Bu haftanın film önerileri yazımızda, kaynağını hayatın doğal akışından ve gerçeklerinden alan, yaşam üzerine düşündüren 9 film var. Latin Amerika’dan İran sinemasına, oradan Avrupa sinemasından çıkan kimi yapımlara eğilen film önerileri yazımızda 9 film tanıtacağız. Vakit kaybetmeden haftanın film önerileri listemize geçelim.
Geçtiğimiz haftanın film önerileri yazımızı da incelemek isteyebilirsiniz: Hafta Sonu Ne İzlesek Diye Düşünenlere 9 Muhteşem Film Önerisi
1. Room 237 – 237 No’lu Oda (2012) – IMDB: 6.2
Room 237, Stephen King’in 1977 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan, Stanley Kubrick’in yönettiği The Shining (1980) adlı filminin farklı yorumlarını konu alan 2012 yapımı bir belgesel filmidir. Rodney Ascher’ın yönettiği belgesel, The Shining ve diğer Kubrick filmlerinden görüntülerin yanı sıra Kubrick meraklılarının tartışmalarını da içerir.
Room 237, The Shining’de gizlenen ipuçlarını ortaya çıkarabilecek ve daha büyük bir tematik esere işaret edebilecek farklı öğelere odaklanan dokuz bölüme sahiptir. Yapımcılığını Tim Kirk’ün üstlendiği belgeselin adı, The Shining’de yer alan perili Overlook Hotel’deki bir odaya gönderme yapıyor. Film, Cannes Film Festivali’nde C.I.C.A.E. ve Golden Camera ödüllerine aday gösterildi.
Stanley Kubrick’in The Shining (1980) filmindeki gizli anlamlar hakkındaki sayısız teoriyi araştıran etkileyici bir belgesel. The Shining bugün 40 yaşın üzerinde olabilir ama tartışmalar ve spekülasyonlar yaratmaya ve genç yönetmenlere ilham vermeye devam ediyor.
Belgeselde; dış ses, film klipleri, animasyonlar ve dramatik canlandırmalarla birbirinden oldukça farklı beş bakış açısı aydınlatılıyor. İzleyiciyi; sonsuz dolambaçlı yolları ve çıkmaz sokakları olan, birçok girişi olan ama çıkışı olmayan yeni bir labirentin, The Shining’deki otelin içine çekecekler.
2. Premium Rush – Acil Teslimat (2012) – IMDB: 6.5
Premium Rush, David Koepp tarafından yönetilen 2012 yapımı bir aksiyon ve gerilim filmidir. Filmin başrollerinde Joseph Gordon-Levitt, Michael Shannon, Dania Ramirez ve Jamie Chung yer almaktadır. Austin Film Eleştirmenleri Derneği’nin Özel Onur Ödülü’ne layık gördüğü film, 35 milyon dolarlık bütçesine karşın ancak 30 milyon dolar civarı hasılat elde edebilmiştir.
New York City’deki bisikletli kuryelerin hiçbiri eski bir hukuk öğrencisi olan Wilee kadar kararlı ve pervasız değildir. Wilee frensiz bisikletinin üzerinde takım elbisesinden daha rahattır. Bir gün, Nima adlı Çinli bir yabancı öğrenci, şehrin her yerine hayati bir zarfı teslim etmesi için onu ayarlar. Ne yazık ki, sahtekar bir polis olan Robert Monday de o zarfı eline geçirmek istemektedir ve “Hayır”ı bir yanıt olarak kabul etmeyecektir. Bu durumun sonucunda, Wilee kendisini Monday ve diğerleri tarafından amansızca takip edildiği ve her geçen dakika tehlikeli hale gelen bir durumda buluyor. Wilee, bu tehlikeli teslimatın sırrını keşfetmek isterken; hayatta kalmak için tüm kurnazlığını, cüretini ve cesaretini toplamalıdır.
3. Bergman Island – Bergman Adası (2021) – IMDB: 6.7
Bergman Adası, genç kadın yönetmen Mia Hansen-Løve tarafından yazılan ve yönetilen bir 2021 yapımı romantik drama filmidir. Oyuncu kadrosunda Vicky Krieps, Tim Roth, Mia Wasikowska ve Anders Danielsen Lie’nin bulunduğu film, ilk gösterimini Altın Palmiye adaylığına layık görüldüğü Cannes Film Festivali’nde yapmıştır. Sinemalarda genel bir çıkış yapmayan film, kısa bir süre içerisinde MUBI’de gösterime girmiştir.
Film, filmlerinin senaryolarını yazmak için ilham almak üzere yazın Bergman Adası’nda inzivaya çekilen bir film yapımcısı çiftin etrafında dönüyor. Yazdıkları senaryolar ilerledikçe, gerçeklik ile kurgu arasındaki ince çizgi bulanıklaşmaya başlıyor.
