Hugh Jackman’ın sahnede meşk eylediği, akıllardan çıkmayacak bir gece mi geçirmek isterdiniz yoksa Filmmor’un içimize işleyen seçkisinde kaybolup yollara düşmek mi? Patricia Barber’la caz hazzının doruklarına çıkmak mı yoksa Mart soğuğunda sahneleri ısıtacak İspanyol rüzgarları mı? Aşırı hareketli bir Cumartesi gecesi programı ve kafa açıcı film festivalleriyle, hepsi ve daha fazlası bu hafta İstanbul’da. İyi haftalar, bol etkinlikler olsun…
1. Festival – 13. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali / 13 – 22 Mart
“Kadınlar Sinema Yapıyor” diyerek hayatımıza giren “Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali”nin 13.sü, bu hafta başlıyor. Türkiye genelinde, 27 Nisan’a kadar altı ili gezecek olan festivalin İstanbul ayağı, 13 – 22 Mart arasında gerçekleşecek.
Bu sene, “Kadınların Sineması, Kadınların Direnişi, Direnişin Sineması” şiarı ile yola çıkan festival; 13 Mart günü Galatasaray Meydanı’ndan Pera Müzesi’ne yapılacak bir yürüyüşle başlayacak. 25 ülkeden 60’ın üzerinde filmin gösterileceği festivalde, usta yönetmenler Margarethe von Trotta ve Nahid Persson Sarvestani’nin toplu film gösterimleri de yer alacak.
Yine, “gelecek yıllar verilmemesi dileği” ile Altın Bamya ödülleri sahiplerini bulacak ve tabii ki “Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü” de. Cinsiyetçiliğin, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı bir yaşam düşünde, tüm sinemaseverleri buluşturmak niyetinde olan festival hakkında ayrıntılı bilgi ve program içi şuraya.
2. Konser – Frankie Chavez / 13 Mart
Nublu / saat 23.00
Frankie Chavez ismini henüz duymamış olanlar için, bu Cuma akşamı iyi bir tanışma fırsatı olabilir. İncelikli, naif ve muhtelif dokunuşlarla konuşturduğu gitarı, blues ile folk müziği tatmin edici bir uyumda birleştiriyor. Portekizli Chavez’in güneyli kimliği de müziğine renk katan sıcaklıklardan. Modern blues’un yükselen isimlerinden olarak görülüyor kendisi.
3. Konser – Julio Iglesias / 14 Mart
Ülker Sports Arena / saat 21.00
80’ler sonrası nesiller “Iglesias” ismini Enrique Iglesias’la tanımış veya benimsemiş olsa da, bu ismi müzik tarihine kazıyan asıl kişi “Baba Iglesias” yani Julio Iglesias’tır. İspanyol meltemi tadındaki müzikal geçmişi, Julio Bey’i özellikle 70’li yılların karşı konulmaz ve karizmatik romantizm ikonu yaptı. İnanmıyorsanız annelerinize, teyzelerinize sorun.
Kendisi artık 71 yaşında ama gördüğünüz gibi durulmuyor. Brezilya’da başlattığı dünya turu kapsamında bir de İstanbul’a uğruyor.
4. Müzik – Laidback Luke / 14 Mart
Volkswagen Arena / saat 21.00
Elektro house’un ortalığı kasıp kavuran isimlerinden Laidback Luke namı diğer Luke van Scheppingen, Cumartesi gecesi janra sevdalı İstanbullular’ın yüzünü güldürüyor. Henüz küçük bir çocukken Mozart ve Beethoven’dan kafasını kaldıramamış olması, DJ’lik işlerine bulaşmadan evvel Hollanda’nın muhterem graffiti sanatçıları arasında kendine yer edinmesi; kendisinin müzik yapımcılığındaki yaratıcılığının perde arkası olarak yorumlanabilir.
Laidback Luke’un, sıklıkla dünyanın en hatırı sayılır festivallerinde listebaşı olarak boy gösterdiğini de hatırlatalım.
