ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmekle suçladığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada suçunu kabul eden ve savcılıkla işbirliği konusunda anlaşan Reza Zarrab, juriye ifade veriyor.
Davayı takip eden gazeteciler Twitter hesaplarından Zarrab’ın yemin edip ifade vermeye başladığını aktarırken gazeteci Adam Klasfeld, davayı Twitter’dan sıcak şekilde aktarıyor. Şu an öğle arası verilen duruşmada Reza Zarrab’ın açıklamalarını dakikası, dakikasına derliyoruz;
Güncelleniyor…
Duruşma bugünlük sona erdi. Yarın mahkeme kaldığı yerden Zarrab’ın ifadesiyle devam edecek.
Bir sonraki duruşmada Reza Zarrab’ın hapishane üniforması yerine gömlek ve kravatla gelebilmesi için Hakim Berman, polis şefiyle bir görüşme gerçekleştirdi; “Mahkemeye çıkmak yeterince zorken bunu daha da zorlaştırmayalım” dedi.
Hayali gönderimler konusuyla ilgili Zarrab kullanılan bir kodu anlatıyor:
“Türkiye’ye gönderilen altın olmadığında bu kod kullanılıyordu: “Çukurova”
Hakim soruyor:
“Birkaç milyar diye bahsettiğiniz para altın almak için mi harcandı?”
Zarrab: “Birkaç milyar Avro, İranlılardan aldığımız ve altın olarak gizlediğimiz uluslararası ödeme talimatlarını gerçekleştirmek için kullanıldı. Bu konuyu Süleyman Aslan ve diğerleriyle de görüşmüştük.”
Zarrab’ın diğer çalılşanı Emir Eroğlu’nun gönderdiği e-postaya geçiliyor.
Savcı soruyor:
“Halkbank’tan ne kadar para çektiniz?”
Zarrab: “Birkaç milyar”
Hakim: “Hangi para cinsinde?”
Zarrab: “Avro”
Sarraf, telefon görüşmesi tapesi hakkında:
“ABD’nin ambargo mevzuatı değişiklik gösterdiği için konuşmamızda altın ticaretinin nihai varış noktasının da değişeceğini konuştuğumuz görüşmedir”
Tapeden;
Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın sekreteriyle olan telefon görüşmesinin tapesinde, eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın onayladığı 70 milyon dolarlık para transferinden bahsediliyor.
Duruşma devam ediyor;
Mahkemede yeni kanıt olarak eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın sekreteriyle olan telefon görüşmesinin tapesi yer alıyor. Aslan da aynı dosya dahilinde suçlanıyor fakat şu an için yargılanmıyor.
Daily Beast muhabiri Zarrab’ın ifadesini alıntılıyor:
“Halkbank’a gelen paranın bankadan çıkışı euro ve Türk Lirası olarak DenizBank’a gönderilmesi aracılığıyla yapılıyor”
22:40 Sarraf:
“Tüpraş, Botaş, NIOC’nin Halkbank’ta hesapları var.”
22:40 Sarraf altın ticaretinin nasıl işlediğini anlatıyor: Amaç İran’ın uluslararası borcunu ödemekti
İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) petrolün satışını Tüpraş’a, gazınkini Botaş’a yapardı. Onlar da NIOC’ye para borçlu olurdu.
Sarraf’ın çizdiği şema;
22:25 Sarraf’ın salonda yaptığı çizim savcılık tarafından deliller arasına alındı; daha sonra kamuya sunulabilecek.
22:15 Sarraf, altın ticaretinin işleyişini çizerek anlatmak için kürsüden ayrıldı.
22:10 Sarraf, İran Milli Petrol Şirketi’yle ilişkilerini anlatıyor. Konuyla ilgili bir paravan şirketten bahsediyor.
22:00 Savcı, Çağlayan’ın kardeşine yapılan bir ödemenin banka (2.5 milyon TL’lik) dekontunu kanıt olarak sunmak istedi. Savunma itiraz etti. Yargıç itirazı reddetti. Hakim Berman dekontun dosyaya eklenmesine izin verdi.
21:50 Savcı:
“Çağlayan’a ödemeleri nasıl yaptınız?”
Sarraf: “Nakit, değerli eşya ve banka transferi yoluyla.”
Savcı: “Ailesine de mi?”
Sarraf: “Evet efendim.”
21:50 Sarraf tanık kürsüsündeki yerini aldı. İkinci oturum başlıyor…”
20:30: İki saatlik oturumun ardından duruşmaya öğle yemeği için ara verildi.
