12 Eylül’ü ve Kenan Evren’i, bu ülkede etkileri hala süren tahribatlarını sayfalarca anlatsak bile eksik bir şeyler kalacaktır, muhakkak. Bu sebeple, vatandaşın ve devletin bekasını her şeyin üstünde tutan… Aziz hemşerilerini gerektiğinde onlardan bile çok düşünen… Resimden futbola, dinden nümerolojiye engin bilgi haznesiyle bizleri her daim ihya eden olan Sayın Kenan Evren’in 12 Eylül rejimi iktidarında çeşitli konularda verdiği, pek bilinmeyenli fantastik demeçlerini sizler için maddeledik.
Ah şu magazinciler…
Hakkında çıkan “Kenan Evren evleniyor mu?” söylentilerine verdiği cevapla ülkenin birlik ve bütünlüğünü, evlilik gibi kutsal bir müesseseyi malzeme etmek suretiyle bölmek isteyen hainlere korku salıyordu.
“Evleniyorum diye dedikodu çıkarmışlar. Onu bir yakalarsam, dedikoduyu çıkaranı, 12 Eylül’den beter edeceğim.”
Biraz itiraf niteliği de taşıyordu ama olsun o kadar.
Cumhurbaşkanlığı döneminde din karşıtı politikalar uygulamakla eleştirilse de, paşanın dini konulardaki hassasiyetleri parmak ısırtan cinstendi
“Namaz kılınacak safları öyle ayarlamak lazım ki, namaz kılanın ayağı arkasındakinin burnuna değmesin.”
“Dinimizde israf haramdır. Şimdi piyasada bir çizme fiyatıyla üç ayakkabı alınıyor. Kadınlar çizme yerine ayakkabı giysinler. Ben kızlarıma bile kızıyorum. Neymiş, ayakları üşüyormuş. Üşüyorlarsa kalın çorap giysinler.”
“Sevgili vatandaşlarım, Allah bize yardım etti, havayı açtı. Ben yağmur yağacak diye korkuyordum. Hepinize yürekler dolusu sevgiler sunuyorum. Sağolun, varolun.”
“Sevgili hemşehrilerim. Şu Allah’ın işine bakın. Gökyüzünde tek bir bulut yok. Halbuki Trabzon’da, Rize de yılın 300 günü hava kapalı olur. Allah, bu seyahatimizin de kolaylıkla geçmesi için bize yardımcı oldu.”
Dünya futbol tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, 2. ligdeki bir futbol takımının kendi buyruğuyla 1. lige çıkarması üzerine
“Ankarada’da Ankaragücü’nü tutarım. Her iki kupayı kazanınca birinci lige çıkardık. Fena mı ettik? Koskoca başkentten birinci ligde bir takım olmaz mı?”
Cep Herkülü
Cep Herkülü lakaplı milli sporcumuz Naim Süleymanoğlu’nun zamanında elde ettiği başarıların arkasındaki isim hepimiz için merak konusuydu. Paşa, bu açıklamasıyla bir soru işaretini daha ortadan kaldırdı.
“Nasihatlerimi tutmandan memnun oldum. Sana ilk karşılaşmamızda nasihatlerde bulunmuş ve seni yoldan çıkarmak isteyenlerin olacağını, bunlara uymamanı öğütlemiştim. Bu nasihatlerimi tuttuğunu, elde ettiğin başarıyla gösterdin.”
Picasso, Kenan Evren ve 3, bilemedin, 5 fırça darbesi
Paşamızın resim sanatına olan ilgisi ve ressam kişiliği malumumuz.
Amerika’da bir özel koleksiyonunda gördüğü Picasso tablosu üzerine söyledikleri pek çok Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencimize halen dahi ışık tutacak nitelikte.
“Diyelim ki, şuraya siyah fırça vurmuş, yanına yuvarlak yapmış. Burada da siyah, buralar beyaz. Burada bir siyah, arada yuvarlaklar. Baktım, baktım, baktım dedim ki, ben Türkiye’ye gittiğim zaman resme başlayacağım. Ben de yaparım bunu. Herhalde Picasso olduğu için öyle pahalı bunlar.”
Hiçbir şeyden çekmedi şu Komünist Parti meselesinden çektiği kadar
“….. Bazı ülkeler, komünist partisini kabul etmiş diye, Türkiye de kabul edemez. Türkiye’de Komünist Partisi’nin işi yoktur. Avrupa’nın bazı ülkelerinde isim vermeyeyim, faşist parti yoktur ve yasaktır. Biz onlara soruyor muyuz faşist parti niye yok diye? O halde, gerek faşizm, gerek komünizm ikisi de felaket getirir, ikisi de kapalı olacaktır.”
Birkaç yıl sonra Almanya gezisinde liberal rüzgarlar estiren paşamız “Komünist partinin kurulmasına karşı değilim.” der ve ekler. “Nasıl ki bana yumurta atanları biliyorsam, kimler komünist onu da bileyim.”
Sosyal devlet anlayışının yılmaz savunucusu
“Şimdi sayın vatandaşlarım, sizi bu yağmurda fazla ıslatmamak için söylemedim ama bunu söylemeden de geçemeyeceğim. Bu muhtelif iş kollarında çalışan işçiler arasındaki farktan bahsetmiştim. İstanbul’da bir otelde, otelin ismini vermeyeceğim, çalışan metrdotelin maaşı, aldığı ücret 100 bin lira. Sayın vatandaşlarım bu adalet değildir. Bir otelde, diğer bir otelde çalışan şef garsonun eline geçen net 47 bin lira, bir diğer oteldekinin eline geçen 30 bin lira, bunlar ellerine geçen net paralar. Ayrıca bahşişler buna dahil değil. Ondan sonra, tutuyorlar bunları yapanlar, karşımıza geçip sosyal adaletten bahsediyorlar. Bu mu sosyal adalet?”
Sayılarla arası da oldukça iyiydi
Zira nümeroloji biliminden istifade ederek, Gazi Mustafa Kemal’in yaşamındaki 19 rakamının ehemmiyetine dikkat çektiği konuşması da unutulacak gibi değildir.
“Ulu Önder Atatürk’ün hayatında 19 rakamının büyük önemi olmuştur. 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya ayak bastı ve ne garip tecellidir ki, 3 tane 19’un toplamı olan 57 yaşında hayata gözlerini yumdu.”
12 Eylül anayasası referandumu
Yüzde 90’ın üzerinde “Evet” oyuyla kabul edilen 12 Eylül Anayasası referandumu öncesi yaptığı değerlendirmeyle, mantık bilimine yepyeni bir soluk getirdi.
“Anayasa kabul edilse de edilmese de mesele değildir.” Edilmezse mesele yoktur, çünkü halk bizden memnun demektir.”
Medyaya çok sık demeç vermesini eleştirilen gazeteciler hakkında…
“İstiyorlar ki, ben konuşmayayım. Hep onlar konuşsunlar, yazsınlar. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı bir köşede otursun, konuşmasın istiyorlar.”