Yıl sonu, yılbaşı, yeni yıl derken son haftalarda parçalı bulutlu seyredip, yer yer durulan İstanbul ajandası bu hafta itibarı ile aşırı sallantılı, tam-gaz hareketli, yoğun rutinine geri dönmüş görünüyor. Konserlerden konser seçerken zorlanacak, yoğun program içerisinde neyi kaçıracağımıza karar vermeye çalışırken duygusal anlar yaşayacağız. Kısa ve acısız olsun sancılı etkinlik planlama süreçlerimiz, umalım. Haydi, başlayalım.
1. Konser – Ayyuka / 16 Ocak
Peyote / saat 23.45
Kendilerini sahnede görmekten her daim haz aldığımız müstesna topluluklardan Ayyuka ile başlıyoruz haftaya. Eskişehir dolaylarında başlayan yolculukları yayınladıkları leziz albümlerle devam eden Ayyuka, ülkemizin rüştünü erken ispatlayan gruplarından.
Sağolsunlar hiç hayal kırıklığına uğratmadılar sadık takipçilerini. ‘Kiracı Odaları’nı hala ağzımız sulanarak dinlemekteyiz. Kendilerini sevenler, özleyenler, hiç dinlememiş ya da hiç canlı görmemiş olanlar… Ayyuka, Cuma gecesi Peyote sahnesini taçlandırıyorlar yine. Akıllarda olsun.
2. Festival – My French Film Festival / 16 Ocak – 16 Şubat
Geçtiğimiz yıl 4 milyonun üzerinde izleyiciye ulaşan online film festivali ‘My French Film Festival’, Cuma günü başlıyor. 10 uzun, 10 kısa ve 3 de yarışma dışı film olmak üzere toplam 23 filmin gösterileceği festivalin jüri başkanı, Michel Gondry.
‘İyi ki internet var’ dedirten festival, yine bize parmağımızın ucundan dünyanın filmine ulaşabilmenin ‘dayanılabilir’ hafifliğini yaşatacak. Üstelik ücretsiz. Detaylı bilgi ve program için şuraya bir göz atmakta fayda var.
3. Müzik – Gigology Presents: Compuphonic & Chasing Kurt / 16 Ocak
indigo / saat 23.30
Müzik hayatına akademide çello çalarak başlayan Maxime Firket namı diğer Compuphonic, önceleri bir rock grubunda olmayı hayal etmiş olsa da Depeche Mode, Kraftwerk gibi grupların etkisi ve Detroit teknonun büyülü ambiyansı ile kendini ‘desk’lerin arkasında bulan genç yeteneklerden.
Özgün ‘sound’u, ‘mix’leri ve denemeleriyle Avrupa tekno çevrelerinde hızla kendi kitlesini yaratan Belçikalı yapımcı, Cuma gecesi İstanbul’da. Almanya’nın gelecek vaat eden deephouse projelerinden Chasing Kurt da gecenin hareket ettirecek diğer ismi olacak.
4. Atölye – Sinemada Görme Biçimleri / 16 Ocak
Akbank Sanat Beyoğlu / saat 19.00
Akbank Sanat ‘Sinemada Görme Biçimleri’ isimli yeni bir atölye serisine başlıyor. Yalçın Savuran moderatörlüğünde gerçekleşecek atölye kapsamında, farklı yönetmenlerin farklı filmlerinden alıntılanan sahneler üzerinden görüntü okumaları yapılacak. Anlayabilmenin kolay ama açıklayabilmenin zor olduğu ‘sinema diline’ ilgi duyanlar için ajandamıza not düşüyoruz.
5. Konser – Kreidler / 17 Ocak
Peyote / saat 22.00
Ta 1994 yılında Düsseldorf’ta kurulan Kreidler, ‘krautrock’un önemli temsilcilerinden olarak görülüyor. Dile kolay, yirmi küsür yılda yayınlanan 12 albüm var ortada. Albüm yayınlamakla da kalmıyorlar. Çeşitliyorlar! Misal, ‘Eve Future’ albümleri için kısa filmler hazırlayıp, canlı performanslarına katık etmişlikleri hala gıpta ile anlatılır belli başlı çevrelerde.
