Hafta sonunuza renk katacak; birbirinden etkileyici filmleri sizler için bir araya getirdiğimiz haftanın film önerileri yazımızla tekrar karşınızdayız. Pek çoğumuz gündelik hayatın yoğunluğundan ve bunun getirisi olan pek çok şeyden ötürü hâlâ boş bir vakte sahip olmanın özlemiyle, rahat bir koltuğa yaslanıp güzel vakit geçirme isteği taşıyoruz.
Peki, hepimizin öyle ya da böyle biraz daha boş zaman bulabildiği hafta sonlarımızı sizler için hazırladığımız birbirinden güzel filmlerden birisiyle taçlandırmaya ne dersiniz? Haftanın film önerileri yazımız tam da bunun için sizlerle…
İster kahkahalarla dolup gülmek ister tüylerinizi diken diken edecek filmlerle gerilmek istiyor olun. Bu haftanın film önerileri listesinde sizin için de bir şeyler olabileceğini düşünüyoruz. Bu 8 filmi ve kısa tanıtımlarını incelemek için yapmanız gereken tek şey sayfada ilerlemek.
Domino, 2005 yılında Tony Scott tarafından yönetilen aksiyon ve suç türündeki bir filmdir. Filmin başrollerinde Keira Knightley, Mickey Rourke, Edgar Ramirez ve Christopher Walken gibi ünlü oyuncular yer almaktadır. Film, Domino Harvey’in gerçek hayat hikâyesinden esinlenmiştir. Domino, 50 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş ve gişede yaklaşık olarak 67 milyon dolar hasılat elde etmiştir. Ayrıca film, Empire Ödülleri’nde En İyi Yeni Yıldız dalında aday gösterilmiştir.
Filmin konusu, Domino Harvey’in hayatına dayanmaktadır. Domino Harvey (Keira Knightley), zorlu bir çocukluk geçirdikten sonra özel dedektif olarak çalışmaya başlar ve bir süre sonra bir avcıya dönüşür. Bir televizyon yapımcısının ekibine katılan Domino, bir soygun olayını araştırmaya başlar. Ancak, olaylar karmaşıklaşır ve Domino, suç dünyasının tehlikeli yollarında yolculuk ederken, gerçeklerin peşine düşer. Film, Domino’nun macera dolu serüvenini, aksiyon dolu sahneler, entrikalar ve karakterlerin karmaşıklığı eşliğinde anlatmaktadır.
2. The Other Side of the Wind (2018) – IMDB: 6.7
“The Other Side of the Wind”, 2018 yılında Orson Welles tarafından yönetilen drama ve komedi türündeki bir filmdir. Film, Orson Welles’in son tamamlanmamış filmi olarak bilinmektedir. Başrollerinde John Huston, Peter Bogdanovich, Oja Kodar, Robert Random ve Susan Strasberg gibi oyuncular yer almaktadır. Film, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler almış ve bazı ödüller kazanmıştır. Özellikle, Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan’a aday gösterilmiştir.
Filmin merkezinde, Hollywood yönetmeni Jake Hannaford’ın 70. doğum günü partisi vardır. Parti, çeşitli ünlü isimlerin katıldığı bir etkinlik olarak düzenlenmiştir. Film, Hannaford’ın partideki maceralarını, etrafındaki insanlarla olan ilişkilerini ve film endüstrisindeki karmaşıklıkları ele almaktadır. Hannaford’ın yeni film projesi “The Other Side of the Wind” ise parti boyunca gösterime giren kesitler halinde anlatılmaktadır. Film, zaman içinde geçişler yaparak, Hollywood’daki film endüstrisine, yönetmenlik kariyerine ve yaşlanan bir sinemacının iç dünyasına dair bir portre çizmektedir.
3. Dark Water – Karanlık Su (2002) – IMDB: 6.7
“Dark Water”, usta yönetmen Hideo Nakata’nın yönetmenliğini üstlendiği 2002 yapımı bir korku ve gerilim filmidir. Başrollerinde Hitomi Kuroki, Rio Kanno, Mirei Oguchi ve Asami Mizukawa gibi oyuncular yer almaktadır. Film, 30 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş ve gişede başarılı bir performans sergileyerek dünya genelinde 100 milyon doların üzerinde bir hasılat elde etmiştir. “Dark Water”, Japonya’da Japonya Akademi Ödülleri’nde 4 ödüle aday gösterilmiş ve En İyi Görüntü Yönetmeni dalında Nakata’ya ödül kazandırmıştır.
