Bu hafta İstanbul nefesini tutmuş yeni yılı bekliyor gibi. Kendini yılın son gecesine saklıyor, ajandalara biraz nefes aldırıyor sanki. Biz de bu durumu fırsat bilip 31 Aralık’ın müstakbel, beyin yakıcı yoğunluğunu görmezden gelelim, bu sakin ajandanın huzuruna varalım o halde. Mutlu seneler olsun herkese!
1. Müzik – Silicone Soul / 25 Aralık
indigo / saat 23.30
İskoçya’nın emektar prodüksiyon şirketi Soma Records’un emektar ikililerinden Craig Morrison ve Graeme Reedie; namı diğer Silicone Soul, Cuma’yı Cumartesi’ye bağlamak üzere şehrimize teşrif ediyor. Glasgow’lu ikili; ‘hip’ rüzgarların etkisinde kalmadan geliştirdikleri leziz prodüksiyonlarla, yatıştırıcı ritimlerle ve bir zamanlar Top of the Pops davetini reddetmeleri ile tanınıyor. Süper adamlar. Seviyoruz biz.
2. Müzik – Palmiyeler / 25 Aralık
Pera Müzesi / saat 20.00
Pera Müzesi’nde devam etmekte olan Bu Bir Aşk Şarkısı Değil: Video Sanatı ve Pop Müzik İlişkisi sergisine paralel olarak gerçekleşen ‘Müzik Bedende’ etkinlik serisi, Cuma akşamı bizlere Palmiyeler ile birlikte saykedelik sesli, new-wave’li erken bir Yeni Yıl kutlaması sunuyor. One Love ve Byzantion gibi leziz festivallerde sıkça karşılaştığımız Palmiyeler’den hemen sonra sahne Age Reform’un DJ setine kalıyor. Ücretsiz gerçekleştirilecek etkinlik için detaylı bilgi şurada.
3. Tiyatro – Ferhangi Şeyler (2000. Oyun) / 25 Aralık
Bostancı Gösteri Merkezi / saat 21.00
Aranızda hala görmeyen kalmış mıdır bilmiyoruz ama pek muhterem ustamız Ferhan Şensoy, Ferhangi Şeyler ile birlikte tam 2000. kez seyirci önüne çıkıyor. 1987 yılından beri nice jenerasyonlar eskiten Ferhangi Şeyler nice kinayeler ve nice karakterler ile ‘ilelebet sürse’ dedirtiyor. Şahsen biz ne kadar izlesek de doyamıyoruz ne üstad Ferhan Şensoy‘a ne Orkinos Hanım’a ne de Şensoy’un bağlamasına.
4. Müzik – Julian Jeweil / 25 Aralık
Kloster / saat 23.00
İstanbul ajandası bu hafta her ne kadar sakin ilerlese de, Fransız elektronik müzik sahnesinden yana bereketli bir hafta olacakmış gibi görünüyor. Güney Fransa’nın melodik soslu tekno prodüktörlerinden ve Beatport’un gözdelerinden Julian Jeweil Cuma gecesi partiletiyor.
5. Müzik – The Avener (DJ Set) & Synapson (DJ Set) / 26 Aralık
Babylon Bomonti / saat 22.30
Hazır konu açılmışken, bir başka Fransız müzik prodüktörü ile devam edelim haftaya. Çoğumuz onu Phoebe Killdeer & The Short Straws’un ‘Fade Out Lines’ yorumu ile tanımış olsak da, Tristan Casara, The Avener ismini edinmeden çok önce başlamıştı deep house’un derin koridorlarını arşınlamaya.
Fade Out Lines’la sıkıca kavradığı uluslararası şöhretin de motivasyonu ile olacak; Rodriguez ve Mazzy Star gibi lezzetleri yeniden yorumlayıp senenin başında yayınladığı The Wanderings of the Avener ile girilmedik liste bırakmadı. Kendisi, Cumartesi gecesi dansın ucunu kaçırttırmak üzere şehrimizde. Hem de Parisli elektronik müzik ikilisi, Synapson eşliğinde.
6. Müzik – She Past Away / 26 Aralık
karga / saat 22.30
Arjantin, Şili, Meksika sonrası İtalya ve Almanya derken She Past Away yeni yıl öncesi bir aralık bulup Kadıköy’e de uğruyor. Onca turne arasında kendilerini yakalamışken bırakmayalım dedik. En karanlığından synth ile, post punk ile kendimize gelelim istedik. Sahne kendilerinden evvel Agency’e emanet. Biraz daha erken varıp tadını çıkarmanızı tavsiye ederiz, efendim.
7. Sinema – The Lobster / 25 Aralık
Yalnız olduğunuz için hapsediliyor, 45 gün içinde kendinize bir partner bulmak durumunda bırakılıyorsunuz. Bulamadınız mı? O zaman seçtiğiniz bir hayvana dönüştürülüyorsunuz. Dogtooh ve Alps filmleri ile dimağlarımızda kendine pek özel bir yer edinen Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un bu son filmi senenin de şüphesiz en çok konuşulan filmlerindendi.
Cannes’da Altın Palmiye için yarışıp bir Jüri Ödülü’nü kapmış, birçok film festivalinde dikkatleri üzerine çekmişti. Film Ekimi’nde de neredeyse gişe kapattıran bu acayip hikaye, Cuma günü itibarı ile vizyonda. Colin Farrell, Rachel Weisz, John C. Reilly ve Léa Seydoux da performansları ile aklımızı alan oyunculardan birkaçı. Kaçırmayınız efendim.
8. Sergi – Şam’da Kayısı / 23 Aralık – 21 Şubat
Salt Galata
Suriye’deki bitmek bilmeyen savaşın etkisiyle milyonlarca insan evinden yurdundan oldu, olmaya devam ediyor. Milyonlar Türkiye’ye, Ürdün’e ve Lübnan’a sığınırken bu sürgün iklimi bilhassa büyük kentlerdeki kamu pratiklerini ve sosyal alışkanlıkları da etkiler duruma geldi, geliyor.
Bu durumdan hareketle, Dilek Winchester ve Atıf Akın; André Breton‘un “İnsan yoldaş bulmak için yayın yapar!” sözüne bir gönderme ile Şam’da Kayısı isimli bir fanzin ve sergi kurguladılar. Fanzin formatında gerçekleştirilen sergide katılımcılar Cumhuriyet tarihi boyunca İstanbul’a yönelen iltica hareketlerini ve etkilerini incelerken; sergiye paralel olarak bir de 6 Ocak tarihli bir sunum gerçekleştiriyorlar. Aklınızda bulunsun.
9. Sergi – Habitat / 23 Aralık – 22 Mayıs
(Barbaros Kayan, Ayazma Projesi, 2008)
İstanbul Modern
Mekan kavramının neredeyse her gün yeniden tanımlanır olduğu günümüzde, en eski insanlardan üzerimize miras aldığımız ‘bulunulan ortama uyum sağlayabilme’ yetimiz sürekli canlı kalıyor. Değişen politikalar, sosyal ihtiyaçlar, geri dönüşüm derken sürekli bir değişimin içinde yol alan yaşam alanımızı bulmaya ve benimsemeye çalışmaktayız hala.
İstanbul Modern’in ‘bir organizmanın yaşadığı ve geliştiği yer’ anlamına gelen ‘habitat’ kavramından hareketle düzenlediği fotoğraf sergisi; metropollerin kırsal alanlar üzerindeki iktidarından işe gidebilmek adına katettğimiz kilometrelerce mesafelere, yaşam alanları üzerine farklı bakış açılarını bir araya agetiriyor.