2014 Yılından Hafızalara Kazınan 15 TV Olayı

İyisiyle, tatlısıyla ve maalesef çoklukla da acısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. Türkiye televizyonlarının hali malum; her ne olursa olsun neşesinden, rezilliğinden bir şey kaybetmiyor. Gerçi bizim rezillik dediğimize bazıları reyting diyor. Bu reyting öyle bir meret ki, kadın katillerini ekranlarda sevimlilik abidesi olarak da pazarlıyor, durduk yere kavga da çıkartıyor. Biz de yıl boyu formundan bir şey kaybetmeyen ülke televizyonlarına göz attık ve sizin için bu renkli (!) yılın televizyon olaylarını derledik. İyi seyirler…

1. Sneijder’in poposu Toroğlu’na dert olursa

http://www.youtube.com/watch?v=hX1moJcg9aw
O, kendi çapında bir fenomen. Her yaptığı her söylediği bir olay. Videoları internette binlerce tık alıyor, sözleri forumlarda tartışılıyor. Erman Toroğlu azalarak bitsin derken, her seferinde küllerinden yeniden doğmayı başarıyor. Televizyon ekranları, onun oyun evi adeta. Canı isterse cacık da yapıyor, küfür de ediyor.

Şimdilerde TRT’de Sergen Yalçın’la beraber Futbol Arenası adlı programda futbol yorumları yapıyor. Yaptığına biz ‘yorum’ diyelim siz ‘yorumsuz’ anlayın.

Yukarıdaki videoda Galatasaraylı futbolcu Sneijder’in gol sonrası sevinci Toroğlu’nun diline dolanıyor. Sneijder’in köşe bayrağı üzerinden atlamasını Toroğlu oldukça sakıncalı buluyor: “Ayağı kaydı, direğin üstüne oturdu, ne olur Allah muhafaza”. Futbolcunun iyiliğini düşündüğü için bunları söylediğini sanmamızla stüdyodakilerin “keh keh” gülüşleri birbirine karışıyor.

2. Yok böyle bir tarz: Nur Yerlitaş’tan muhteşem (!) performans

http://www.youtube.com/watch?v=mEws4Y3MGk4
ListeList’in de ailece takip ettiği bir program var karşımızda: Bu Tarz Benim. http://listelist.com/bu-tarz-benim/
İzlemelere doymuyor, bittiğinde üzüntülere gark oluyoruz. Kavga, kıskançlık, gözyaşı; bu programda ne ararsanız var.

Her bölümünde ayrı olayın yaşandığı ekranların bu güzide programının hangi anını listemize dâhil etsek, bilemedik. 20 Aralık’ta canlı yayınlanacağı duyurulan final gecesinin canlı olmadığının anlaşılmasını mı, Nur Yerlitaş’ın Ivana Sert’e “Ben saksı değilim” misali çıkışmasını mı, yoksa yarışmacıların ağlayarak stüdyoyu terk etmesini mi öne çıkarsak bilemedik.

Dedik ya, malzeme çok. Biz de Nur Yerlitaş’ın içindeki assolisti ortaya çıkardığı ‘açılış’ anlarından birinde karar kıldık. Fonda Metallica’dan “Nothing Else Matters”, ekranda Nur Yerlitaş. Şarkı boyunca Yerlitaş’ın kâh hüzünlere daldığı kâh sevgi pıtırcığına dönüştüğü ‘el performansı’ ile sizleri baş başa bırakıyoruz.

3. Kadın katilleri ekranlarda cirit atıyor

http://www.youtube.com/watch?v=7OSPSeWsgBE
Başlığımızı fazla iddialı mı buldunuz? O zaman size Seda Sayan’ın bir süre önce programına çıkardığı iki eş katili adamı hatırlatalım. Bu programcılık rezaletinin listemizdeki yerini aldığını belirterek konumuza dönelim.

Bir başka kadın katili daha ekranlarda boy gösteriyor, hatta tesadüfe bakın ki, adres yine bir evlilik programı. Esra Erol’un programına katılıp mutlu bir evliliğe adım attığını düşünen kadın, üç buçuk ay sonra programda tanışıp evlendiği adam tarafından öldürüldü. Programın rutininde kavga gürültünün eksik olmadığını, hakaretlerin havada uçuştuğunu, insanların birbirine girdiğini belirtelim. Reyting için her şeyin mubah olduğu bir ortamda kadın katillerinin bu tür programlara katılmak konusunda oldukça rahat oldukları da bir gerçek.

