İstanbul’da, hava sıcaklığında görülen artış nihayet etkinlik rehberine de yansıyor. Canlı müzik bereketi tüm şehre yayılıyor. Açık hava festivalleri sezonu açılıyor; Hollanda yapımı Barok müzik salonları dolduruyor; kabinlerden Alman esintili setler, sahnelerden hardcore – metal dolgulu gürültüler yükseliyor; Açık Radyo‘nun 20. yaşı, Lütfi Akad‘ın da 100. yaşı imtina ile kutlanıyor. Hele bir de Blixa Bargeld ve Teho Teardo var ki haftanın programında, heyecanımızı anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor.
1. Müzik – Teho Teardo & Blixa Bargeld | 13 Mayıs
Zorlu PSM / saat 21.00
Haberi ilk aldığımızdan beri yerimizde duramıyor, karnımızdaki kelebeklere hakim olamıyoruz. Berlin’in karanlığını Roma’nın derinlikleri ile buluşturup; Almanca, İtalyanca ve İngilizce tonlarla tek vücut oluşturan Teho Teardo & Blixa Bargeld işbirliği yine yeniden aklımızı başımızdan alıyor.
Einstürzende Neubauten ve Nick Cave and the Bad Seeds ile müzikal alışkanlıklarımızı rehin alan Blixa Bargeld ve İtalyan elektronik müziğinin içli büyücüsü Teho Teardo, yepyeni albümleri Nerissimo turnesi kapsamında İstanbul’a geliyor. Çok heyecanlıyız, çok.
2. Müzik – Ellen Allien / Charlotte de Witte | 13 Mayıs
Kloster / saat 22.30
Berlin şehrinden ve Duvar yıkıldıktan sonra şehrin birleşmesinden ilham alıp Stadtkind albümünü yayınlamıştı yıllar evvel Berlinli müzik prodüktörü Ellen Allien. IDM ve techno’ya yaptığı deneysel dokunuşlarla dans pistlerinin seyyahları arasına giren prodüktör, Cuma gecesi yeniden şehrimize geliyor. Kendisi kabini, Raving George olarak tanıyıp sevdiğimiz Belçikalı genç prodüktör Charlotte de Witte ile paylaşıyor.
3. Parti – Açık Radyo 20. Yaş Partisi | 13 Mayıs
Coop / saat 21.00
Ne zaman, ne ara, nasıl oldu? Biz de anlamadık. Ve fakat Açık Radyo 20. yaşına girmiş bile. Bizim için bir radyodan çok daha fazlası, iç sesimizin hoparlör ardında yaşayan bir aksi olan bu platform daha nice 20’ler görsün, gençleştikçe gençleşsin diliyoruz. Açık Radyo programcılarının kabin arkasında olacağı bu kutlamadan katiyen geri kalmak istemiyoruz. Etkinlik detayları için şuraya.
4. Müzik – Haggard | 14 Mayıs
KüçükÇiftlik Park / saat 21.00
25 yılı aşkın bir süre önce kariyerine bir death metal grubu olarak başlayan ve sonra klasik ve ortaçağ müzikleri etkisi ile senfonik metal’e doğru yelken açan Münihli topluluk Haggard, 16 kişilik dev kadrosu ile Cumartesi akşamı İstanbul’da. Progresif metal’in senfonisinde hipnotik anlar yaşamak isteyenlere duyurmuş olalım.
5. Müzik – Markus Schulz / Fisherman & Hawkins | 14 Mayıs
garajistanbul / saat 22.00
Karanlık ve melodik prodüksiyonları ve setleri ile progresif house ve trance’a yön veren öncülerden biri Markus Schulz. Madonna, Depeche Mode ve Fatboy Slim gibi nice müzisyenin pek şöhretli şarkılarına yaptığı düzenlemelerle 20 yılı aşkın bir süredir takipçilerini şaşırtmaya, sürekli kendini yenilemeye devam ediyor. Alman asıllı, Miami merkezli prodüktör Cumartesi gecesi İstanbul’da. Schulz’un son dönem gözdelerinden Hollandalı trance ikilisi Fisherman & Hawkins de kendisine eşlik ediyor.
6. Festival – Parkfest | 15 Mayıs
KüçükÇiftlik Park / saat 14.00
Baharı ortalamış, rotayı da iyiden iyiye yaza kırmış olduğumuz şu günlerde özlediğimiz açık hava festivallerine kavuşmaktayız. İlki geçtiğimiz sene gerçekleştirilen Parkfest, tabiri caizse şehrin orta yerinde Pazar günümüzü müzikle dolduruyor.
