Anadolu’yu en güzel anlatan yazar Yaşar Kemal’in İnce Memed’i, bugüne kadar Türkçe yazılmış en başarılı romanlardan biri. Ve dahası, Türk edebiyatının kazandığı en şanslı ürünlerinden biri.
Satırları okurken, Anadolu’da geçen hikayenin resmini zihninizde çizdiğiniz, kahramanın tüm duygularını kalbinizde hissettiğiniz, şaşırtıcı derecede gerçekçi bir romandır İnce Memed. İnce Memed’in adaleti yerine getirmek için yürüdüğü isyan yolculuğuna ve yaşadığı tüm insani duygulara 4 ciltlik muhteşem bir akıcılıkla eşlik edersiniz.
Yaşar Kemal bu başyapıtında, okuyucunun vicdanına en naif cümleleriyle dokunur. Biz de o cümleleri tekrar hatırlamak istedik.
1. “Dünya parayla alınır. Yürek alınmaz.”
2. “İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli.”
3. “İlk tanıştıkları günlerde, Sefil Ali bir Köroğlu hikayesi söylemişti. Köroğlunun zuhuru: Günlerdir, Memedin kafasında o Köroğlu dönüyordu. Şöyle rivayet ederlerken:”
“Vaktiyle Bolu şehrinde… der başlardı. Sokakta bir küçücük köpek görmüş Köroğlu. Köpek küçücük, el kadar. Dört beş kocaman kocaman köpek, araya almışlar küçük köpeği. Saldırırlar. Küçük köpek kaçmaz, kendini savunur. Savunduğu gibi, onları yener de… Her birini bir yana dağıtır, yoluna gider. İşte Köroğlu bunu görür. Bu dövüşü seyreder. Demek, der Köroğlu, bir küçük köpek! Yürekli olunca… Ondan sonradır ki Köroğlu, Köroğlu olur. Korkmaz. Babasının başına da o iş gelince çıkar dağa.”
4. “İnsanoğlu bu, kimin içinde ne var bilinmez.”
5. “İşte bu iyi,” dedi. “Ağasız köy! Herkesin kazandığı, herkesin olacak.”
6. “Herkes bilirdi ki, köylülerden biri bir kabahat işlediğinde Abdi Ağa onu dövmezse çok büyük bir kötülük yapacaktır ona…”
“…O adam ömrünün sonuna kadar, işlediği suçun cezasını çekecektir. Eğer döverse unutulur giderdi suç. Abdi Ağaya karşı suç işlediklerini sanan köylüler gelir onun önüne otururlar, dayak yiyinceye kadar önünden
kalkmazlardı.”
7. “Memede olan olan olmuştu. Gözüne uyku girmiyordu. Düşüncelere kaptırmıştı kendini…”
“…Düşünceler kafasına akın ediyordu. Düşünüyordu artık. Dünya kafasında büyümüştü. Dünyanın genişliğini düşünüyordu. Değirmenoluk köyü bir nokta gibi kalmıştı gözünde. O kocaman Abdi Ağa, karınca gibi kalmıştı gözünde. Belki de ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu. Kin duyuyordu artık. Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini insan saymaya başladı. Yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken söylendi. “Abdi Ağa da insan, biz de…”
8. “Şurada tam yüreğimin ortasında bir yangın var… Oyuyorlar gibi yüreğimi…”
9. “Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır.”
10. “İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç. Ondan sonra arkadaş olabileceğin insanı seç. İpin ucunu bir verirsen ellerine, yandığın günün resmidir.”
11. “Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.”
12. “Belki umuttur. Belki de bir özlemdir. Özlem sıcacıktır. Özlem bir dost, bir sevgilidir. Sarıverir insanı sıcaklığı.”
13. “Hangi günü gördük akşam olmamış.”
14. “O insana güvenmeyen, bu insana güvenmeyen, her insanda bir kötülük gören, insanı insan saymayan insan değil piçtir yavrum.”
14. “O insana güvenmeyen, bu insana güvenmeyen, her insanda bir kötülük gören, insanı insan saymayan insan değil piçtir yavrum.”
15. “Abdi gitti; Hamza geldi…”
16. “Bu dünya böyledir, diyordu…”
“…Sular hendeğine dolar. İnsanlar doğar ölür, gün doğar batar. Ağaçlar büyür çürür. sular akar, bulut ağar. Ağayı öldürürsün, ağa gelir yerine. Bir daha öldürürsün, bir daha gelir.”
17. “Canlarından korkuyorlar. Can korkusu girdi mi bir insanın derisinin altına, o adamdan hayır bekleme Osman Ağa.”
18. “Yusuf’u kuyudan çıkaran Mevla, bir gün olur bize bakmaz mı dersin?”
19. “İnsan olmak başka iş, insanlık başka iş.”
20. “Vurulursa, neresinden vurulacaktı? Ölümü nasıl olacaktı?”
“…Ölüm gelirken nasıl gelecekti, bir karanlık mıydı ölüm, nasıl bir karanlıktı? Uyku gibi mi? Çok mu sızlardı ölüm yarası?”
21. “Bir insan ne kadar yürekli olursa olsun İnce Memedden korkmalı. Çünkü o, ölümün ötesinde yaşıyor. Bu ne demektir, biliyor musun?”
22. “Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa, o memleketin dibi oyulmuş demektir…”
“…Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz. Kanun karşısında eşkiya İnce Memed de birdir, Başvekil İsmet Paşa da…”
23. “Dünyada çok şey kolay da, insan olmak zor.”
24. “Zulüm edenler kafirdir. Zulüm görüp de karşı koymayanlar, seyredenler, boyun eğenler de kafirdir…”
“…Cennet zulme karşı koyan, kötülüklere ne için olursa olsun karşı koyan kişinin ayağının altındadır.”