4. Seda Sayan suretinde bir reyting canavarı

Bir kadın katili daha elini kolunu sallayarak dolaştı, hatta ekranlardan kendine yeni eş aradı. Okuyana ve izleyene akıl tutulması yaşatan olaylar zincirini hatırlayalım.

Sefer Çalınak, bir evlilik programına katıldı ve burada iki eşini öldürdüğünü anlattı. Programın sunucusu kısa süreli şokun ardından Çalınak’ın stüdyoyu terk etmesini istedi. Ne olduysa her şey bundan sonra oldu. Sanki adam katil değil de bir pop starmışçasına ilgi gördü. Seda Sayan’ın programında kendine yer buldu. Öldürülen kadınlardan birinin oğlu programa telefonla bağlanıp reyting uğruna yapılanlara isyan etti. Ama Seda Sayan yaptığının doğruluğundan çok emindi.

Eminliğinin de teminatı, katıksız şuursuzluğu belki de. “Başka kadınlar ölmesin” diye Çalınak’ı programa çıkardığını söyleyen ve kendini savunan Sayan, program boyunca kullandığı ifadeler ve sorduğu sorularla herkesi çıldırttı. Seyircilere hitaben “Böyle güler yüzlü bir katil gördünüz mü?” diye sorması ya da “Peki, erkek karısını neden öldürür?” gibi cümleler kurması bardakları taşırdı. Gelen tepkiler nedeniyle programın sponsoru sponsorluktan çekildi, program yayından kaldırıldı.

5. Nagehan Alçı ile “rüzgâr nereden eserse”

Yıllardır yayınlanan Dört Bir Taraf programı, varoluşu itibarıyla bir olay zaten. Haber yapmayı bırakan haber kanallarının başucu programlarından biri. Kadrosunda Nazlı Ilıcak ile Nagehan Alçı var diyelim, gerisini siz anlayın.

Tahmin edeceğiniz gibi programda tartışma eksik olmuyor. Bir Nagehan Alçı atağa kalkıp şut çekiyor, bir Nazlı Ilıcak kaptığı topla rakip kaleye ilerliyor. Yıllar böyle geçip gidiyor. Yani öyle bir program ki, malum ses kayıtları konuşulurken Nagehan Alçı sinirlenip “Ben de bu programda vatan hainleri ile birlikte olmaktan çok büyük esef duyuyorum” çıkışı yapabiliyor. Ama vatan hainleri ile daha onlarca program yapmayı sorun etmeyebiliyor. Bizim de Nazlı Ilıcak ve Nagehan Alçı’yı “Durun, siz kardeşsiniz!” diye ayırasımız geliyor.

6. Hadi bakalım kimin duası daha kuvvetli!

http://www.youtube.com/watch?v=cb-nJELMFcc
Her dini bayramda televizyon ekranlarından eksik olmayan kişi. Yumuşak sesi, tonton yüzü ile televizyonda hadisler de okuyor, programına katılan kişilerin sorularını da cevaplıyor. Bu kadar dinle iç içe olan, yatıp kalkıp din diyen bir ülkenin profilini anlamak için de programları bulunmaz bir cevher. Hele de seyircilerden gelen sorular ve onlara verilen cevaplar, programın en güzel bölümü.

Bazı sorular karşısında Nihat Hatipoğlu bile ne diyeceğini şaşırabiliyor. Örneğin yukarıdaki videodaki genç kadın, sorduğu soru ile dua etmenin dilemmasını ortaya koyuyor. “Sevdiğime kavuşmak için dua ediyorum, sevdiğim de sevdiğine kavuşmak için dua ediyor. Kimin duası kabul olur?” Soru bu. Cevap da: “Kimin duası daha güçlüyse.”

Belki cevabı kişiye göre değiştirebiliriz. Zira Hatipoğlu yaptırdığı otelin kaçak olduğu iddialarını yalanlamış ama daha sonra otelin kaçak olarak inşa edildiği ortaya çıkmıştı. Belli ki Hatipoğlu’nun duası oldukça güçlü.