Üstüne bir de deneysellikte birbiri ile yarışan, leziz yan projelerle üretmeye devam ediyorlar. Çalışıyor adamlar. Kendilerini şehrimizin sevdiğimiz sahnelerinden birinde izleme fikri ile heyecanlanıyor, meraklılarına bu güzel haberi iletmeden geçmiyoruz.
Bu arada, Kreidler’in kurucularından Detlef Weinrich’in solo projesi Tolouse Low Trax da, aynı etkinlikte boy gösterecek. Müzik. Daha çok müzik!..
6. Konser – Arif Sağ / 17 Ocak
Salon İKSV / saat 21.30
Bir bağlama virtüözü, o. Öyle bir çalıyor ki bağlamayı. Çalmıyor, ağlatıyor. Üstad Jimi Hendrix’in gitara yaptıklarını, O arttırarak bağlamaya yapıyor. Bağlama eline geçmeye görsün. Kendinden geçiyor. Geçirtiyor.
Halk müziğinden kallavi bir arşiv ile, Arif Sağ bu Cumartesi gecesi İstanbullulara çalıp, söylüyor. Hem de kendisinin ismini görmeye pek alışık olmadığımız, Beyoğlu’nun alternatif sahnesinde. Duymayan kalmasın.
7. Tiyatro – Yazar / 17, 21 Ocak
Talimhane Tiyatrosu / saat 20.30
Tiyatroyu sanatın algısal bir formu olarak yorumlayan ve bu bağlamda güçlü bir uyarıcı misali seyircinin kafasının içine odaklanan Tim Crouch, Britanya deneysel tiyatrosunun en tartışmalı isimlerinden biri. Crouch’un önemli oyunlarından biri de, sıradışı bir tiyatro yazarını konu edindiği, ‘Yazar’ (The Author).
Yüksek oranda şiddet ve manipulasyon içeren oyun bazı temsillerde seyircilere salonu terk ettirecek kadar rahatsız edici etkiler bıraktı. Bazı temsillerde de, ‘gerçeklik’ etkisinin perçinlenmesi adına tamamen kurgusal bir şekilde, seyirciler arasına yerleştirilmiş oyuncuların da salonu terk ettiklerini eklemiş olalım.
Gelelim güzel habere. Oyun Seda İlter’in yönetmenliğinde, Talimhane Tiyatrosu’nda sahneleniyor. Önümüzde uzanan cam ekranlar karşısında konforla izleyebildiğimiz ‘olmadık’ olaylar, tam önümüzde cereyan ettiğinde nasıl tepkiler verebiliyormuşuz? İzleyecek ve göreceğiz.
8. Sergi – Artists’ Film International / 20 Ocak – 12 Mart
İstanbul Modern
Londra’nın en eski kamusal galerilerinden Whitechapel Gallery öncülüğünde başlatılan “Artists’ Film International”, dünyanın farklı coğrafyalarından sanatçıların video-art çalışmalarına odaklanıyor. Uluslararası 18 kurumun katkılarıyla 2008 yılından beri devam eden etkinlikler, genellikle bıçak sırtı konulara acımasızca ‘vur-kaç’ yapan sanatçıları konuk ediyor.
16 ülkeden katılımcıların yer alacağı sergi kapsamında, video yerleştirmeler haricinde sanatçı filmlerini konu alan söyleşi ve sunumlara da yer verilecek. Ayrıntılı bilgi için: buraya.
9. Konser – Low / 21, 22 Ocak
Salon İKSV / saat 21.30
Haftanın değil muhtemelen ayın, belki de senenin en önemli etkinliklerinden biri var sırada. Kalbimiz bir ayrı atar söz konusu Low olduğunda. ‘Minnesota’dan çıkan en iyi şey’ diye yer ettiler akıllarda. Canımız ciğerimiz, katmerli sevdiceklerimiz Low, bu hafta İstanbul’da.
Kendileri bu durumdan pek haz etmese de, dünya alemin ‘slowcore’ diye etiketleyiverdiği acayip şairler, morfinsi vokaller, onlar. Müzik kisvesi altında aklıselimi zapteden ‘minimal’ büyücüler… Paylaştıkça artan, paylaşmadıkça daha da artan müzikal lezzetler… Çarşamba ve Perşembe akşamı, ‘yavaş yavaş’ kanımıza karışmaya geliyorlar. Güçlü kalamıyoruz.
