Tüm ülkenin sevgi ve saygısını kazanmış dev bir isim Neşet Ertaş… Ölümünün üzerinden 4 sene geçti; hala aynı saygıyla, aynı özlemle anıyoruz büyük ustayı. Babası Muharrem Ertaş da, en az onun kadar büyük bir sanatçıydı. Ve Neşet Ertaş, her zaman babasını örnek aldığını dile getirirdi.
Bu baba-oğulun arası, Neşet’in Leyla’ya aşık olması yüzünden bozuldu bir dönem… Bugün biz, kendi aramızda konuşarak bile iletişim sağlayamazken, o dönemin güzel insanları türkülerle, şiirlerle kuruyorlardı iletişimin en güzel halini.
“Ahirim sensin”, dinlerken bizi alıp başka diyarlara götüren çok sevdiğimiz bir Neşet Ertaş türküsü. Ve bu türkünün ortaya çıkmasına sebep bir yaşanmışlık var.
Neşet Ertaş, Leyla’ya gönül verir ama babası bu duruma şiddetle karşı çıkar. Ve oğluna ‘evladım’ redifli bir türkü söyler: “Aslı bozuk alma dedim evladım”
Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım
Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak şanımıza zor gelir
Aslı bozuk alma dedim evladım
Babasının, Leyla’ya ‘aslı bozuk’ demesi, Neşet Ertaş’ı inanılmaz yaralar… O da babasına ‘ana’ ile cevap verir: “Analar insandır, biz insanoğlu”
Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana
Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Yazımızı felek yazdı Mevlâdan değil
Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leylâ’dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana
Muharrem Ertaş, oğlunun bu ‘ulu ana’ göndermesine boyun eğer ve şöyle der: “Küsmedim Neşedim kahrettim sana”
Küsmedim Neşedim kahrettim sana
Baban değil miydim sormadın bana
Olan olmuş yavrum ne deyim sana
Sen aklını yitirmişin evladım
Neşet Ertaş, babasının isteksizliğine rağmen Leyla ile evlenir. Ancak bir süre sonra ayrılırlar
Bu iki büyük sanatçı(aynı zamanda da baba-oğul) arasındaki şiirsel atışma, bu ayrılıktan sonra da sürer…
Ve Neşet, Leyla’ya hatanın kendisinde olduğunu söyler: “Körümüş gözlerim görmedim seni, boşa mecnun eylemişim ben beni”
Bilemedim kıymetini kadrini
Hata benim günah benim suç benim
Eliminen içtim derdin zehrini
Hata benim günah benim suç benim
Bir günden bir güne sormadım seni
Körümüş gözlerim görmedim seni
Boşa mecnun eylemişim ben beni
Hata benim günah benim suç benim
Sonra da Neşet Ertaş, babası ve Leyla arasındaki bu hikayenin sonucunu anlatan türkü çıkar ortaya: “Cahildim dünyanın rengine kandım”
Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Bu türkünün hikayesi, usta sanatçının hayatına dair küçücük bir kesit belki ama her şeye rağmen, onun düşünce derinliğinin bir kanıtı…