7. Bir sosyoloji deneyi: Ben Bilmem Eşim Bilir

http://www.youtube.com/watch?v=WLZrBgZCBhQ
Evli olanları boşanmaya sevk eden, olmayanları evlilikten soğutan bir program var listemizde şimdi; Ben Bilmem Eşim Bilir… Bir otomobil için insanların neler yapabileceğinin nadide örneklerinden biri. Hatta biz onun program olduğunu düşünmek istemiyoruz. Bizce o bir sosyoloji deneyi ve stüdyo da bu deneyin laboratuvarı.

İlker Ayrık da kendini oyuncu olarak lanse eden bir bilimadamı aslında. Aksi halde çiftler oyun kazanmak için mide fesadı geçirme riskine rağmen onlarca acı biber yemez, çiğ köfteleri ağızlarına tıkıştırmaz, kıskançlık krizleri geçirmez, birbirlerinin kalbini kırmaz diye düşünüyoruz. Eğer öyleyse, bunu İsviçreli bilim insanları açıklasın istiyoruz.

8. İlber Ortaylı’nın sunduğu yarışmada yanıt; İlber Ortaylı

Programı uzun süredir sunan Kenan Işık’ın yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle, programı her hafta başka bir ünlü sunmaya başladı. Bunlardan biri de İlber Ortaylı oldu.

‘Cahilliğe sıfır tolerans’ tanımasıyla ünlü Ortaylı’ya programda küçük bir sürpriz yapıldı. “Sosyal medyada aramıza ‘yeni cahiller katılmış’ gibi capslerle yer alan kişi kimdir?” sorusu ekrana yansıdığında Ortaylı gülümsedi. Yarışmacının bu soruya doğru yanıt verememe ihtimali, yarışmanın en heyecanlı yeriydi. Malum, Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında nice üniversiteliler, nice hayat okul mezunları ilk soruda elenmiş, cahiller kervanına katılmıştı. Neyse ki, bu sefer öyle olmadı.

9. Survivor’dan delikanlılık (!) dersi

http://www.youtube.com/watch?v=990Unm93ECk
Programın formatını baştan ne olarak düşünmüşlerdi bilemiyoruz ama şu anki görünüm birkaç ergenin bir adaya bırakılmasından ibaret. Her an her şeyin kavga sebebi olduğu “lanların lunların” havada uçuştuğu bu ortamda, yarışmacılar lise öğrencisi, Acun Ilıcalı da lise müdürü adeta. Bir de ‘ünlüler-ünsüzler’ ayrımı var ki, biz aradaki ayrımı hâlâ çözemedik.

10. Yeni bir dans icat edildi 2014’de!

http://www.youtube.com/watch?v=soSiXURIKTo
İnsan bazen Acun Ilıcalı’nın, programın adıyla ülkeye bir mesaj vermeye çalıştığını düşünmeden edemiyor. Özellikle de programa ‘yetenekli’ olduğu iddiasıyla katılanların performanslarını izleyince, bu düşüncemizden vazgeçemiyoruz. Bizi, “Yetenek neydi, yetenek emekti” gibi cümlelerle baş başa bırakan bu programdan, özgüven patlaması yaşayan bir arkadaşın performansını listemize dahil ettik.

11. 2014 dâhilerin (!) yılıydı. Size bir küple “Ütopya”

http://www.youtube.com/watch?v=Sl1QzGZOTDg
Ütopya kelimesi anlamı itibarıyla olumlu bir çağrışım yapıyor insanda; var olmayan, tasarlanmış ideal toplum şekli. Yani mevcut toplum şekli değil tarif edilen. Programın ilk çelişkisi de adı, bu yüzden.

Yayına girmeden önce Ütopya programını şöyle tarif etmiş Acun Ilıcalı: “Bana kalsa dünya şöyle olurdu, ben olsam dünyayı böyle yaşardım diyenler, hayallerini bu yarışmada gerçeğe dönüştürebilecek.” Evet, bazı şeyler hayaldi gerçek oldu. Mesela insanların kavgasız gürültüsüz yaşayamayacağını, hinlik düşünmeden bir iş yapamayacağını, başarı için her yolun mubah olduğunu bu programla bir kez daha görmüş olduk. Bunlar zaten herkesin bildiği gerçeklerdi. Neden adına ‘ütopya’ dendiğini pek anlayamadık.