4. Home – Yuva (2008) – IMDB: 6.9
Yuva, Ursula Meier tarafından yönetilen; Isabelle Huppert ve Olivier Gourmet’in başrolleri paylaştığı 2008 yapımı bir drama filmidir. Film, 82. Oscar Akademi Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film dalında İsviçre’nin resmi aday adayıydı, ancak adaylığa yükselemedi. Bir gişe başarısı üstlenemese de oldukça beğeni toplayan film, Ankara’da gerçekleşen Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde En İyi Film dalında FIPRESCI ödülüne layık görülmüştür.
1969 yılında,18 yaşındaki hamile bir kız; Rus tankları Prag sokaklarını doldururken evli sevgilisiyle birlikte ülkesinden kaçar. Sonunda Norveç’e varırlar. Bir kızları olur, tiyatro dünyasında başarılı olurlar ve hayallerindeki eve kavuşurlar. Ancak anne, kızı 14 yaşına bastığında onu aileden göndermeye karar verir. Bundan sonra asla birlikte yaşamayacaklardır.
Film, evinin dağılması hazmetmeye çalışan kızın duygusal bir yolculuğunu anlatıyor. Norveç’teki çocukluğu, ABD’ye sürgün edilmesi ve Çek Cumhuriyeti’ne dönüşünün ışıltılarıyla kendi ailesinin samimi bir portresini çizer. Farklı manzaralarda geçen yalnız karakterlerin sahneleri, çeşitli ülkelerde ayrı hayatlar yaşayan ama çaresizce birbirlerine ulaşmaya çalışan aile üyelerinin trajikomik buluşmalarıyla kesişiyor.
5. Lords of Dogtown – Dogtown’un Lordları (2005) – IMDB: 7.1
Lords of Dogtown, Catherine Hardwicke tarafından yönetilen ve Stacy Peralta tarafından senaristliği üstlenilen 2005 yapımı bir biyografik drama filmidir. Karışık eleştiriler alan film, gişede 25 milyon dolarlık bütçesinin ancak yarısını çıkarabilmiştir. Güçlü bir oyuncu kadrosu bulunan filmin önemli rollerini Emile Hirsch, Victor Rasuk, John Robinson, Michael Angarano, Nikki Reed, Heath Ledger, Rebecca De Mornay ve Johnny Knoxville paylaşmaktadır.
Ocak 2021’de filmin bir televizyon dizisine uyarlanmakta olduğu açıklanmıştır. Ayrıca Central Ohio Film Eleştirmenleri Derneği, Heath Ledger’ı bu filmdeki performansından ötürü Yılın Erkek Oyuncusu olarak seçmiştir.
California, Santa Monica’daki Dogtown’ın acımasız sokaklarında büyümüş bir grup parlak genç kaykaycıdan oluşan Z-Boys ekibi; bütün Monica halkınca bilindiği şekliyle, günlerini banliyödeki ev sahiplerinin boş yüzme havuzlarında yeteneklerini mükemmelleştiriyorlar. Film, bu heyecan verici yeni spora öncülük edişlerini ve zamanla bir efsaneye dönüşmelerini anlatıyor.
6. Carandiru (2003) – IMDB: 7.5
Carandiru, Héctor Babenco tarafından yönetilen 2003 yapımı bir suç ve drama filmidir. Film, Luiz Carlos Vasconcelos tarafından canlandırılan doktor ve AIDS uzmanı Dr. Drauzio Varella’nın Estação Carandiru adlı kitabına dayanmaktadır. Babenco, Carandiru’nun “şimdiye kadar yaptığı en gerçekçi film” olduğunu ve bu film ile sinemada yeni bir tür Brezilya gerçekçiliği akımının yeşerdiğini belirtmiştir. Carandiru bir drama belgeseli olmasının yanı sıra mahkumların tanıklığı olarak da okunabilir. Film Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilmiştir.
Brezilyalı Dr. Drauzio Varella, nüfusun maksimum kapasite olan 4.000’in neredeyse iki katına çıktığı, Brezilya’nın en büyük cezaevi olan São Paulo’daki Carandiru Hapishanesinde AIDS’i önlemek için çözümler aramaya başlar. Doktor, oraya pislik getiren korkunç suçların diğer insanları da etkileyen trajik deneyimlerinden ve hikayelerinden, ayrıca kimi tutukluların yaşadığı tutkulu ve dramatik olaylardan öğrenir. Tutukluları bir futbol turnuvasıyla mutlu edebileceğine inandığı sırada, beklenmedik bir tartışma, tutukluları bir isyanın eşiğine sürükler.
