İstanbul ajandası Mart ayına Norveç’ten Küba’ya, Kanada’dan Hollanda’ya, Portekiz’den İran’a nice müzisyenle veda ediyor. Birçoğunuzun neredeyse ayakta beklediği Superman v Batman vizyona girerken, Pera Fest gösterimleri de bağımsız film meftunlarına selam duruyor.
Bu arada, malum önümüz 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Tebrik etmeden geçmeyelim, efendim. Herkese iyi haberlerle dolu iyi bir hafta dileriz.
1. Müzik – Noisia | 25 Mart
Babylon Bomonti / saat 23.00
Hollandalı drum and bass üçlüsü Noisia, isimlerini ters duran bir VHS kaset üzerindeki ‘VISION’ kelimesinin görünümünden alıyor. Keza bu kelime kariyerleri boyunca kurdukları üç ayrı plak şirketine de rehberlik ediyor: Vision, Division, Invisible Recordings. En son, İngiliz hip-hop’çular Foreign Beggars ile kotardıkları I Am Legion albümü ile övgülere mazhar olan ‘neurofunk’ neferi topluluk, Cuma akşamı İstanbul’da.
2. Müzik – Mísia | 25 Mart
Cemal Reşit Rey Konser Salonu / saat 20.00
Ajandamızda bu hafta da, şehrimizin Fado severlerini memnun edecek bir etkinlik var. Geleneksel Fado enstrümanlarına kattığı keman ve akordiyon sesleri ve özgün sitili ile Amália Rodrigues’in Fado’sunu modernleştirip, sadık Fado dinleyicisinin ağzını şaşkınlıkla açıkta bıraktıran; sadece Portekizce değil İspanyolca, Fransızca, Katalanca, İngilizce ve Japonca şarkılar da seslendiren içli sesli müzisyen Mísia, Cuma akşamı şehrimizde.
3. Müzik – Brodinski | 25 Mart
indigo / saat 23.30
Tekno’nun minimalist ve melodik kısmından, parti coşturan bol gürültülü taraflarına; geniş bir alana yayılıyor Brodinski’nin elinin değdiği setler. Sürekli deniyor, üretiyor, ürettiklerini kabin arkasında en coşkulusundan test ediyor, başka başka isimlerle işbirlikleri kuruyor kendisi. Fransız elektronik müzik sahnesinin genç prodüktörlerinden Brodinski, Cuma gecesi indigo’da.
4. Gösterim – Pera Fest 2016: Saklı Hayatlar / Tepenin Ardı / Rüzgarın Hatıraları | 26 Mart
Fransız Kültür Merkezi
Fransız Kültür Merkezi’nde Cumartesi günü, Pera Fest 2016 kapsamında 3 film gösterilecek. Başka Sinema ortaklığı ile gerçekleştirilecek etkinlikte, ayrımcılıkla mücadele konulu filmler yer alıyor. Haluk Ünal’ın yönettiği Saklı Hayatlar, Emin Alper’in yönettiği Tepenin Ardı ve Özcan Alper’in yönettiği Rüzgarın Hatıraları filmlerinin gösterileceği program dahilinde, gösterimler sonrası yönetmenlerle söyleşiler de yer alacak. Etkinlik detayı ve kayıt için şuraya.
5. Müzik – Finnebassen | 26 Mart
Babylon Bomonti / saat 23.00
Melankoli ve groove yüklü müzikleri ile deep house’a ruh katan müzik yapımcılarından, Finnebassen. 2012 yılında çıkardığı ‘If You Only Knew’ ile şanı Oslo’yu aşıp dünyayı sarmış, Beatport listelerinde 3.’lüğe kadar yükselmişti. Norveçli müzik yapımcısı, Cumartesi gecesi şehrimizde.
6. Müzik – Orquesta Buena Vista Social Club | 27 Mart
Volkswagen Arena / saat 20.00
Yaklaşık 20 senedir Buena Vista Social Club şemsiyesi altında müzik yapan efsane müzisyenlerden bir kısmı Orquesta Buena Vista Social Club adı altında dünyayı turlamaya devam ediyor. Bu pek şenlikli, Grammy ödüllü topluluk; bir veda turnesi olarak planlanan ‘Adiós Tour’ kapsamında yine yeniden, pek sevildikleri İstanbul’a uğruyorlar. Yoğun istek üzerine uzatıldığı belirtilen bu ‘Adiós Tour’ bize sanki daha en az bir kaç yıl sürecekmiş gibi geliyor.
