Enis Batur’un ana karakteri olarak sayfaları arasında dolaştığı romanı Kitap Evi, gerçek “kitap deneyimleri” ve bu deneyimlerin paraleline açılan bir düş düzleminin yansıması.
Enis Batur, kendi yaşamının hemen paraleline bir kurgu perdesi aralamış anlattığı hikayede ve o perdenin ardında bir düş düzlemi yaratmış kendisine. Söz konusu kahraman Enis Batur olunca yaşam deneyimleri, kitaplar üzerine kurulmuş dünyalardan haber veriyor bize haliyle. Bu bağlamda çıkış noktası kitap olmak kaydıyla Enis Batur, elindeki malzemenin görülebilecek hemen tüm yüzlerini göstermeye çabalıyor.
Tam da bu yüzden zaman zaman anlattığı hikayeyi bir kenara bırakıp alıştığımız denemelerini andıran üsluptaki cümleler romanın sayfaları arasına karışıyor. Cümleler de değil aslında. Enis Batur enikonu kendinin kahraman olduğu bir hikayede kendini bir kenara bırakıp kitaplar ve çevresindeki pervanelerin dünyasını anlatıyor. İşte, esas ironi de burada başlıyor. Enis Batur’un bu roman için sadece bir dolgu olduğu, esas meselenin kitaplar, yine kitaplar olduğu anlaşılıyor.
1. Konuşursanız geri dönüşü yoktur, susarsanız öyle değil; dilediğiniz an giz kilidini açmak, açılmıyorsa kırmak sonuçta size kalmıştır.
2. Bütün yazıları okuyabilmeli, her alfabede yazabilmeliydik. Yerküreye böyle biri gelmemiştir. Köşemizde harflerin harflerimize dillerin dillerimize çevrilmesini bekliyoruz.
3. On binlerce yapıtla henüz okuyabildiğim dillere aktarılmadıkları için tanışmamış olduğumu bilmek canımı sıkıyor.
4. Yazı insanıyla yaşayanlar bilir, dalgın olurlar sık sık. Hele benim gibi tezgahında kilitli, kafasının içindeki sayısız tasarımın iplerini birbirinde düğümlenen örneklerde, kopup gitmelere hep rastlanır.
5. Bugüne dek, ne yazdığım kitapların ya da onlardan birinin ne de okuduklarımın ya da onlardan birinin insanın yaşamını değiştirebileceğine inandım. İlki için kişioğlunun kibirle alıklığı, ikincisi içinse inançla alıklığı buluşturması yeterlidir.
6. Bütün bunlar, ‘kitap’la, kitaplarla koyu ilişkimi hepten aklıselim çerçevesine sığdırmak için çırpınmanın sonucu olarak söylenmiş sözler sayılabilir hiç şüphesiz:Herkeste rastlanır az çok, marazını olağan gösterme endişesine.
7. Kendimi azar işitmeden özürlerini sıralayan, bir halt karıştırmış ya da karıştırmaya hazır cinfikir oğlan çocuğuna benzetiyorum. İşte kıyamet koparacak cümle: Kitap, eninde sonunda, ne olursa olsun, gene de, herşeye karşın eril dünyanın nesnesidir.
8. Yeryüzüne egemen düzenin, sınırlarına erişemediğimiz Hayat gerçeğinin açıklamalarını içeren yek kitabın hangisi olduğunu bilseydik, onu gösteririz korkusuyla bizi ortadan kaldırmaya and içecek sayısız katil adayı kapımızı çalardı.
9. Kitapları ve faydasızlığını aslında kitap delilerine anlatmak gerekmez, onlar bunun zaten farkında kalarak yaşayan insanlardır, kitabın varoluşundan, bizim bulunduğumuz yerde bulunuşundan öte bir faydasını aramak şart değildir, bilirler.
10. Kitap deliliği, yararcılığın aşıldığı noktadan başlar. Ne yazık ki bir kitap delisi olamadım ben, varlıklarının yarattığı huzurla yetinmeyi öğrenemedim.
11. Bazen tek bir ortak kitap yüzünden insan celladıyla bile anlaşabilir.
11. Sahi neden kitaplık raflarımızı kitapları temelde rahatsız eden fetişlerle, fetişimsilerle tamamlıyorduk ki? Yetmiyordu, nasılsa kütüphanenin istilasına uğramamış duvarları, duvar kesitlerini tıka basa resim, fotoğraf, afiş ile dolduruyorduk.
12. Sanıyorum, bizi kuşatsın, rahim bir dünya yaratmaktı çabamız.
13. Bir avuç kitabın başımı döndürdüğünü, bir avuç kitabın başımı başka yöne döndürdüğünü söyleyebilirim.