Harlem’in hip-hop alemine katkılarından Azealia Banks, ülkemizde ayrı bir sevilen İsrailli folk müzisyeni Riff Cohen, yumuşacık Fransız ritimleri ile hali hazırda Avrupa’yı turlamakta olan Jain, ülkemiz bağımsız sahnesinin yüz güldüren isimlerinden Hey Douglas ve Gökçe Kılınçer Parkfest’te sahne alacak isimler. Etkinlik detayları için şuraya.
7. Müzik – Joshua Bell | 15 Mayıs
Zorlu PSM / saat 21.00
Günümüzün en iyi keman virtüözlerinden biri olan Joshua Bell’in adını bir kısmımız Washington D.C. metroda yapılan sosyal bir deney vesilesi ile duymuş olabiliriz. Dünyanın en önemli sahnelerinde kapalı gişe performanslar sergileyen Joshua Bell, bir sokak müzisyeni edasıyla metroda Bach güzellemeleri yaparken 45 dakika içinde sadece 32 dolar toplayabilmişti.
Bu olaydan sonra adı ‘Metrodaki Kemancı’ya çıkan Bell pek tabii ki hala dünyanın sayılı sahnelerini sallamaya, kemanını ete-kemiğe büründürdüp konuşturmaya devam ediyor. Kendisi Pazar akşamı şehrimizde.
8. Müzik – Made In Holland Barok Günleri | 16 – 27 Mayıs
Deniz Müzesi, Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi
İstanbul, özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda bestelenmiş Hollanda müziklerinin yer alacağı önemli bir festivale ev sahipliği yapıyor. Hollanda Büyükelçiliği ve İstanbul Hollanda Başkonsolosluğu’nun katkılarıyla düzenlenen festival aynı zamanda Ankara ve İzmir’e de uzanıyor. Barok müzik alanında pek deneyimli Hollandalı topluluklar; Gesualdo Consort Amsterdam, Pieter-Jan Belder ve Camerata Trajectina program kapsamında meraklılarını Hollanda barok müziğini keşfe çağırıyor. Etkinlik detayı ve program için şuraya.
9. Sergi / Film – Türkiye Sinemasında Ustalar: Lütfi Akad | 18 Mayıs – 31 Aralık
İstanbul Modern
İstanbul Modern, Türkiye sinemasının kurucu yönetmenlerine selam duran, ‘Türkiye Sinemasında Ustalar’ isimli yeni bir seriye başlıyor. Serinin ilk konuğu, Sinemacılar Dönemi’nin öncüsü, ‘ustasız usta’ Lütfi Akad. Akad’ın filmografisinden seçilmiş; bilinmeyen set fotoğrafları, afişler, film kareleri, senaryolar gibi arşiv parçalarının sergileneceği proje dahilinde bir de ‘Ustasız Usta: Lütfi Akad’ isimli film seçkisi gösterilecek. Etkinlik detayları için şuraya.
10. Müzik – Last Hope | 19 Mayıs
Peyote / saat 22.00
Peyote, Perşembe gecesi Bulgaristan’ın emektar hardcore topluluklarından Last Hope’u ağırlıyor. Hardcore punk’la pogonun dibine vururken bir de Balkan havası almak isteyenlere duyurmuş olalım. İstanbullu hardcore topluluğu Standback de gecenin sahne alan diğer ismi olacak.
11. Sinema – Hitchcock/Truffaut | 13 Mayıs
François Truffaut’nun Alfred Hitchcock ile yaptığı röportajların ışığında derlediği kitabı, ‘Hitchcock’a Göre Sinema’ ilk olarak 1966 yılında yayınlanmıştı. Aradan geçen 50 yıla rağmen bu kitap hala birçok sinemacının esin kaynağı olmaya devam ediyor. Nasıl etmesin? Hitchcock’u Truffaut’nun perspektifinden görmek öyle her yeni yüzyılda ele geçecek bir şans değil tabii.
Kent Jones’un yönetmenliğini yaptığı Hitchcock/Truffaut belgeseli; David Fincher, Martin Scorsese, Peter Bogdanovich, Wes Anderson ve Paul Schrader gibi yönetmenlere, söz konusu kitabın kendi kariyerlerini nasıl etkilediğini soruyor. Cannes ve Toronto film festivallerinde gösterilen film, halihazırda Rotten Tomatoes’da 96 puanla değerlendirilmiş durumda. Hitchcock/Truffaut, bu hafta vizyonda.