Şubat ayı birçokları için Sevgililer Günü demek olabilir ve fakat birçok bazıları içinse !f‘in, yani bağımsız filmlerin, yani takvimlere sığmayan gösterim çizelgelerinin, yani festivalin habercisidir. Karnımızda uçuşan kelebeklerin müsebbibi de Sevgililer Günü değil, bilakis festivalin ta kendisidir.
Sizler 14 Şubat’ı nasıl geçireceğinizi zaten bilirsiniz de, biz sizlere haftanın geri kalanını da hatırlatmış olalım. Sevgili ile ya da yalnız; hepinize mutlu haftalar, mutlu hafta sonları dileriz efendim.
1. Müzik – Darkstar / 12 Şubat
Salon İKSV / saat 21.00
Hafta sonuna tam kıvamında, en lezizinden bir ‘dubstep’ etkinliği ile giriş yapmaktan daha hafifletici bir başlangıç düşünemiyoruz. ‘Aidy’s Girl Is a Computer’ ile kendilerini tanıtıp, ‘News From Nowhere’ ile kanımıza giren; elektronik müziği biraz synthpop ile baharatlayıp, üzerine kararında ambient serpen; isimleri Brian Eno, Radiohead ve Massive Attack gibi devlerle aynı cümlelerde kullanılabilen Londralı ‘dubstep’ ikilisi Darkstar Cuma gecesi İstanbul’da.
2. Müzik – Steve Aoki / 13 Şubat
Volkswagen Arena / saat 16.00
Electro-house alemlerinin ismi büyük puntolarla yazılan, canlı şovlarında sergilediği bol sürprizli performanslarla dünyaya nam salan yıldız müzik yapımcılarından biri o. Genç yaşında omuzladığı Dim Mak plak şirket ile Infected Mushroom’dan MSTRKRFT’a, Bloc Party’den Klaxons’a nice isimlere ev sahipliği yapmış, nihayet 2012 yılında kendi mix’lerini yayınlamaya başlamasıyla da listeleri fethetmiş bir başarı hikayesi o. Steve Aoki yine yeniden İstanbul’da.
3. Müzik / Dans – Lovely Gatsby Day / 14 Şubat
Babylon Bomonti / saat 15.00
Pazar günleri, canlı müzik yoğunluğu açısından ibrelerin sönük kaldığı zamanlardır, malumunuz. Ve fakat Babylon’da bu hafta sonu itibarı ile başlayacak Pazar Pazar Babylon etkinlik serisi ile sanki alışkanlıklar biraz olsun değişecekmiş gibi görünüyor.
Yeni keşifleri ve alternatif müzikleri meraklıları ile buluşturacak etkinlik, bir de üstüne üstlük ücretsiz gerçekleşiyor. Serinin ilk organizasyonu Lovely Gatsby Day; swing-caz grubu Uninvited Jazz Band ve nostaljik motifli swing-caz dans topluluğu İstanbul Lindy Hoppers’ı ağırlıyor. Detaylar için şuraya.
4. Müzik – múm plays: Menschen am Sonntag / 17 – 18 Şubat
Salon İKSV / saat 21.30
Sessiz sinema konserleri, son yılların yükselen enstrümantal post-rock trendlerinden biri haline geldi dersek yanılmış olmayız. Nasıl gelmesin? Zira, post-rock ve/veya ambient müzikler, 20’lerden, 30’lardan kalma sessiz filmlerin mağrur dünyası ile birleşince; dinleyici de bir acayip ruhani hissiyatlara gark oluyor. Bu hissiyatın üzerine bir de İzlanda’nın müzikal büyüsünü koyun mesela, işte o konsere yerleşip, orada yaşlanmak istiyor neredeyse insan.
İzlandalı sevdiceklerimiz múm da 1930 Alman yapımı Menschen am Sonntag filmi üzerine gerçekleştirdikleri enfes performansla aklımızı başımızdan alıyor, kulaklarımızdan girip damarlarımızda tur atıyorlar. İple çekiyoruz!… Çok, pek çok seviyoruz kendilerini.