7. The Return – Dönüş (2003) – IMDB: 7.9
The Return, Andrey Zvyagintsev tarafından yönetilen ve 2004 yılında uluslararası gösterime giren 2003 yapımı drama filmidir. 2016 yılı BBC eleştirmenlerinin anketinde, bu film, 21. Yüzyılın En İyi 100 Filmi arasında 80. sırada yer almıştır. 28 uluslararası festivalde gösterime giren bu yapım, 34 film ödülüne layık görülmüştür. Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan kazanan yapım, Altın Küre Ödülleri’nde de Yabancı Dilde En İyi Film dalında ödül adaylığı kazanmıştır. Film, dünya genelinde 4,5 milyon dolar hasılat elde etmiştir.
Rus pilot Otets, düzgün bir babaya sahip olma umudu ile iki oğlu Vanya ve Andrey’in yanına 12 yıl sonra döner. Kısa bir süre burada kaldıktan sonra, çocuklarını bir ‘hafta sonu kamp gezisine’ götürür. Cesaretlerini test etmeye devam ederken ve bu esnada kendi evlatları arasında da ayrım yaparken, şüpheli bir şekilde uzak ve ıssız davranır.
Keyifli giden balık avı, onları kayıkla tamamen ıssız bir adaya götürme fikrinden ötürü iptal edilir. Otets’i ve çocuklarını bekleyen acımasız bir kaderdir. Ivan ve Andrey; sürekli değişen bir dizi zorluklar içerisinde kendilerini babaları tarafından dönüşümlü olarak sınanmış, azarlanmış, incelenmiş ve yok sayılmış halde bulacaklardır.
8. About Elly / Darbareye Elly – Elly Hakkında (2009) – IMDB: 7.9
Ünlü İranlı yönetmen Asghar Farhadi, 59. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen dalında Gümüş Ayı kazanmıştır. Yönetmenin 4. filmi olan Darbareye Elly, İran’ın yıllık düzenlediği Fecr Film Festivali’nde ilk gösterimini yapmıştır. İran’daki orta sınıf ilişkilerini irdeleyen film, uluslararası ilk gösterimini ise Berlin Uluslararası Film Festivali’ne taşımıştır.
Üniversiteden bir grup eski arkadaş, hafta sonunu deniz kenarında geçirmek için Tahran’dan yola çıkacaklardır. Sepideh, kızının öğretmeni olan Elly’yi, kısa süre önce boşanmış ve şimdi Almanya’da yaşayan arkadaşları Ahmad ile tanıştırmak için birlikte seyahat etmeye davet eder. Ertesi sabah, iki kadın kasabada alışverişe giderler ve Elly; annesi yakın zamanda hastaneye kaldırıldığı için Tahran’a dönmesi gerektiğini söyler, ancak Sepideh ondan kalmasını ister ve valizini saklar. Çocuklar denizde oynarlar ve bir anne Elly’den onları izlemesini ister. Sepideh’in kızı birdenbire çocuklardan birini sudan kurtarmak için voleybol oynayan adamlara seslenir. Küçük çocuğu kurtardıktan sonra, bu esnada ortadan kaybolan Elly’yi aramaya başlarlar. Elly’e ne oldu? Boğuldu mu, Tahran’a mı döndü?
9. Ali: Fear Eats the Soul – Ali: Korku Ruhu Kemirir (1974) – IMDB: 8.0
Brigitte Mira ve El Hedi ben Salem’in başrollerini paylaştığı, Rainer Werner Fassbinder tarafından yazılan ve yönetilen 1974 yapımı drama filmi, yönetmenin en güçlü eserlerinden biri olarak kabul edilir ve birçok sinemasever tarafından bir şaheser olarak görülmektedir. Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI ve Ekümenik Jüri Ödülü’nü kazanmasının yanı sıra Altın Palmiye’ye de aday gösterilmiştir.
Martin Scorsese’in “Genç Bir Film Yapımcısı İçin 39 Temel Yabancı Film” listesinde de yer alan yapımın, Criterion Collection tarafından restore edildiği bir DVD sürümü de yayınlanmıştır.
Yalnız bir dul (Brigitte Mira), yağmur fırtınası sırasında bir barda kendisinden çok daha genç Faslı işçi (El Hedi ben Salem) ile tanışır. Kendilerini şaşırtacak şekilde ve ailelerini, meslektaşlarını ve arkadaşlarını tam anlamıyla şok edecek bir hızda birbirlerine aşık olurlar. Aniden evlenmeye karar verdiklerinde etraflarındaki herkes dehşete kapılır. Etraf biraz sakinleşince Emmi ve Ali’nin ilişkisi belirsizleşir. Ali: Fear Eats the Soul’da Fassbinder, çağdaş Alman kültürünün altında yatan ırksal gerilimleri ortaya çıkarmak için klasik Hollywood melodramının duygusal gücünü ustaca kullanıyor.
Haftanın film önerileri yazımız burada sona erdi, önümüzdeki haftalarda görüşmek dileğiyle…