Karşınızdaki dümbeleğin telefonda saatlerce özel hayatını konuştuğunu biliyoruz. Arka köşede oturan Şermin’in bağırarak anlattıklarıysa bizim ofisten bile duyuluyor. Yeni gelen asistan, titrindeki asistan kelimesine bakmadan patronluk taslıyor, merak etme herkes durumun farkında…
Peki herkes farkındayken patrona yalakalık yapan Caner’in amacı ne? 2 aydır mesaiye kalarak altından kalktığınız projenin üstüne yattığı yetmedi mi? Neden sanki her akşam saat 10’da işten çıkan oymuş gibi başarını sahipleniyor? Patron neden işi sen yaptığın halde primi ona veriyor?
Belki de bırakıp gitmenin zamanı geldi. Bir iki ay ense yapıp yeni iş bakarsın. Hem bu kadar çalışarak, buradan daha kötü bir yer bulman imkansız. Yani cidden, daha ne kadar kötü olabilir ki?
Ayrıca belki yeni işin evine de yakın olur. Bu tipleri görmek için günde iki defa kıta değiştirmek zorunda da kalmazsın. İnsan kaynaklarına git istifanı ver. Ya da dur! Gitmeden Caner adisine iki laf etmeyecek misin? Caner’den önce patron var yahu. Okkalı bi mail at da, hayata karşı bakışı değişsin?
Sakın ha! Unutmayalım ki istifayı basıp giderken kontrollü olmak, ilerde yine sizin işinize yarayacak. Bu yüzden uzman tavsiyeleriyle istifa ederken yapılmaması gerekenler listemize bir göz atın kariyeriniz ışıldasın 🙂
1. Sabrım tükendi, dayanacak güç bırakmadınız!
Aklına neler geldiğini tahmin edebiliyoruz. Muhtemelen çoğunda haklısın da. Ama iş dünyası senin-benim hak ve hukuk anlayışımıza göre hayatına devam etmiyor. Eğer kurumsal bir çalışma hayatı içinde “rahat etmek” istiyorsan egonu ön plana çıkarmayacaksın. Gururun öyle her imadan, her bakıştan incinmeyecek ve asla fevri davranmayacaksın.
2. Sağlığım bozuldu resmen ama, hasta ettiniz beni ama
Zaten kurumsal bir şirkette çalışarak sağlıklı bir insan olarak kalabileceğini düşünüyorsan yazıyı hiç okuma. Sen olmuşsun. İki sene içinde Caner’den beter hala geleceksin, patron ya da director (bildiğin müdür) olursan altındaki herkese kök söktüreceksin. Çünkü sebebi basit: İş hayatı böyle. Bu yüzden gider ayak kendini sıkma.
3. İki yakaları bir araya gelmez inşallah
Türk tipi beddua dediğimiz bu durum istifayı vermeden önce genellikle iş arkadaşlarına söylenir. Yapmayın. Unutmayın ki siz gideceksiniz ama onlar orada çalışmaya devam edecekler. Kariyer uzmanı Dana Manciagli çalışanların istifa ederken yazıp söylediklerini genellikle sonradan reddettiklerini belirtiyor. O öfke ya da hüzün dolu anlarda olanlar sonradan unutuluyormuş. Yani düşünün siz bile unutuyorsunuz patron neden hatırlasın.
4. Burada kimse mutlu değil ki, masadaki kaktüs bile mutsuz
En kötülerinden biri bu. Çünkü iş arkadaşlarınız bu durumu asla kabul etmezler. O minik kaktüsün saksısı gibi orada ööylece kalakalırsınız. Kapı önündaki sigara molalarında, çay – kahve aralarında söylediğiniz her şeye katılan kankalarınız konu patronun önüne geldiğinde yerdeki karoları sayacaklar emin olun. Ayrıca size katılacak niyeti olan varsa bile bu durumda katılmayabilir; çünkü siz kimsenin sözcüsü değilsiniz.
5. Negatif olmak istemem ama bu ofis çok lakayıt
Lynn Taylor adındaki bir başka uzmanımız daha var. Biz bu uzmanı daha çok sevdik; çünkü şöyle bir kitap yazmış: Çocuksu patron davranışlarını yönetme ve iş hayatında ilerleme. Kadın resmen iş dünyasının kutsal kitabını yazmış haberimiz yok. Lynn abla diyor ki patrona mail atacaksınız hemen yazıp da “send” etmeyin. Take a breathe canım kardeşim, git bi çay koy sakinleş diyor.
6. Patron olmuşsun ama adam olamamışsın
Patron istifanızla karşılaştığında ilk önce bir şok yaşayacak ve istifayı istemiyorsa reddedecek. Bir süre sonra bu ret hali, savunmaya dönecek ve aslında işlerin ne kadar sıkı ve zor geçtiğini, sizin için de daha iyisini düşündüğünü ama biraz daha zamana ihtiyaç duyduklarını vb. söyleyecek.
Patronun bu “içten” sözlerine karşı asla ve asla “Madem yapacaktın da 5 yıldır aklın nerdeydi be hey ibibik” gibi atarlar yapmıyoruz. İstifa sırasında duygusallığa yer vermeden, olumlu ve geleceğe dönük iş planları odağında el sıkışıp ortamdan sakince uzuyoruz.