5. Konser – Yelle / 14 Mart
Babylon / saat 22.00
“Je Veus Te Voir” ile önce Myspace’i sonra Fransa’yı sallayıp, nihayetinde isimlerini tüm cihana duyurdu Yelle. Enerji dolu müzikleri, hareketli performansları ile dinleyicilerine “mutluluk” vaat eden bu Fransız üçlü, Cumartesi akşamı İstanbul’da sahne alıyor. Gruba adını da veren, “Yelle” olarak anılan baş-vokal Julie Budet’in bitmeyen enerjisine ve hayran ettiren temposuna dünya gözüyle tanık olup da tatmin olmayan yokmuş diyorlar. Bizden söylemesi.
6. Konser – Fredrika Stahl / 14 Mart
Beyoğlu Hayal Kahvesi / saat 22.00
İskandinav sahnelerine selam duracağımız bir etkinlik var sırada. Malum, o civarlardan çıkıp da burun kıvırdığımız pek isim yok aklımızda. Fredrika Stahl da İsveç’in genç yaşta keşfedilen yeteneklerinden. Caz ve pop müziği kendi üslubunca ve özenle harmanlayan Stahl, başarılı vokallerine ek olarak piano ve gitar konusunda da elini boş bırakmıyor.
Nissan Juke reklamında kullanılan “Twinkle Twinkle Little Star” yorumu, kendisinin popülerleşmesinde büyük rol oynamış olsa da, o bu beğenilen yorumundan çok daha fazlasını albümlerinde gururla sunuyor. Ankara, İzmir ve İstanbul’da birer konser vermek üzere ülkemize teşrif eden Stahl, Cumartesi gecesi İstanbul’da.
7. Müzik – John Talabot / 14 Mart
indigo / saat 23.30
Elektronik müzikte İspanya’nın yüz akı olmakla kalmayıp neredeyse bir markaya dönüşen John Talabot, Cumartesi gecesi şehrimize teşrif ediyor. Flamenko’dan Afrika müziğine, Asyalı melodilerden Kuzeyli ritimlere; ses çıkaran her şeyden esinlenebilip harikalar yaratan müzik yapımcısı; dünya festivallerinin de en çok aranan ve takip edilen katılımcılarından. Ülkemizde de pek çok yürekten seveni var kendisinin, biliyoruz. Sabırsızlıkla bekliyoruz!
8. Konser – Patricia Barber / 15 Mart
Babylon / saat 19.00
Caz müziğin en çok konuşulan kadınlarından biri Patricia Barber. Pürüzsüz bir yalınlıkla icra ettiği vokalleri ve pianosu kadar, yazdığı şarkı sözleriyle hayran bırakıyor kitleleri kendisine. Şarkı sözlerinde seçtiği sıra dışı anlatımlar ve kelime oyunları, Barber’i zamanın en zeki şarkı sözü yazarları arasına soktu diyebiliriz.
2013 yapımı son albümü “Smash”in de caz çevrelerince “yılın albümü” seçildiğini belirtmeden geçmeyelim. Müziğe doyulacak bir akşam olacağını tahmin ediyoruz.
9. Konser – The Haunted / 15 Mart
garajistanbul / saat 21.00
İskandinavya dolaylarından bir müzik haberi de Göteborg metal sahnesinden geliyor. 90’ların sonunda, İsveç metal müziğinin öncülerinden At the Gates üyeleri tarafından kurulan ve 2000’ler boyunca verimli albümlerle metal dinleyicilerini şahlandıran The Haunted, Pazar akşamı İstanbul’da. Kendilerinin vakti ile “En İyi Hard Rock” albümü alanında bir İsveç Grammy’si kazandıklarını da hatırlatalım.
10. Sergi – Spektrografi: Hayaletlerin İzinde / 15 Mart – 12 Nisan
Depo
Hayaletlerin gezindiği bir coğrafyadan görüntü ve sesler, kaybolanların varlığını önümüze seriyor. Aile kökenleri Anadolu’ya dayanan sanatçılar Anna Barseghian ve Stefan Kristensen’in Uriel Orlow ile işbirliği içinde hazırladığı sergi, Ermeni tarihinin yaraları üzerine Güneydoğu’da yapılan seyahate odaklanıyor. Dedelerinin köylerini ziyaret eden Barseghian ve Kristensen buradaki Ermeni varlığının izlerini sürerken; Orlow da eski Ermeni manastırı Surp Garabed’in yıkıntıları üzerine kurulan yeni hayatı inceliyor.