5. Müzik – amiina / 17 Şubat
Babylon Bomonti / saat 21.30
Hazır múm’dan ve de İzlanda’nın müzikal büyüsünden bahsetmişken, ağız sularımızı fütursuzca akıtmaya devam edecek bir etkinlik haberi daha verelim. AnimaminA ile hayatımıza girip, o günden beri ne yayınladılarsa iç dünyamızı tarumar ederek sanal parçalara ayıran amiina, bu hafta kalp atışlarımızı hızlandıran bir diğer İzlandalı topluluk.
Folk müziği, elektronik kırıntılar ve minimal ambiyans eşliğinde işliyor, enstrüman çeşitliliğinin de etkisi ile bir nevi çağdaş klasik müziğe eviriyor kendileri. Anlatılmaz yaşanır. Kollarımızı açtık bekliyoruz.
6. Müzik – Duyduk Doymadık: Sovyet Müziği ve Atıştırmalıkları / 17 Şubat
arkaoda / saat 22.00
Arkaoda’nın coğrafya, müzik ve mutfak temalarıyla lezzetlendirdiği Duyduk Doymadık serisi bu sefer SSCB’li müzikleri ve atıştırmalıkları konuk ediyor. Rus wave, Azeri funk, Gürcü cazı ve Estonya groove’u setlerden yüksele dururken; Sovyet atıştırmalıkları votka shotlara yarenlik ediyor.
7. Festival – 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali / 18 – 28 Şubat
Şubat ayının ve hatta muhtemelen tüm kışın en çok beklenen, en çok özlenen, pamuklarda saklanmak istenilip de ele avuca sığmayan etkinlik haberinde sıra. Gani gani filmler, partiler, buluşmalar… !f bu sene 15 yaşında.
Festival programı yine ‘dile benden ne dilersen’ tadında; anlı şanlı galalardan yeni yetme keşiflere; bir festival klasiği olan Gökkuşağı gösterimlerinden kült filmlere uzanıyor. Onca yoğunluğun arasında, butik bir seçki ile David Bowie’ye de selam durmadan geçmiyor. Festival takvimi için şuraya.
8. Sergi – MACK. Sadece Işık ve Renk. / 18 Şubat – 17 Temmuz
Sakıp Sabancı Müzesi
II. Dünya Savaşı ile yaşanan yıkımın ardından ‘sanat sıfırdan başlamalıdır’ prensibi ile vücut bulan ZERO akımından ve Ocak ayına kadar SSM’de gösterilen ZERO: Geleceğe Geri Sayım sergisinden, daha evvel ziyadesi ile bahsetmiştik.
SSM bu sefer de ZERO’nun kurucularından, Heinz Mack’e ev sahipliği yapıyor. Mack’in doğadaki renk ve formların izini sürerek ürettiği renk, ışık ve kinetik art örnekleri Alman modernizmini simgeleyen önemli çalışmalar arasında kabul ediliyor. Sergi Perşembe günü ziyarete açılıyor. Duyduk duymadık demeyin.
9. Sinema – Danimarkalı Kız (The Danish Girl) / 12 Şubat
David Ebershoff’un The Danish Girl isimli romanından uyarlanan film, aslında Danimarkalı ressamlar Lili Elbe ve Gerda Wegener’in gerçek yaşamlarından esinlenen bir biyografik drama. Cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren ilk kişilerden biri olarak bilinen Lili Elbe’nin Gerda Wegener ile yaşadığı sıra dışı aşk hikayesini konu edinen film bu seneki Oscar’ın da gözdelerinden.
Filmin yönetmeni; The King’s Speech ve Sefiller gibi yapımlardan tanıdığımız Tom Hooper. Başroller ise Eddie Redmayne ve Alicia Vikander’e emanet. Geçtiğimiz sene Stephen Hawking performansı ile Oscar’ı kimselere kaptırmayan binbir surat Redmayne, pek tabii ki bu seneki transgender karakteri ile de En İyi Aktör ödülüne aday. Hatırlatmış olalım, efendim.