Yaşar Kemal denince akla gelen ilk şey insandır. Çünkü onun hikâyelerinde yarattığı insanlar her zaman yaşayan, nefes alan ve yaşam kavgasının ortasında daima mücadele eden kimselerdir. Anadolu’yu ve Anadolu insanının yaşamını yeniden var eden yazar, hayatı boyunca bu gerçekliğin kıyısında eserler vermiş, edebiyatımızı çok daha ileriye götürmüştür. Kalamin ve hikâyenin dengesi, edebiyatın dengesine yakın mesafelerden bakmış, söyleyecek olduğu bütün sözleri ona göre söylemiştir.
Yaşar Kemalolmak, biraz da yazının derdiyle yaşamak olduğu için bizler için kıymetlidir. Ve o kıymet her geçen gün daha da artmakta, yeri ise doldurulamamaktadır.
“Şiirler yazıyor, şiirlerim edebiyat dergilerinde yayımlanıyordu. Bana klasikleri, Don Kişot’u tanıtan Arif Dino’ydu. Arif Dino ünlü ressam Abidin Dino’nun ağabeyiydi”
“İkisi de İstanbul’dan Adana’ya sürgün edilmişlerdi. Ama orada eski Adana Valisi dedeleri Abidin Paşa’nın toprakları vardı”
“Arif Dino bu topraklardan birazını satınca bana klasiklerden yüzden fazla kitap hediye etti”
“Eve götürüp paketi açınca üç tane Don Kişot’la karşılaştım. İkisini aldım, bir yanlışlık olmuştur, diye Arif Dino’ya götürdüm”
“Fazla olmuş, bir yanlışlık var, dedim. Arif Dino, yanlışlık değil, dedi”
“Ömrünün sonuna kadar durmadan bu kitabı okuyasın, diye sana üç tane aldım, dedi. Ve Don Kişotlarımı gerisin geri eve götürdüm”