20:27 Sarraf:
“Halkbank’la iş tutabilmek için benim hesaplarıma göre Çağlayan’a en az 40 ila 50 milyon avro rüşvet verdim. Diğer para birimleriyle verdiklerim ayrı.”
20:25 Sarraf:
“Halkbank benle iş yapmak istemeyince ben de dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a gittim.”
Savcı: “Neden Aslan sizi reddedince Çağlayan’a gittiniz?”
Sarraf: “Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi bakanıydı kendisi.”
20:15 Sarraf:
“Başta Halkbank benimle çalışmak istemedi. Türkiye’deki şöhretimden ötürü. Genel Müdür Süleyman Aslan, ‘Altın ihracatı yapmak için fazla popülersin’ dedi. Çünkü benim karım çok ünlü bir şarkıcıydı. Sürekli göz önünde bulunan biriydim. Yine de bastırdım işi kotarmak için.”
20:10 Sarraf:
“Altın ihracatı sistemini Halkbank hesapları üzerinden işletmeyi kuyumcu Ahmet (soyadı anlaşılmadı) önerdi.”
20:05 Sarraf:
“Halkbank’la 2012’de çalışmaya başladım. Daha önce temasım olmuştu gerçi.”
20:00 Sarraf:
“Aktif Bank direkt İranlılarla çalışıyordu. Beni ortadan kaldırdılar.”
Savcı: “Gelirlerinizin önemli bir bölümü Aktif Bank’tan mı geliyordu?”
Sarraf: “Kesinlikle.”
19:50 Sarraf:
“İran Merkez Bankası’yla anlaşma sona erince Bank Mellat’ın sahibi aileyle görüştüm. Hossein Najafzadeh dahil. Ve ABD yaptırımlarını Bank Mellat’la aşmaya başladık.” (Najafzadeh de davanın tutuksuz sanıkları arasında)
19:25 Sarraf:
“2010 ve 2011’de dönemin İran Merkez Bankası başkanı Mahmoud Bahmani’yle bir araya geldik. Bankaya nakit aktarımı için fiyatta anlaştık. Daha sonra bu ilişki sona erdi.”
19:23:
İran Merkez Bankası’yla temaslarından bahseden Sarraf’a savcı sordu: “Nihayetinde İran Merkez Bankası’na mali hizmet sağlaman için anlaştınız mı?”
Sarraf: “Evet efendim.”
19:13 Sarraf:
“Aktif Bank’ın genel müdürüyle görüştükten sonra hesabım açıldı. Hesap açmama eski AB bakanı Egemen Bağış yardım etti. Önce beş 10 milyon dolarlık işlemlerle başladım.”
19:13 Sarraf:
“Aktif Bank’ta hesap açmaya çalıştım. İlk girişimim başarısız oldu.”
Savcı: “Neden?”
Sarraf: “İlk girişimimde Aktif Bank bana İran’la iş yapacak müşterilerin hesap açmak için özel bir izin alması gerektiğini söyledi.”
19:10 Sarraf:
“İranlılar petrol ve doğalgaz satışından elde ettikleri paraları kullanamıyordu yaptırımlar yüzünden. Uluslararası ödemelerini yapamıyorlardı. Mehmet Hakan Atilla Halkbank’ta yaptırımlar konusundaki en bilgili adamdı.”
19:00 Sarraf:
“Türkiye’ye iade edilmem için avukatlar tuttum. Olmayınca suçumu itiraf etmeye karar verdim.”
18:55 Sarraf:
“Otelde falan kalmıyorum. Kesinlikle hareket özgürlüğüm yok. FBI gözetimindeyim. Broklyn’de bulunan Metropolitan Detention Center’de (MCC) kalıyorum. Hapisteyken bir gardiyana içki ve cep telefonu kullanımı için rüşvet verdiğim doğru.”
18:51 Sarraf:
“ABD hükümeti bana hiçbir af sözü vermedi. Cezama hakim karar verecek. Savcılıkla işbirliği, sorumluluğumu kabul edip hapisten çıkmanın en hızlı yoluydu.”
18:50 Sarraf:
“Üç yükümlülüğüm var savcılığa. Gerçekleri söylemek. ABD hükümetiyle işbirliği yapmak ve bundan sonra asla suç işlememek.”
18:45 Sarraf konuşmaya başladı:
“Mart 2016’da tutuklandığımda FBI’ya doğruları söylemedim. Neyle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Uzun bir yolculuktan sonra şoka girmiştim. Doğru yanıtları veremedim. Çok korkmuştum.”
18:40:
Sarraf kürsüde yerini alıp yemin etti. Mahkum kıyafeti giymiş. Ayakları kelepçeli.