11. Festival – Akbank 11. Kısa Film Festivali / 16 – 26 Mart
Akbank Sanat Beyoğlu
Pazartesi günü 11.si başlayacak olan “Akbank Kısa Film Festivali”, genç sinemacılara kendilerini gösterme olanağı tanımaya ve kısa film kültürünü desteklemeye devam ediyor. Bu sene diğer senelerden farklı olarak yabancı yönetmenlerin katılımının genişletildiği programda “Ulusal Yarışma”nın yanı sıra “Uluslararası Yarışma” da yer alacak.
Festivalde, “Festival Kısaları”, “Dünyadan Kısalar”, “Yarışma Dışı Seçki” ve “Kısadan Uzuna” gibi kategorilere ek olarak atölye çalışmaları ile söyleşilere de yer verilecek. Ayrıntılı bilgi ve program için şuraya.
12. Tiyatro – An Evening with Hugh Jackman / 17 – 20 Mart
Zorlu Center PSM / saat 21.00
Haftanın olayı desek yeridir bu etkinlik için. Hatta belki de ayın. Kanlı canlı bir Hugh Jackman etkinliği söz konusu, sonuçta. Çoğu insan için bir Hollywood yıldızı o. Yalan da değil tabii. Ama Avustralyalı sanatçıyı anlatmak için “Hollywood”dan başlamak kolaya kaçmak olurdu.
Avustralya tiyatrolarında başlayan tiyatro yolculuğu onu taa Broadway’e götürdü. Burada da sahnenin en çok aranılan ve alkışlanan isimlerinden oldu. “Tony Ödülü” bile var kendisinin. “An Evening with Hugh Jackman” da, 32 kişilik bir orkestra ve dansçılar eşliğinde Hugh Jackman’in doğaçlamaları ve önemli müzikallerden şarkı yorumları ile bezeyeceği bir gece olacak.
En son Sefiller’de izlemiştik kendisinin hayranlık uyandıran müzikal yetilerini. Kaçırmak istemeyenlere, İstanbul turnesinin dört gün süreceğini hatırlatalım. Biletlerin bir hayli cep yakacağını da not düşmek şart, bu arada.
13. Konser – Mark Lanegan Band / 18 Mart
Salon İKSV / saat 21.30
Screaming Trees’i hatırlayanlar olacaktır aranızda. Grunge’ın yükselişiyle kültleşen Seattle müzik sahnesinin kaymağını hakkıyla yiyememiş gruplardan da olsa, janrın saygıyla anılan önemli gruplarındandı. Kurucu üyelerden olan Mark Lanegan, Screaming Trees ile bağlarını kopardıktan sonra rahat durmayıp kabına sığmamakta diretenlerden oldu.
Queens of the Stone Age, Isobel Campbell ve The Gutter Twins; Lanegan’ın yaratıcı iştiraklerde bulunduğu isimlerden sadece birkaçı. Kendisini canlı canlı şehrimizde izleyebilme fikri oldukça heyecan verici. Duymayan kalmasın.
14. Konser – Vega / 19 Mart
Babylon / saat 20.30
En son 2005 yılında yayınladıkları “Hafif Müzik” albümleriyle yüzlerini göstermiş ve sonra alışıldık sessizliklerine dönüp yine kayıplara karışmışlardı. Türkiye rock müziğinin en sevdiğimiz isimlerinden onlar. Lafın gelişi değil, gerçekten! Uzun bir aradan sonra sahneye çıkacaklarını duymuş olmak, pek bir sevindirdi bizleri. Özleyenler ve hiç görmemiş olanların sevinç nidaları eşliğinde, şehrimiz Perşembe akşamı Vega’ya kavuşuyor.
15. Sinema – Prenses Kaguya Masalı / 13 Mart
Miyazaki‘nin yapımcılığını yaptığı “Pom Poko” ile gönüllerimizi fethetmiş Isao Takahata, 14 yıl aradan sonra yeni bir filmle vizyonlarda. Yaşlı bir çiftin ormanda buldukları bebeğe sahip çıkmalarının hikayesini anlatan film, yine perdede bir Takahata fantastikliği vaat ediyor. Film, Cuma gününden itibaren izlenebilir.