2100’e gelindiğinde uçan arabalarımız, yapay zekalı robotlar, Mars’ta tatiller ve evlerimizin tamamen akıllı evler olacağını düşünen varsa el kaldırsın. İnsanlar yıllardır geleceğin nasıl görüneceği hakkında tahminlerde bulunuyorlar. Ne yazık ki bu tahminler genellikle gerçekleşmesi uzak ihtimaller, hatta ütopya diyebiliriz ve görünüşe göre toplum bu yaratıcı dileklere henüz ayak uyduramıyor. Peki, bu tahminler fazla mı iddialı yoksa bu iddialı fikirleri hayata geçirmek için yeterince çaba göstermiyor muyuz? Geleceğin neyi getireceği çok büyük bir soru işareti. Teknoloji hızlı bir şekilde ilerlese de, geçmişte tuhaf görünen pek çok fikir günümüzde gerçeğe daha yakın görünse de, gelecekte hayal kırıklığına uğramamak için bur tür fantezilerden uzak durmamalıyız. ABD’li ev hizmetleri sitesi Angie’s List ve içerik ajansı Neomam Studios bir araya gelerek bizden önce yaşayan insanların, atalarımızın gelecekteki evlerimiz hakkında sahip oldukları en eksantrik ve fütüristik fikirlerin 7’sini gerçekçi mimari tasarımlarla görselleştirdi. Görünüşe göre atalarımız gelecek için ciddi umutlar besliyordu. Gerçek anlamda başardıklarımıza nasıl tepki verirlerdi acaba? Asla inşa edilmemiş evlerin içine bizimle adım atın. Gelecek neler getirecek, kim bilir.
Yürüyen evler (1900ler)
Jean-Marc Côté’nin “Kırlarda Yuvarlanan Evi”, 19. yüzyılın başlarında çizildi ve 2000 yılında hayatın nasıl görüneceğinin hayalini bir sigara kartı koleksiyonuna yansıttı. Bu ütopyacı vizyon, bugün gerçekten görmekte olduğumuz mimari eğilimlerin oldukça sosyal ve mobil bir ev versiyonunu sunuyor.
Cam ev (1920ler)
Güneşin ultraviyole “sağlıklı ışınlarını” geçirebilecek şekilde düşünülen ve yeni bir özel cam türü kullanılarak tasarlanan Vitaglass evi, kasvetli günler düşünülerek eklenen cıva ark lambalarının da sayesinde yıl boyu güneş ışığı sunuyor. Tüm en iyi mimari yenilikler gibi, Vitaglass da ilk olarak şehir hayvanat bahçesinde bulunan maymun evinde test edildi. Popülerliği ile insanları dışarı çıkmaktan vaz geçirmesinden endişe edilen düz cam bile savaş yıllarında oldukça tartışmalıydı. Bu yüzden ne yazık ki, her ne kadar ilham verici ilanı muhteşem olsa da, Vitaglass ticari bir başarısızlıktı, bu yüzden UV ışınlarından beslenmek istiyorsanız sokağa çıkmanız gerekecek.
Yuvarlanan ev (1930lar)
Everyday Science and Mechanics’in Eylül 1934 tarihli sayısı, dev bir hamster topunda yaşama fikri ilk bakışta çekici gelmese bile, küre şeklindeki evlerin kısa sürede oldukça moda olacağını iddia etmişti. Bu inovasyonun hedeflediği yeni inşaa edilecek evlerin uzaktan yapımını ve teslimatını daha kolay hale getirmek olsa da küre şeklinde bir evin içinde seyahat etmek, çanak çömlek ve süslemelerinize değer veriyorsanız eğer, oldukça kötü bir fikirdi.
Hafif ev (1940lar)
Evi taşımanın çok daha medeni bir yolu, evi bir düzine güçlü adam tarafından taşınan bir tepsinin üzerinde taşımak. Görüntü tüyler ürpertici olabilir ve sadece örnekleme amaçlı olarak öne sürüldü, ancak cidden: evlerimiz neden tehlikeli derecede ağır olmak zorunda? 1942 yılının Ocak ayında “This Unfinished World”ün yazarları her gün daha da yaklaşan ve gerekli hale gelen bir vizyon sundular: depreme dayanıklı ve daha az kaynak gerektiren binalar inşaa edebilmek için yapımda süper hafif “aerojel” kullanmak. Günümüzde, dünyada kullanılabilir en hafif malzeme, 3D olarak basılabilme özelliğine sahip ve bilim adamlarının geleneksel inşaat tekniklerinin çevresel zararlarını hafifletmek için nasıl kullanılacağını bulmakta hala zorlandığı grafen aerojelidir.
Uzay evi (1950ler)
1953 yılının Aralık ayında Science Fiction Adventures dergisinin kapağında cam kubbeli bir ev yer aldı. Bu evin cam kubbesinden çok daha ilginç olan kısmı ise evin uzayda yer alacak olmasıydı. Tasarımda Porto Rikolu kapak sanatçısı Alex Schomburg’un serbestçe uçuşan kar küreleri hatchbackleri büyük bilinmeyene doğru fırlatabilmek için düşünülmüş çatı oluklarıyla tamamlanıyor. İlginçtir ki, Schomburg 1920’lerde bir cam vitrin atölyesinin sanatçısı ve şirket ortağıydı. Hazırladığı ev tasarımının özelliği ise mekanı uzay atmosferinden koruyan kubbesi ve evin dışında yer alan duvardan duvara pencereler olan iki katmanlı camdan yapılmış olmasıydı.
Kubbeli ev (1950ler)
Mechanix Illustrated’ın Haziran 1957 sayısının kapak hikayesi, “Güneş enerjisi ve mimarlık konusunda yapılan güncel araştırmalar 1989 yılına kadar tamamen çelik kalınlığında camdan yapılmış bir dış cepheye sahip evlerde yaşıyor olabileceğimizi gösteriyor” görüşünü ileri sürüyordu. Kubbe evin ortaya çıkmasına sebep olan ekopunk ütopyacılığı harekete geçirici faktör olarak sürdürülebilirliği baz alıyordu. Dönen kubbe, ev sahiplerinin güneş enerjisini verimli bir şekilde kullanmalarını sağlayacaktı. Kubbe evinin dışında yer alan örnekte görüldüğü gibi hidroponik (suda yetiştirilen) sebze tarlaları henüz 21. yüzyılın bahçelerinde bile bulunmuyor ancak genel olarak hidroponik endüstrisinin şu an ile 2023 yılı arasında üçe katlanarak 725 milyon dolar değerine ulaşacağı düşünülüyor.
Su altı evi (1960lar)
General Motors, 1964 yılında New York Dünya Fuarı ziyaretçilerinin aklını başından alacak Futurama II Köşkü’nü yarattı. Dünyanın geri kalanı gözünü yıldızlara dikmişken, General Motors henüz fethedilmemiş olan okyanuslarımıza döndü yüzünü. “Yeni bilgi ve becerilerimiz, sahip olduğumuz yeni güçler ve mobilite, bize yeni ve harika bir sualtı dünyası kazandırdı” dedi tur rehberi Ray Dashner ziyaretçilere. “Denizlerin sunduğu sınırsız hazineden gelen hediyelerin mucizesi bu, emlak broşürlerinizde yer almalı!”
Kaynak 1