Filmin konusu, bir boşanma süreci yaşayan Yoshimi Matsubara ve küçük kızı Ikuko’nun başından geçen olayları anlatmaktadır. Yoshimi ve Ikuko, kiraladıkları eski bir apartmanda yaşamaya başlar. Ancak kısa süre sonra, apartmanda tuhaf ve ürkütücü olaylar meydana gelir. Bu esnada Yoshimi’nin çocukluk dönemine dair gizemli anılar ortaya çıkar. Yoshimi, kızının güvende olmasını sağlamak için kendi içindeki karanlık sırlarla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Gerilimin dozu arttıkça Yoshimi’nin zorlu bir seçimle karşı karşıya olduğu anlaşılacaktır.
“Dark Water”, J-horror olarak bilinen Japon korku filmlerinin önemli bir örneğidir. Hideo Nakata’nın yönetmenlik becerisi, filmde etkileyici bir atmosfer yaratmaktadır. Filmin sürükleyici olay örgüsü, seyirciyi merak içinde tutmaktadır.
4. Set It Off (1996) – IMDB: 6.9
“Set It Off”, 1996 yılında yönetmenliğini F. Gary Gray’in üstlendiği aksiyon ve suç türündeki Amerikan filmidir. Filmin başrollerinde Jada Pinkett, Queen Latifah, Vivica A. Fox ve Kimberly Elise gibi oyuncular yer almaktadır. Film, 9 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş ve gişede 41 milyon doların üzerinde bir hasılat elde etmiştir. “Set It Off”, NAACP Image Ödülleri’nde 2 ödüle aday gösterilmiş ve Queen Latifah, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında bu ödülü kazanmıştır.
Filmin konusu, dört kadın arkadaşın (Stony, Cleo, Frankie ve Tisean) zorlu ekonomik koşullar ve sosyal adaletsizlik nedeniyle, kendi başlarına bir soygun çetesi kurmalarını anlatmaktadır. Her biri kendi nedenleriyle bu yola başvuran dört kadın, başlangıçta küçük çaplı soygunlar yaparlar. Ancak zamanla, soygunlar büyüdükçe ve tehlikeler arttıkça, kadınların hem polis hem de suç dünyası ile başa çıkmaları gereken zorlu bir mücadele başlar. Hırslarının peşinden gitmek için karşılaştıkları güçlüklerle yüzleşen kadınlar, hem kendilerine hem de birbirlerine olan güvenlerini sorgulamak zorunda kalırlar.
“Set It Off”, sürükleyici bir aksiyon ve suç hikayesi sunarken, kadın dostluğu, ekonomik adaletsizlik ve toplumsal sorunlar gibi temalara da değinir. Film, güçlü kadın karakterlerin öne çıktığı, duygusal ve çarpıcı bir hikayeyi başarıyla anlatmaktadır.
5. The Shape of Water – Suyun Sesi (2017) – IMDB: 7.3
“The Shape of Water”, 2017 yılında yönetmenliğini Guillermo del Toro’nun üstlendiği bir fantastik drama ve romantik filmidir. Filmin başrollerinde Sally Hawkins, Michael Shannon, Octavia Spencer ve Richard Jenkins gibi başarılı oyuncular yer almaktadır. Film, 19.5 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş ve gişede bütçesini 10’a katlayarak birçok prestijli ödüle layık görülmüştür. “The Shape of Water”, 90. Akademi Ödülleri’nde toplamda 13 dalda aday gösterilmiş ve 4 dalda Oscar ödülü kazanmıştır, bunlar arasında En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülleri de bulunmaktadır.
Filmin konusu, 1960’lı yıllarda Soğuk Savaş dönemi Amerika’sında, Elisa adlı sessiz bir temizlikçi kadının hikayesini anlatmaktadır. Elisa, yüksek güvenlikli bir laboratuvarda temizlik yaparken, sıra dışı bir deneyin konusu olan su yaratığıyla duygusal bir bağ kurar. Elisa, yaratıkla iletişim kurmanın yollarını keşfeder. Ancak laboratuvarın yönetimi ve hükümetin ajansları, yaratığı kontrol altına almak ve kullanmak istemektedir. Elisa, yaratığı kurtarmak için arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar ve bunun sonucunda sıra dışı olaylar gelişir.
6. American Splendor – Görkemli Hayatım (2003) – IMDB: 7.4
“American Splendor”, 2003 yılında yönetmenliğini Shari Springer Berman ve Robert Pulcini’nin üstlendiği biyografi, komedi ve drama türündeki bağımsız bir filmdir. Filmin başrollerinde Paul Giamatti, Hope Davis, Judah Friedlander ve James Urbaniak gibi isimler yer almaktadır. Film, 2 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş ve gişede sınırlı bir başarı elde etmiştir. Ancak eleştirmenlerden olumlu yorumlar almış ve birçok ödüle layık görülmüştür. “American Splendor”, 2003 Sundance Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü kazanmış ve aynı yılın Gotham Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo gibi kategorilerde aday gösterilmiştir.