7. Bugün gidiyorum, derhal, hemen şimdi, git timm!
Aslında buna bir çok ülkede kanunlar da izin vermiyor ama kanun yanınızda olsa da patrona sizin yerinizi doldurması için en azından iki hafta süre tanımanız yerinde bir davranış olacaktır. Hiçbir zaman pozisyonunuzu boş bırakıp gitmeyin. Zaten iki hafta içinde oraya sizden iyisini bulamıyorlarsa değerinizi bilememişler demektir. İşin o kısmı bundan sonra nasılsa sizin probleminiz değil.
8. Burası çalıştığım en berbat yer, ıyy nefret
Bunu söyleyerek o şirkete her türlü geri dönme olasılığınızı yok edersiniz. Unutmayın anlaşamadığınız yöneticiler de bir gün işten ayrılacak ya da atılacak. Şirkette düzen değişecek ve her şey düşündüğünüz normlara kavuşacak. İşte belki o gün geri dönmek isteyeceksiniz ama o “berbat yer” lafı buna imkan tanımayacak. Seneler önce siniriniz bozan bir gıcık, seneler sonra dolaylı yoldan yine önünüze çıkmış olacak. Bunu kim ister ki?
9. İnsanları yönetmeyi bilmiyorsunuz, bil mi yor su nuuuuuz!
O son kelimeyi heceleyerek vurgulamanız iyi oldu. Artık hiç unutmayacaklar 🙂 Uzmanlara göre suçlama ve hakaretin size hiçbir zaman bir yararı olmayacak. Ayrıca yönetim kavramında her zaman en azından iki birey vardır: Yönetici ve çalışan. Bu suçlamaları yaparak gitmeniz, işin çalışan tarafında da problemler olduğunu gösterecektir.
10. Küçük ve orta ölçekli dağları ben yaratmış olabilirim diyorum size ama ya!
Manciagli’ye göre çalışanlar işten ayrılırken geride kalanlara “şükranlarını” iki tipte sunuyorlar. İlki başka bir iş bulup ayrılanlar. Bunlar giderken geride kalanlara ders vermek niyetinde oluyorlar. Bu yüzden genelde küçümseyici ve ego patlamasına varacak şeyler söylüyorlar. Diğer tip ise işten çıkarılanlar ve hali hazırda yeni bir iş bulamayanlar. Bunlar ise kurban olduklarını düşünüyor ve patron da dahil geride kalanları suçluyorlar.
Uzmanımıza göre ayrılırken en iyisini yapanlar acısının bağrına basıp, yoluna pozitif devam edenler. “Öğrendiklerimi bundan sonraki kariyerimde kullanacağım” gibi Einsteinvari bir cümlenin herkes için daha uygun olacağının altı çiziliyor.
11. Başkaları prim alıyor bize gelince zırnık yok
Primler hep kıl Caner’e gidiyor!
Uzmanlardan Manciagli ismindeki (bizim daha az sevdiğimiz) bu noktada suçu hepimize atıyor. Prim almak ya da almamanın şirket basamaklarını teker teker tırmanmakla bir alakası olmadığının altını çiziyor. Yeterince sorumluluk almadığımız ve risklerden kaçtığımız için şimdi kalkmış böyle diyormuşuz.
Saatlerce mesaiye biz kalmıyoruz sanki. Haspam!
12. Yapılan iş kötü abi, kalite yok!
Asla ama asla şirketin ortaya koyduğu ürünlere laf söylemeyin diyor Lynn Taylor (sevdiğimiz olan uzman). Bunu yapıcı olarak söyleseniz bile, bırakıp giden siz olduğunuz için muhtemelen olumlu karşılanmayacak.
13. Para vermiyorlar, mayışlar başka firmalara göre daha düşük
Maaş hakkındaki küçümseyici sözler hem çalıştığınız yerden ayrılırken hem de yeni başlayacağınız yerde eski maaşınızdan bahsederken olumlu algılanmaz. Çünkü o maaşa bir şekilde karar verilmiş ve kararın altına imza atmışsınızdır. Sonraki süreçlerde maaşı belirleyenin tercihlerini küçümsemek olumlu bir intiba bırakmayacaktır. Kısaca konu sadece paraysa kendiniz ve aileniz için daha fazla imkan sunduğuna inandığınız bir teklifi kabul ettiğinizi söylemek en iyisi olacaktır.
14. Şirketin geleceği hakkında kaygılarım var, batacak mı nedir belli değil
“Benden sonrası tufan, ben giderim, kendimi kurtarırım hacı” algısı yaratmanız, o güvensizlik ortamında sizin de payınız olduğunu ama zora geldiğinde tüydüğünüzü gösterebilir.
15. Projelerde bana hep kötü davrandılar, önümü tıkadılar, çaya bile çıkarken beni çağırmadılar
Artık bitti, gidiyorsunuz. Başkalarını kötülemeyi bırakın. Haklı olsanız da bu şekilde haklı olarak algılanmayacaksınız. Bak valla sizin iyiliğiniz için konuşuyoruz 🙂 Bu davranış sizi sadece zayıf ve ispiyoncunun teki olarak gösterecek.
