Şimdi aklınızdaki ön yargıları, magazini, karşılaşmaları yavaşça yere bırakın, derin bir nefes alın ve maddeleri sırasıyla okuyun. Anlayacaksınız ki hayatta hiçbir kimseler boşuna çekirge misali hoop diye bir yerlere sıçramıyor. Bu şahsı muhteremlerin erken yaşta emeğinin karşılığını alabilmeleri de çok çalışmalarının karşılığı. Yani ne diyoruz kader diyemezsin sen kendin ettin.
1. Kimdir, kimlerdendir…
Geçtiğimiz ay 38’e el sallayan ve Yengeç burcu olan sanatçımız Ankara’da doğdu. Ankara’da büyüdü, kendi deyimiyle serserilik yaptı, basketbol oynadı, babasının stüdyosunda yaşadı, mesleği orada öğrendi.
2. Adaş ve meslektaş
Dedesi Mehmet Turgut’un Ermeni bir arkadaşı sebebiyle eline bulaşan fotoğraf makinasını aile nesilden nesle devşirmeyi başarmış. O zamanlar Gaziantep’te yaşayan babaanne ve dede hemcinslerinin fotoğraflarını çekmeye başlamışlar. Sonra amca ve baba, nihayetinde kendisi.
3. Alaylı olmak mı, akademik olmak mı
Adı üstünde delikanlı…içinde kısmi enerji fazlası var. Hopla, zıpla koş çıkmıyor. Bir yandan da çizerek, resim yaparak üretmeye çalışıyor ama ne fayda. Bir akşam kendi fotoğraflarını çekmesiyle başlayan serüven bazı sitelere fotoğraflarını göndermesiyle devam ediyor. Ankara’da Ara Gürel ekolünden gelen İbrahim Demirel’e fotoğraflarını götürmesini salık verenleri dinliyor. İşte o günden sonra rakı ve 60-70 yaşındaki dostların eşliğinde 2-3 sene devam eden asıl eğitim başlıyor.
4. Görücüye çıkarken
İlk sergi bu eğitim akabinde kapısını çalıyor. İstanbul fotoğraf evinde, afişlerini kendisinin basıp Beyoğlu’nda dağıttığı, sonrasında fotoğraf dilini değiştiren adamla başlayan ve bir sürü sıfatın devamında kendisine ekleneceği sergi. Ardından da ödüller.
5. Ver elini İstanbul
Bir zaman ve bir dolu yaşanmışlık sonrasında Turgut dağılmış bir psikoloji, cebinde olmayan beş kuruşu, piyasada olan tanınmışlığı ile İstanbul il sınırından giriş yapıyor.
6. “Stüdyom var” ne kadar havalı bir söylem değil mi?
Mehmet Turgut ilk stüdyosunu kuruyor ama çatısız ve ısıtmasız bir şekilde. A’dan Z’ye kazandığı her parayı işine yatırıyor ve mekanı adam ediyor. Bu derme çatma mekanda röportajlar yapıyor, işler alıyor, ünlülerin çekimlerini gerçekleştiriyor. Çok çalışıyor…biraz şuursuzca. Göz atıla… http://www.mehmetturgut.com/
7. Hayatımızın vazgeçilmez parçası “Gıybet”
Bu işler devam ederken çeşitli gıybetler de başlamıyor değil. Photoshopçu, Turgutlamak vs. Eski dönem fotoğrafçıların bir kısmının sevmediği bir tarz gelişiyor ve bu da fısıltı gazetelerinde konuşulmaya devam ediyor. Kendisi ölümün en büyük sağlama olduğunu söyleyerek işlerini yapmaya devam ediyor.
8. Orhan Veli misali çapkın
Son zamanlarda aşk hayatı daha bir ön plana çıksa da (çünkü bizi en çok ilgilendiriyor) hayatında bu güne kadar aşık olduğu kadın sayısı bir elin 5 parmağı kadar değil. Günlük flörtleri bizimkiler kadar, hormonların elverdiği kadar. Her gece bir vukuatının olması çok mümkün değil çünkü sofra arkadaşlarının başında Aydın Boysan, Mustafa Alabora, Haldun Dormen ve Halil Ergün geliyor ve onlarla zaman geçirmeyi çok seviyor.
9. İğne ve çuvaldız, hangisi kime idi
Kendisi de itiraf ediyor bir dönem havaya girdiğini sonrasında hizaya sokmuş ruhunu ve bedenini. Hakkında söylenenlere bakmayın bizce. Sokakta basketbol oynarken, meyhanede rakı içerken, bir rock grubu konserinde şarkı söylerken yanı başınızda bulabilirsiniz kendisini, selam verirseniz alır.
10. Filme ilham olan bir hayat
Deklanşöründen çıkanlar kan dolu küvetler, deli gömleği giyenler, kendisiyle öpüşenler olmasına rağmen hayatı sulu sepken ağlanmaya yol açan Aşk Tesadüfleri Sever filmine ilham oldu.
11. Anlamak mı zor anlatmak mı
Çok sarhoş olduğu bir gece fotoğrafçılık fotoğrafçılığa dair 10 senelik hikayelerini banda okur, Yekta Kopan da editörlüğünü yapar. Böylece aslında Turgut ve fotoğraflarını biraz daha anlamaya yakınlaşmış oluruz.
12. 46’lık adama 46
Türkiye’nin nadir bağımsız dergilerinden birini hayatta tutmak için elinden geleni yapıyor. Her sayısı bir Mehmet Turgut sergisi. İçerik ve röportajları da fotoğrafları gibi uyumsuz, anormal ve sebeple cazip. İlgilenen için… http://www.46magazine.com/web/
13. Yetişme telaşesi
Bir yanda işle ilgili yoğun bir tempo bir yandan da dere tepe düz gidip özellikle üniversite öğrencileri ile seminerlerde buluşup biriktirdiklerini anlatma telaşesi. Zaman zaman da kalan saatlerde workshop’larda ve eğitimlerde bu fotoğrafa gönül verenlere işin sırlarını anlatma isteği. TV programları “Falan Filan.” Bunlardan kalan anlarda ise Adana İl Sınırı’nda, sofrasında tanıdığı tanımadığı her birkesleri ağırlayıp onlarla muhabbet etme zevki.
Bonus:
Sanatçımız der ki; “Akşam rakı içtiğim meyhanede ertesi sabah kahve içmek, suç mahalline geri dönmek gibidir.”