Bir de yarışmacılardan birinin, kendilerini görmeye gelen insanlardan para alma fikri, modern insan hayvanat bahçelerini hatırlattı. Bakınız, ListeList geçtiğimiz günlerde bu konuya el atmıştı.

12. Adnan Oktar: “IŞİD’i sevgi durdurabilir.”

http://www.youtube.com/watch?v=Sz7om1pmljo
Başlığa aldığımız bu ulvi yorumun sahibi, kendi alanının pop starı Adnan Oktar. Videoyu izleyince kısa süreli bir beyin yanması kaçınılmaz. Çünkü ortam hayli saykodelik. Barbie bebeklere benzeyen onlarca kadın ve model ajanslarından fırlamış gibi gözüken onlarca erkek, Adnan Oktar’ın etrafına oturmuş. Adnan Oktar, ortamın kralı, halinden tavrından belli.

Pembe ve lila tonlarının hâkim olduğu dekorasyon da ortama ayrı bir hava katmış. Altın varaklı koltukta da oturan var, yerde de… Herkes pür dikkat, Adnan Oktar’a odaklanmış. Oktar’ın karşısında da lila renkli ceketi ve pembe mendiliyle dekorasyona tam uyumlu bir arkadaş var. Arkadaş hayli ciddi aslında; IŞİD ile ilgili bilgi veriyor, Adnan Oktar’ın engin bilgileriyle bu yaşananları yorumlamasını bekliyor. Adnan Oktar da belli ki, sevgiyle yatıp kalkıyor. IŞİD’i durduracak gücün sevgi olduğunu söylüyor.

13. Zehir hafiye Müge Anlı’dan sadece bir örnek

http://www.youtube.com/watch?v=vY9bq8GFV_k
Müge Anlı programıyla suçluları yakalıyor, cinayet vakalarını çözüyor, kayıp insanları buluyor. Anlı, bir program sunucusu değil başkomiser adeta. Müge Anlı’nın başkomiserlik yaptığı bir ülkede polis olsa olsa başka işler yapıyordur. Yukarıdaki linkteki kadının adalet çığlığı, ülkedeki milyonlarca insanın bir yansıması sadece.

14. “Rasim, ağzından çıkanı kulağın duysun!”

http://www.youtube.com/watch?v=VSFbgIOhrVo
Televizyon dünyasına gazeteci kontenjanından adım attı, futbol yorumcusu olarak çıktı. Futbol konuşmak için belgeye ihtiyaç kalmayınca da Rasim Ozan Kütahyalı (ROK), kendini Beyaz TV’de buldu. Programda kimler var diye saymayalım, hem bize hem size eziyet. Ama ROK programın yorumcusu, Ertem Şener de sunucusu diyelim.

Konuşmasıyla desibel rekoru kırdığı günlerden bir gün ROK, programda Ertem Şener’e bir konuyla ilgili “Korkuyor musun?” diye laf atar. Eski Başbakan Erdoğan ile televizyonda yaptığı dobra söyleşileri ile ünlü Şener’den de efsane cevap gelir: “Kimden korkacağım ya, sen beni kimle karıştırdın!”

15. “Ee çakarız canım, elektrikten bol ne var!”

Biri bitti derken, başka bir kanalda yine karşımıza çıkıyor evlendirme programları. Ne evlenmek isteyen bitiyor ne de izleyeni. Programda konuşulan konular da yıllardır değişmiyor: Ev, iş, sigorta, para, yaş…

Bu programa katılan amca kendine bir eş arıyor. Yanında da talibi olan kadın oturuyor. Amca başlıyor kriterlerini sıralamaya: “Çocuğu olmasın, pek de kilolu olmasın…” Yanındaki kadının kilolu olup olmadığını bir süre tartıştıktan sonra kadından elektrik alamadığını söylüyor amcamız. Kadın da yapıştırıyor cevabı: “Ee çakarız canım, elektrikten bol ne var!”