16. Ya zaten yapacak bişey yok ki, sıkılıyordum orda öööle
Gözünüzü sevelim aman ha diyelim… Sorumluluktan kaçan, tembel tenekenin teki olarak hatırlanırsınız ve referanslarınız da daima o yönde olur. Gerçekten yapacak bir şeyiniz yoksa da, size sunulan bu fırsat için teşekkürünüzü sunun ve bekleme yapmayın.
17. İşimdeydim gücümdeydim, etliye sütlüye karışmadım ama ne bir takdir ne bir ikramiye
Sıkı durun son dakika haberi: Maaş! Evet iş veren bunu yapmanız için size maaş verip istihdam ediyor. Yani tabii ki takdir etsin, pışpışlasın sırtınızı, moral iyidir ama bir de kendinizi düşünün. Örneğin evinize gelen hizmetliye bile, aman evi ne güzel temizlemişsin, 30 yıllık ev sıfır residence gibi olmuş diyor musunuz? Hayır. Çünkü ondan beklentiniz zaten bunu yapması yönündeydi.
18. Mesai arkadaşlarıma, diğer birimlere, çaycı Binnur Ablaya falan hep söyledim zaten artık…
Gideceğinizden emin olabilirsiniz ama bunu en son patrona söylüyor olmanız emin olun işleri kolaylaştırmayacak. Adam orada karar mekanizması olarak duruyor siz ona mandal muamelesi çekiyorsunuz. Ne olursa olsun iş dünyasında pozisyonlara saygı duymak gerekir. Sizin pozisyonunuza saygı duyulmadığında hissettiklerinizi düşünün. Doğru strateji, düşüncenizi önce onunla paylaşmak istediğinizi belirtmek olacaktır.
19. Çok daha iyi bir teklif aldım, Google yarın gel başla dese bile gitmem, öyle iyi
Yapabileceğiniz en kötü şeylerden birisi yeni patronunuzun eski patronunuza beş basan bir pozisyonda olduğunu adamın suratına söylemek olacaktır. Yani siz bunu kastetmiş olmasanız da o öyle anlayacak emin olun. Hatta şitketin adını vererek kıyaslama durumlarına hiç mi hiç girmeyin.
20. Yerinizde yoktunuz mail attım, fax çektim, mesaj bıraktım, Binnur Abla’ya söyledim o size söyleyecekti vb.
Böylesine önemli bir konuyu aracılarla halletmeye çalışmayın. Son ana kadar yüz yüze görüşme fırsatını kollayın.
21. Şimdi problem şu ki…
Sizden istenmedikçe şirketin gidişatı ya da mevcut sorunlar için tavsiye vermeyin. Kibirli bir hava oluşabilir. Hem ne gerek var ki. Önemli olan sorunları gitmeden çözebilmekti, çözülemiyorsa bırakın kendileri uğraşsın.
22. Yo yo yo başka pozisyonlar ya da yeni tekliflerinizle ilgilenmiyorum
Bırakın teklifini yapsın. Adı üstünde teklif. Teklif etmek ancak karşı tarafın seçimiyle anlam kazanır. Yani teklifi değerlendirmezsiniz olur biter. Hem hiç belli olmaz; belki altından sürpriz bir fırsat çıkar. Uzmanlar kimi zaman yapılan karşı tekliflerin gayet tatmin edici sonuçlar doğuracağını söylüyorlar.
23. Valla size iyi şanslar, yalnız gidişat kötü demedi demeyin
Negatif izlenim, negatif etkilere yol açıyor. Söylemeniz gereken tam tersi. O başa iliştirdiğiniz “valla”yı atıyoruz ve cümleye şöyle devam ediyoruz: Size iyi şanslar dilerim, umarım şirket ileride daha da başarılı olur ve hedeflerini yakalar. Gece arkadaşlarınızla istifayı kutlarken bu dediğinizin taklidini yapar ve birlikte koparsınız. Ama şirkette bunu yapmayın. Ne demiştik iş hayatı. Oyunu kurallarına göre onayın, siz kazanırsınız.
24. İş hayatı önemlidir ama iş hayattan önemli değildir
İyi ya da kötü şekilde olsun fark etmez bir gün işten ayrılmanız gerekebilir. Yapmanız gereken şey durumu çok fazla ciddiye almamak, olabildiğince az kafaya takmak. Olmuyorsa bırakır gidersiniz ama giderken gemileri yakmayınız. Neden? Çünkü dedik ya iş hayatı böyle.
Emin olun giderken yazıp çizdiklerinizden ya da anlattıklarınızdan kimse bir şey anlamayacak. Enn fazla “vay be helal çocuğa” derler, titrinizin sağlamlığına göre 3 gün ila 3 hafta arasında her şey unutulur. Siz kötü ayrılmış olursunuz, piyasada adınız yavaştan kötüye çıkar, her şey daha da kötüye gider. Bırakın Şermin, Caner ve patron baş başa oyunlarını oynamaya devam etsinler.