle pek çok uluslararası albüme de katkıda bulunan Aydın Esen’e basta Greg Jones ve davulda Tommy Campbell eşlik edeceği bu festival konseri, uzun süre unutulmayacaklar arasında.