7. Müzik – Mahan Esfahani Klavsen Resitali | 28 Mart
Cemal Reşit Rey Konser Salonu / saat 20.00
Küçük yaşta babasından piyano öğrenerek başladığı müzik macerası, klavseni keşfetmesi ile başka başka mecralara uzandı. Tahran’dan Stanford’a, Boston’dan Prag’a, Oxford’dan New York’a müzik peşinde nice yollar, tecrübeler katteti. BBC Radio 3’ün ‘New Generation Artist’ kadrosunda yer aldı, dünyanın sayılı sahnelerini klavseninin sesi ve kuvvetli arpejleri ile büyüledi. İran asıllı klavsen virtüözü Mahan Esfahani, Pazartesi akşamı İstanbul’da.
8. Müzik – The Dears | 30 Mart
Salon İKSV / saat 21.30
Bugün Kanada ‘indie’ sahnesi dendiğinde durup bir derin nefes alıyorsak, karnımızda kelebekler uçuşuyorsa; The Dears gibi sevdiceklerimizin sayesindedir. Değil bir albümü, tek bir şarkıyı bile oturup ağız dolusu dinleyemediğimiz; soundcloud’da melodi avına çıkıp link’ten link’e sektiğimiz şu hercai günlerde bile albümlerini evirip çevirip dinlediğimiz, tabiri caizse kulaklarımızda paraladığımız kıymetlilerden biri onlar.
Gerek Murray Lightburn’un melankolik vokalleri, gerek ayakları yere basan melodik güzellemeler gerekse de içinde dünyalar barındıran şarkı sözleri ile rock müziği karanlık sulara sürüklüyor, ‘okyanus ortasına’ demir attırıyorlar. The Dears yaklaşık 4 yıl aradan sonra, yeniden İstanbul’da.
9. Müzik – GoGo Penguin | 30 Mart
Babylon Bomonti / saat 21.30
Manchester’ın küçük caz kulüplerinde kendilerini keşfettiren GoGo Penguin, Britanya caz sahnesinin yükselen yıldızlarından biri olarak gösteriliyor. Caz, trip-hop, elektronika, klasik müzik ve rock gibi birçok janrdan etkilenip, progresif lezzetler üreten topluluk; güçlü baslar, etkili piyano melodileri ve tempolu ritimleriyle öne çıkıyor. Kendileri Çarşamba akşamı, Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında Babylon’dalar.
10. Sergi – Geç Olmadan Eve Dön | 31 Mart – 26 Haziran
İstanbul Modern
İstanbul Modern, Türk Serbest Mimarlar Derneği ve VitrA işbirliği ile gerçekleştirilen Çağdaş Mimarlık Dizisi’nin 5. sergisi Perşembe günü başlıyor. ‘Geç Olmadan Eve Dön’; yaşam mekanlarımız olan konutların 19. Yüzyıldan bugüne ekonomik-politik yolculuğunu irdelerken; barınma, kent hayatı ve mimari tasarım ilintili kapsamlı ve tarihsel sorular ile konut sorununu sorguluyor. Etkinlik detayları için şuraya.
11. Sinema – Batman v Superman: The Dawn of Justice | 25 Mart
Bir süper-kahramanın onca zafer ve başarıdan sonra elde ettiği güç, kontrolsüz bir güce dönüşebilir. Malumunuz. Bu sefer, zıvanadan çıkan yılların Superman’i oluyor. Bir şekilde karşısında da Gotham’ın medarı iftiharı Batman’i buluyor. İnsan bir duyuşta kulaklarına inanmıyor tabii. Zira iyilerin hep aynı tarafta olmasına alışkın bünyelerimiz.
Velhasıl, bu iki kahraman birbirleri ile savaşa dururken, halk da aslında nasıl bir süper-kahramana ihtiyaç duyduğunu anlamaya çalışıyor. Hikaye fantastik olabilir ama içerik kulağa bir hayli gerçekçi geldi açıkçası. İzleyip görelim. Henry Cavill’in Superman’i, Ben Affleck’in de Batman’i canlandırdığı filmin yönetmeni, Man of Steel ve bilimum blockbuster’lardan tanıdığımız Zack Snyder.