Filmin konusu, Harvey Pekar adlı gerçek bir kişinin hayat hikayesini anlatmaktadır. Harvey, sıradan bir ofis çalışanıdır ve hayattan genellikle memnuniyetsizdir. Bir gün, çizgi roman dünyasında ünlü olan Robert Crumb ile tanışır ve kendi hayat hikayesini çizgi roman formunda anlatmaya karar verir. Harvey’nin çizgi romanları, Amerikan pop kültüründen, günlük hayattan ve kendi deneyimlerinden esinlenen bir tarza sahiptir. Harvey’nin çizgi romanları, çeşitli konuları ve toplumsal meseleleri ele alarak ona bir hayran kitlesi kazandırır ve kariyerinde bir dönüm noktası olur. Ancak Harvey’nin özel hayatı, sağlık sorunları ve duygusal zorlukları da filmde anlatılmaktadır.
Gerçek hayat ile çizgi roman dünyasını harmanlayan film, karmaşık bir anti-kahramanın hayatına, yaratıcılığına ve toplumsal dışlanmışlığa karşı mücadelesine odaklanmaktadır.
7. The Gleaners and I – Toplayıcılar (2000) – IMDB: 7.7
“The Gleaners and I”, yönetmenliğini Agnès Varda’nın üstlendiği 2000 yapımı bir belgesel filmdir. Belgesel ve deneysel türlerini bir araya getirerek farklı bir sinematik deneyim sunan bu filmde oyuncu kadrosu yer almamaktadır, çünkü gerçek hayattan insanların ve mekanların doğal halleri belgesel tarzında aktarılmaktadır. “The Gleaners and I”, dünya genelinde büyük beğeni toplamış ve birçok ödül kazanmıştır. Film, Venedik Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü ve Fransız César Ödülleri’nde En İyi Belgesel Film ödülünü kazanmıştır.
Filmin konusu, Varda’nın kamerasının merkezine kendini ve geleneksel toplumdan dışlanmış bireyleri yerleştirdiği bir belgesel deneyimdir. Film, “gleaner” olarak adlandırılan ve tarlalarda, pazarlarda veya diğer yerlerde atılan yiyeceklerle geçimini sağlayan kişilerin hikayesini anlatır. Varda, kendi çevresindeki gleanerları ve onların yaşamlarını yakından izlerken, aynı zamanda geleneksel toplumun atık ve israf kavramlarına da eleştirel bir bakış sunar. Film, güzellik, yoksulluk, sanat, doğa ve insan ilişkisi gibi temalara da değinirken, Agnès Varda’nın kişisel perspektifi ve deneysel sinematografisi ile belgesel türü içerisinde özgün bir deneyim sunar.
8. Talk to Her – Konuş Onunla (2002) – IMDB: 7.9
Haftanın film önerileri listemizin son filmi olan “Talk to Her”, 2002 yılında İspanyol yönetmen Pedro Almodóvar tarafından yazılan ve yönetilen bir drama filmidir. Film, dram ve romantik komedi türlerini harmanlayarak özgün bir sinematik deneyim sunar. Filmde, Javier Cámara, Darío Grandinetti, Leonor Watling, ve Rosario Flores gibi başarılı oyuncular yer almaktadır. “Talk to Her”, uluslararası alanda büyük başarı elde etmiş ve birçok ödül kazanmıştır. Film, En İyi Senaryo ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere pek çok dalda İspanya’nın en prestijli sinema ödülü olan Goya Ödülü’nü kazanmıştır. Ayrıca, film 2003 yılında En İyi Orjinal Senaryo dalında Oscar Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Filmin konusu, iki erkeğin karmaşık ilişkilerini ve aşklarını merkezine almaktadır. Film, karmaşık duyguları, aşkı, yalnızlığı ve insan ilişkilerini Almodóvar’ın kendine özgü mizahi ve dokunaklı yaklaşımıyla ele almaktadır. Olay örgüsü, duygusal ve etkileyici bir şekilde ilerlerken, karakterlerin hayatlarındaki karmaşıklıklar ve duygusal zorluklar da detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
Bir haftanın film önerileri yazısının daha sonuna geldik. Önümüzdeki haftalarda yeni film önerileri ile görüşmek üzere…