10. Konser – Baturay Yarkın Trio / 21 Ocak
Living Room / saat 22.00
‘All of Jazz’ projesinde bir araya gelen Baturay Yarkın, Enver Muhamedi ve Necmi Taşkıran çok katmanlı bir repertuar ile Kadıköy’de doyumluk bir caz gecesine teşrif ediyorlar. Türk müziğinden ‘swing’e farklı tarzların caz yorumlamalarının yapılacağı gecede, Baturay Yarkın’ın kendi besteleri de icra edilecek.
Kendisinin bizi gururlandıran, koltuklarımızı kabartan değerli bir piyanist olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Hani ‘ben duymadım, bilmiyordum’, olmasın sonra.
11. Konser – Kovacs / 22 Ocak
garajistanbul / saat 22.00
2014’te yayınlanan ‘My Love’ EP’si ile Avrupa civarlarında olduğu kadar ülkemizde de alaka ile karşılanan ve kucaklanan Hollanda çıkışlı Kovacs, Perşembe akşamı İstanbul sahnesine çıkıyor. Caz ve soul tınılı ‘sallanan koltuk’ tadındaki leziz şarkılara yön veren etkileyici vokal, şimdiden ‘yeni Amy Winehouse mu acaba?’ dedirtti kimi çevrelere.
Hatta daha ileri giderek ‘Edith Piaf? Etta James?’ isimleriyle benzeştirenler bile oldu. O kadar iddialı yani Sharon Kovacs kızımız. Biz onu bunu bilmeyiz tabii ama kendisini dinledikçe içimizi şöyle derin bir huzurla dolduran 60’lar hissiyatının varlığını da inkar edemeyeceğiz.
12. Müzik – Modeselektor (DJ Set) / 22 Ocak
Roxy / saat 21.00
Yaklaşık 20 yıldır, hiçbir surette etiket ve janrlara takılmadan, elektronik müzikte Berlin’in namına yakışarak hatta şanına şan katarak üretmeye devam eden müthiş ikili. Gernot Bronsert ve Sebastian Szary. Şehrimizde daha evvel de dinleyicilerine birkaç parmak bal çalmış olan ve tadları damaklarda kalan bu aşırı eğlenceli müzik şahsiyetleri, Perşembe gecesi DJ setleriyle aramıza geri dönüyor. Seviyoruz kendilerini. Hep gelsinler.
Kendilerinin Thom Yorke’un da en sevdiği gruplardan olduklarını belirtelim. Keşke, O da gelse!
13. Söyleşi – Eriyen Adalet: Hrant Dink // İzlek 2015: Yüzleşme / 22 Ocak
karga
Sekiz sene oldu, Hrant Dink’e atılan kurşun 19 Ocak gününü ajandalarda siyaha boyayalı. Her sene daha bir kararıyor bugün, alabora olan adalet sisteminin çırpınmaya mecali kalmayan biçareliğiyle. Parçaları birbirine karışan onlarca yapbozun ortasında asılı kalmış bir cinayet, odadaki fil gibi duruyor memleketin orta yerinde.
Tüm bu eylemsizlik ve demagojinin ortasında, inatla ve sabırla süreçleri takip eden insanlar hala var da biraz umut saklayabiliyoruz içimizde. Karga’nın ‘Yüzleşme’ temalı izleki, bu hafta, davanın detaylarını soru ve cevaplarla paylaşmak üzere Ümit Kıvanç’ı konuk ediyor. Haberiniz olsun.
14. Sergi – Dalgalar / Son gün 28 Şubat
BLOK art space
‘Dalgalar’, bilim ve sanat kesişmelerinden yola çıkarak çeşitli dalga formlarının gündelik hayatımızı nasıl etkilediğine, dalga etkileşimlerinin toplumsal dönüşümün ne derece parçası olduğuna odaklanıyor.
Ses dalgaları, ışık dalgaları, beyin dalgaları, finansal dalgalanmalar, depremler, hortumlar, direniş dalgaları, gündelik gelgitlerimiz gibi geniş açılı göndermeler içeren sergi kapsamında birçok konuşma ve performans da gerçekleştirilecek. Detaylı bilgi için buyurunuz.