Güneş inatla kendini hissettirmeye çalışıp, ‘ben hala burdayım’ dese de, Sonbahar yavaştan Yaz’ı kovalamaya başladı bile. Sonbaharın ağırlığından olacak, İstanbul ajandası da sanki köşesine çekilmiş, biraz ağırdan alıyor gibi. Ağırdan alıyor dediysek, ne müzikten ne de filmden geri kalınmayacak tabii. Avustralya’dan Norveç’e, nice isimler ağırlıyoruz yine, şehirce.
1. Müzik – Sascha Braemer / 18 Eylül
Cue İstiklal / saat 22.00
Depeche Mode ve Modern Talking dinleyerek geçirdiği çocukluk ve çeşitli kariyer denemelerinin ardından müziksiz yapamayacağını anlayan Berlinli müzik yapımcısı Sascha Braemer, listelerde tekno’nun itibarını yükseltenlerden. Bilhassa ‘Caje’ ve ‘People’ gibi parçalarla kayda değer ataklar yapmış durumda. Turneler, uçak yolculukları ve uykusuz geçen yoğun geceler arasında bir de ‘No Home’ isimli bir solo albümü var kendisinin. Braemer, Cuma gecesi Cue İstiklal’de yeni sezonu açmak üzere şehrimizde.
2. Dans Tiyatrosu – Bangarra / 18 Eylül
Zorlu PSM / saat 20.30
Avustralya’nın önemli çağdaş dans topluluklarından Bangarra, ‘Australia in Turkey 2015’ kapsamında şehrimizi ziyaret ediyor. On altı dansçısı ile birlikte, geleneksel Aborijin figürlerini modern yorumlarla harmanlayan Bangarra, ‘Spirit’ isimli gösterisi boyunca Avustralya’nın zengin kültür ve tarihi birikimine selam duruyor.
‘Australia in Turkey 2015’ kapsamında gerçekleşecek etkinlik ücretsiz gerçekleştirilecek ve fakat katılım için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Detaylar için şuraya.
3. Sergi – Avrupa Miras Günleri / 19 Eylül
Fransa Sarayı / saat (11.00 – 17.00)
Dünyada 50’den fazla ülkede kutlanan Ulusal Miras Güneri kapsamında, Beyoğlu’nun ulusal mirasının bir parçası olarak kabul edilen Fransa Sarayı’nı gezebileceğiz. Bu senenin Miras Günleri teması, Kasım’da Paris’te düzenlenecek İklim Konferansı’na bir gönderme olarak, ‘Yeşil Saray’ olarak belirlendi.
Etkinlik dahilinde fotoğraf sanatçısı Yann Arthus Bertrand’ın ‘İklim Değişikliğine Karı 60 Çözüm’ sergisi de ziyarete açılacak. Saray’ı gezmek istiyorsanız şuradan kayıt yaptırmayı ve de giderken yanınıza kimliğinizi almayı unutmayınız, efendim.
4. Müzik – Seekae / 19 Eylül
Babylon Bomonti / saat 22.30
İsimlerini 90’ların video oyun serilerinden Commander Keen’in baş harflerinden ilhamla alan Seekae, Avustralya müzik ortamının son yıllarda dünyaya bahşettiği en leziz sunumlardan. Üçlünün melankolik ve minimal dokunuşlarla elegantlaştırdıkları müzikleri, piyasadaki birçok elektronik müzik grubunu gölgede bırakıyor. Öyle ki, yer yer New Order’ın genç zamanlarıyla, yer yer de James Blake’in post-dubstep denemeleri ile karşılaştırılıyorlar. Öneriyoruz.
5. Müzik – Dubfire / 19 Eylül
indigo / saat 23.30
Grammy ödüllü house ikilisi Deep Dish’in yarısı, SCI+TEC plak şirketinin kurucusu, minimal techno’nun takıntılı yenilikçisi Dubfire, namı diğer Ali Shirazinia Cumartesi gecesi İstanbul’da olacak. Punk’tan new wave’a, endüstriyel rock’tan jazz’a aşırı çeşitli bir seleksiyondan esinlenerek kendini bulan Dubfire’ın ritimleri, pek çok prodüktörün kalıplarına büyük gelecek olgunlukta tınlıyor.
6. Müzik – Leprous / 20 Eylül
garajistanbul / saat 20.00
Sırrı hala tam olarak çözülememiş olmakla birlikte, İskandinavya, metal müzik üretkenliğinde bayrağı kimselere kaptırmamaya devam ediyor. Vaktiyle Emperor’un vokali Ihsahn’a canlı performanslarında eşlik etmek üzere kurulmuş olan Leprous da yıllar içinde değişen kadroları ile yaklaşık 15 yıldır progressive metal’den şaşmayanlardan. Norveçli grup, yeni albümleri The Congregation’un turnesi kapsamında Pazar akşamı İstanbul’da.
7. Festival – 4. Uluslararası Klarnet Festivali / 20 Eylül’e kadar
İlki 2012 yılında Edirne’de gerçekleşen Klarnet Festivali, son üç senedir klarnetin huzur veren sesi ile birlikte İstanbul’a nefes aldırmaya devam ediyor. Barcelona Gipsy Klezmer Orchestra, New York Gypsy All Stars ve Ivo Papazov gibi birçok evrensel isim, nefesli çalgıların ecdadını konuşturmak üzere, İstanbul’da toplanıyor. Detaylı bilgi için şuraya.
8. Sinema – Sicario / 18 Eylül
Elini neye sürse özelleştiren, derinleştiren yönetmenlerden Denis Villeneuve, yeni filmi ile yine bizleri hayal kırıklığına uğratmayacakmış gibi görünüyor. Kendisine Polytechnique ile aşık olmuş, Incendies ile bağlanmış, Enemy ile de ‘Budur!’ demiştik.
ABD ve Meksika sınırında bir yerlerde, amansız çetrefillerle yuvalanmış uyuşturucu kartellerine karşı savaş açan idealist bir FBI ajanının hikayesini anlatan film, dillere destan görsellerine ek olarak tatmin edici bir gerilim ve aksiyon da vaat ediyor. Cannes’da Altın Palmiye için yarışan filmin oyuncu kadrosunda Emily Blunt, Josh Brolin ve Benicio Del Toro gibi leziz isimler var.
9. Sergi – Basim Magdy: Unutmayı Reddedenler / 17 Ekim’e kadar
artSümer
Deutsche Bank tarafından 2016 yılı için ‘Yılın Sanatçısı’ seçilen Mısırlı sanatçı Basim Magdy’nin ‘Unutmayı Reddedenler’ sergisi, kaçırmamak adına altını fosforlu kalemle çizdiğimiz etkinliklerden. Gözlemlediği gerçekler üzerine sürreal hikayelemeler kurgulayan Magdy; film, fotoğraf, slayt ve enstalasyonlarla içindekileri görselleştiriyor. İşlerinin merkezine ‘görmek’, ‘hatırlamak’ ve ‘arşivlemek’ nosyonlarını alıyor. ‘Unutumayı Reddedenler’de, Magdy’nin bir kısa filminin yanı sıra, slaytları ve fotoğrafları da sergilenecek. Haberiniz olsun.